Günümüzde teknolojik gelişmeler ışığında akıllı telefonlar günlük yaşamın vazgeçilmez parçası haline gelmiştir ve uzun süreli dijital ekran ışığına maruz kalma baş ağrısı prevalansında artışa neden olabilmektedir. Bu nedenle çalışmamızın amacı üniversite öğrencilerinde akıllı telefon kullanımı ve baş ağrısı ilişkisini belirlemektir. Yöntem: Araştırmanın örneklemini farklı bölümlerde aktif öğrenim gören 200 üniversite öğrencisi (96 kadın, 104 erkek) oluşturmaktadır. Katılımcılara literatür taraması sonucunda araştırmacılar tarafından oluşturulan; sosyodemografik veri formu, baş ağrısı ile ilgili değişkenleri ve cep telefonu kullanım durumlarını sorgulayan değerlendirme formu ve Akıllı Telefon Bağımlılık Ölçeği uygulanmıştır. Bulgular: Katılımcıların yaş ortalaması 21.7±2.7 yıl, Akıllı Telefon Bağımlılık Ölçeği puan ortalamaları 29.2±11.2'dir. Cinsiyete göre Akıllı Telefon Bağımlılık Ölçeği puanları analiz edildiğinde; kadınlarda erkeklere oranla istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek olduğu belirlenmiştir (p=0.03). Akıllı Telefon Bağımlılık oranlarının erkelerde %33.7, bayanlarda %41,7 olduğu saptamıştır. Akıllı telefon bağımlısı olan öğrencilerde baş ağrısı şiddeti 4.7 puan, bağımlı olmayanlarda ise 4.2 puan olup, bu farkın istatistiksek olarak anlamlı olmadığı tespit edilmiştir (p=0.154). Akıllı Telefon Bağımlılığı olan ve olmayan gruplarda baş ağrısı süresi ve sıklığı açısından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık olmadığı belirlenmiştir (p˃0.05). Sonuç: Çalışmamızda katılımcıların Akıllı Telefon Bağımlılık Ölçeği puanları, önceki çalışmalara oranla daha yüksek bulunmuştur. Üniversite öğrencileri arasında kadınlarda Akıllı Telefon Bağımlılık Ölçeği puanlarının erkeklere oranla daha yüksek olduğu, akıllı telefon bağımlılığının baş ağrısı şiddeti, süresi ve sıklığı üzerinde istatistiksel olarak anlamlı bir etkisinin olmadığı görülmüştür.
This study aimed to determine the frequency of work-related musculoskeletal discomforts (WMSDs) observed in veterinarians and the risk factors that may bring about these. Two hundred and seven veterinarians working in three provinces in south west Turkey were included in the study. The demographic and occupational information on the participants was recorded. The Modified Nordic Musculoskeletal Questionnaire was used to evaluate the musculoskeletal problems of different body parts, which cause difficulties at work and result in staying away from work. 49.8 % of veterinarians mostly have problems with lower back, 41.1 % with back, and 39.1 % with neck. The frequency of WMSDs tends to increase with the progress of professional experience. Three work-related activities during which veterinarians experience most difficulties while at work are obstetric procedures (28 %), vaccination (25.6 %), and driving (23.2 %). It is statistically significant that arm problems are observed more in veterinarians working with large animal types (p<0.05). The high level of job related stress and low job satisfaction statistically significantly affect the formation of WMSDs (p<0.05). The study showed that a large number of veterinarians experienced work-related musculoskeletal pain and discomforts that could be caused by some physical and psychosocial risk factors. Therefore, it is recommended for veterinarians to receive education on ergonomics and exercise from the beginning of their professional lives to prevent WMSDs. KEY WORDS: ergonomics; job related stress; lower back; neck; prevalenceApproximately 30 % of all musculoskeletal discomforts detected in the world occur due to work-related reasons (1). Work-related musculoskeletal discomforts (WMSDs) account for approximately 34 % of work day losses caused by all occupational diseases and occupational accidents, and the cost of compensation caused by these is almost 15-20 billion dollars annually (1).WMSDs are commonly observed in the neck, upper extremities, and back regions (2). Physical and psychosocial risk factors such as repeated movements, excessive use of power, lifting heavy things, working in a bad and/or fixed posture, vibration, sitting or standing for a long time, job stress, job dissatisfaction, monotonous work, insufficient break times, and working with time constraints affect the formation of WMSDs (1, 3-5).Studies conducted in many countries have revealed that musculoskeletal discomforts are an important problem among healthcare professionals (6). Work-related injuries occur more frequently in veterinarians when compared to other healthcare professionals (7). It is stated that WMSDs occur at rates as high as 49-96 % in veterinarians (7, 8) and the problems are experienced mostly in the neck, shoulder, and low back regions (9). Veterinary medicine is a profession requiring strength and entailing a high risk of injury (10-12). Some physical and psychological risk factors such as a static or bad posture, repetitive work or work requiring excessive strength, standing f...
