Öz Modern tarımda kimyasal gübrelerin ve böcek ilaçlarının kullanılması, gıda verimliliğini arttırırken, aynı zamanda toprak ve çevre koşullarını da olumsuz etkilemiştir. Sürdürülebilir tarım için doğal gübre kullanımı çok önemli bir duruma gelmiştir. Doğal gübrelerden birisi olan yarasa guanosu da ihtiva ettiği makro ve mikro besin elementleri, mikroorganizmalar ve organik maddeler nedeniyle çok önemlidir. Sentetik gübrelerin geliştirilmesinden önce, mahsullerinin verimliliğini en üst düzeye çıkarmak için çok eskiden beri kullanılmaktadır. Kimyasal gübrelerin kullanılmaya başlanmasıyla birlikte eski önemini kaybetmiştir. Günümüzde organik tarımın tekrar işlevsel duruma getirilmeye çalışmasıyla, organik gübrelerle birlikte yarasa guanosu da eski önemini kazanmıştır.

Based on the shape and model of echolocation calls, the acoustic definition of insectivorous bat species has become a successful tool for revealing the use of different habitats, activity and behaviour patterns. Many researchers have used ultrasonic detectors to identify bat species and assess habitat use. This method has become particularly valuable for species that are difficult to capture. In this study, a total of 3167 bat passages were recorded in the Selçuklu district of Konya province, by using an ultrasonic detector. As a result of the survey, 6 species (Myotis myotis / blythii, Barbastella barbastellus, Pipistrellus pipistrellus, Hypsugo savii, Eptesicus serotinus and Miniopterus schreibersii) were analysed. B. barbastellus and E. serotinus were recorded acoustically for the first time in the study area. ANOVA analysis showed that there were no significant differences in the call parameters between the locations where M. myotis / blythii, B. barbastellus, P. pipistrellus and M. schreibersii species were recorded. Discriminant Function Analysis (DFA) was performed to classify 5 species (M. myotis / blythii, B. barbastellus, P. pipistrellus, H. savii and M. schreibersii). As a result of the DFA, the species were classified as 100%.

ÖzEkosistemin en önemli dinamiklerinden olan yarasalar, birçok bulaşıcı hastalığın kaynağını oluşturan ve ayrıca tarım için zararlı etkileri olan böcek populasyonunun kontrolünü sağlar. Günümüzde küresel ekosistemin insanlar tarafından değiştirilmesi nedeniyle birçok bilim adamının hemfikir olduğu yeni bir jeolojik çağın -Antroposen Çağı-başlangıcı tetiklenmektedir. Birçok canlı antropojenik faaliyetleri tolere edip insanlarında içinde bulundukları habitatlarda hayatlarını sürdürmeye devam ederken, canlıların büyük çoğunluğu da dramatik bir şekilde popülasyonlarında düşüş yaşamaktadır. Tüm bu olanların sonucunda da gezegenimiz altıncı büyük yokoluşa doğru itilmektedir. Yarasalar, yaşam döngüleri, beslenme şekilleri, habiatatları, düşük üreme hızı ve yüksek metabolik hızları nedeniyle antropojenik değişikliklere özellikle açıktırlar. Yarasaların %16'sının IUCN tarafından Kritik Olarak Tehlikeli, Nesli Tehlikede ve Hassas konumda oldukları belirtilmiştir. Bu çalışmada antropojenik faaliyetlerin yarasalar üzerinde nasıl bir etki oluşturduğu vurgulanmıştır. Amacımız, bizim de nokturnal olmaları nedeniyle pek de farkında olmadığımız yarasalar hakkında farkındalık oluşmasını sağlamaktır.