Akciğer hastalıkları, ülkelerin sağlık ve sosyal sistemlerine büyük bir yük getirmektedir. Bu hastalıklar morbidite ve mortalitenin en yaygın nedenleri arasında yer almaktadır. Kronik solunumsal hastalıklar dünya çapında ölüm nedeni olarak üçüncü sırada yer almaktadır. Kronik akciğer hastalığı olan kişilerde; fonksiyonel kapasiteyi sınırlayan nefes darlığı, egzersiz toleransı düşüklüğü, sağlıkla ilgili yaşam kalitesinde bozulma, tekrarlı hastanede yatış ihtiyacı, anksiyete ve depresyon prevalansında artma görülür. Kronik akciğer hastalıklarının olumsuz sosyal ve ekonomik etkileri bireyler, aileler ve toplumlar tarafından büyük oranda hissedilmektedir ve gelecekte de bu etkilerin önemli ölçüde artacağı tahmin edilmektedir. Pulmoner rehabilitasyon, fonksiyonel kapasite, semptomlar ve yaşam kalitesi üzerinde klinik olarak önemli kazanımlar elde etmek için kanıtlanmış ve etkili bir stratejidir. Pulmoner rehabilitasyon, bireysel olarak uyarlanmış egzersiz programı, hastalığa özgü eğitim ve özyönetim becerilerini içermelidir. Pulmoner rehabilitasyonun yararına yönelik kanıtlar bulunmasına rağmen, çok az sayıda insan rehabilitasyon programına dahil olabilmektedir. Telerehabilitasyon gibi yeni pulmoner rehabilitasyon uygulama stratejileriyle, kronik akciğer hastalığı olan kişiler için merkez tabanlı programlara katılım engelleri azaltılırken, hizmetlere uygun ve eşit erişim sağlanır. Telerehabilitasyon modelleri egzersiz eğitimine ek olarak, öz-yönetim eğitimi, hastalık yönetimi ile ilgili eğitim, hasta değerlendirmesi, hedef belirleme, fizyolojik sinyallerin izlenmesi ve akran desteği gibi pulmoner rehabilitasyonun diğer bileşenlerini de içerebilir. Akciğer hastalığı olan kişilerde telerehabilitasyon, daha fazla insanın pulmoner rehabilitasyonun faydalarını deneyimlemesine olanak tanımaktadır. Daha büyük katılım sağlayabilmek için telerehabilitasyon modellerinde sürdürülebilir fonların dikkate alınması gerekmektedir. Bu derleme, pulmoner hastalıkların tedavisinde telerehabilitasyonun önemi ve etkinliğini ilgili literatür ışığında incelemeyi hedeflemektedir.
Yaşlı ayrımcılığı bir kişiye sadece yaşı nedeniyle gösterilen farklı tavır, önyargı, davranış ve eylemleri içinde barındıran çok boyutlu bir terimdir. Çalışmamızın amacı geriatri stajı yapan ve henüz yapmamış olan fizyoterapi öğrencileri arasında yaşlı ayrımcılığı tutumu açısından farklılık olup olmadığını belirlemektir.Yöntem: Çalışmamız tanımlayıcı nitelikte olup; Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü 4. sınıfta eğitim gören ve Klinik Uygulama dersi kapsamında geriatri stajı yapmış olan (50) ve henüz staja çıkmayan (44) toplam 94 öğrenci ile yapılmıştır. Çalışmanın verileri araştırmacılar tarafından hazırlanan Kişisel Bilgi Formu ve Yaşlı Ayrımcılığı Tutum Ölçeği (YATÖ) ile toplanmıştır.Bulgular: Öğrencilerin YATÖ puan ortalamasının 82,6± 8,7 puan olduğu ve yaşlı ayrımcılığına ilişkin tutumlarının olumlu olduğu belirlenmiştir. Geriatri stajı yapan öğrencilerin YATÖ toplam puanlarının, yapmayanlara göre daha yüksek olduğu fakat bu farkın istatistiksel olarak anlamlı olmadığı saptanmıştır (p>0,05). Ayrıca yaşamının en uzun süresini Köy/Kasaba'da geçirenlerin, şimdiye kadar 65 yaş üstü bireylerle beraber yaşamayan kişilerin ve kardeş sayısı 3 ve altında olanların YATÖ puanları daha yüksek bulunmuştur fakat bu farklar istatistiksel olarak anlamlı değildir (p˂0,05). Sonuç: Fizyoterapi öğrencilerinin yaşlı ayrımcılığına ilişkin tutumlarının olumlu olduğu, kısa süre yaşlı bireylerle çalışmanın yaşlı ayrımcılığına ilişkin tutumları olumlu anlamda etkilediği belirlenmiştir. Klinik uygulamalarda öğrencilerle yaşlı bireylerin etkileşiminin artırılmasının, öğrencilerin yaşlılara yönelik tutumlarını olumlu anlamda etkileyeceği düşünülmektedir.
Bu çalışma fizyoterapistlerde iş doyumu ve çatışma eğilimi arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla yapılmıştır.Çalışma Planı: Araştırmanın örneklemini en az 1 yıllık mesleki deneyimi olan 202 fizyoterapist oluşturmuştur. Çalışmaya katılan fizyoterapistlere araştırmacılar tarafından hazırlanan değerlendirme formu, Çatışma Eğilimi Ölçeği ve İş Doyumu Ölçeği uygulanmıştır.Bulgular: Katılımcıların İş Doyumu Ölçeği ve Çatışma Eğilimi Ölçeği puan ortalamaları sırasıyla 97,8±12,2 puan ve 165,9±28,0 puan olarak bulunmuştur. Katılımcıların cinsiyetine, gelir düzeyine, çalıştığı kuruma, çalıştığı işten duyduğu memnuniyet derecesine göre İş Doyumu Ölçeği ve Çatışma Eğilimi Ölçeği puanları farklılık göstermemektedir (p>0,05). 5 yıldan daha az mesleki deneyime sahip olan ve 30 yaşın altında olan fizyoterapistlerin Çatışma Eğilimi Ölçeği puanlarının, daha deneyimli olan meslektaşlarına göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek olduğu tespit edilmiştir (p<0,05). İş doyumu ile çatışma eğilimi arasında orta seviyede negatif yönlü ilişki olduğu saptanmıştır (r= -0,517).Sonuç: Fizyoterapistler mesleki deneyim kazandıkça çatışma eğilimleri, dolayısıyla kişiler arası iletişimde karşılaştıkları problemler azalmaktadır. Ayrıca fizyoterapistlerde çatışma eğilimi azaldıkça iş doyumu artmaktadır.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.