Psychological resilience is a broad concept that can be evaluated in the context of past experiences, emotional experiences and control mechanisms shaped by internal or external factors. In this study, the role of childhood traumas, emotional self-efficacy and the internal-external locus of control were investigated in predicting psychological resilience. The study included a total of 291 participants (208 females and 83 males) with average age of 20.29 (SD = 2.59). Childhood Trauma Questionnaire, Emotional Self-Efficacy Scale, Internal-External Locus of Control Scale and Psychological Resilience Scale were used to collect data from participants. As a result of simple linear regression analysis, childhood traumas experiences, emotional self-efficacy and internal locus of control predicted resilience significantly among university students. Also, there was significant positive relationship between emotional self-efficacy, locus of control and resilience. On the other hand, resilience and childhood traumas were correlated negatively. The findings of the study are discussed at the end. The protective factors related to psychological resilience should be considered in a versatile way to understand its fundamental structure.
Childhood experiences can affect individuals’ self-esteem and psychological resilience during personality and psychosocial development in adolescence and adulthood. The effect of positive childhood experiences on adulthood has rarely been investigated, with most studies focusing on negative aspects of childhood. Evidence shows that they also influence the development of psychological resilience and self-esteem. This study examined the relationship between positive childhood experiences, self-esteem, and psychological resilience. A total of 570 university students completed the Positive Childhood Experience Scale, Brief Resilience Scale and Rosenberg Self-Esteem Scale. The results of structural equation modelling indicated that positive experiences significantly predicted self-esteem and resilience. Self-esteem also predicted psychological resilience. Most importantly, positive childhood experiences had an indirect effect on resilience through self-esteem. The results suggest that focusing on positive aspects of childhood is as important and functional as dealing with negative ones to contribute to self-esteem and resilience. We suggest that school psychologists and counsellors could integrate these results into intervention programs to improve resilience through increased self-esteem.
Considering the causes of bullying behavior, the situations caused by it and its impact area, the formation of bullying in the cognitive dimension draws attention. In this context, examination of thoughts or cognition about bullying becomes an important element in explaining bullying. In this study, it is aimed to examine moral disengagement tendencies, attitudes towards violence and irrational beliefs as predictors of bullying cognition of adolescents between the ages of 15-18. Study group consisted of 369 individuals, 197 females and 172 males. Bullying Cognition Scale, Moral Disengagement Scale, Attitude Towards Violence Scale and Irrational Beliefs Scale for adolescents were applied to participants. The data obtained were tested by hierarchical regression analysis. Moral disengagement tendency, attitudes towards violence and irrational beliefs (demands for success and for comfort sub-dimensions) predicted cognition about bullying significantly. It was determined as a result of hierarchical regression analysis that these variables predicted bullying cognition both separately and together. At the end of the study, suggestions for the studies to be carried out for bullying, which would be handled within the scope of cognitive structure, were presented.
Kişiler arası ilişkilerde öne çıkan konulardan biri de saldırganlık içeren tutum ve davranışlardır. Bu tutum ve davranışlar belirli kavramsal yapılar içinde değerlendirilmektedir. Saldırganlığın görünümlerinden biri de akran zorbalığıdır. Zorbalık günümüzde sosyal ortamlardan sanal ortama taşınmıştır. Sanal ortamda beliren ve akran zorbalığının siber dünyadaki dönüşümü olan siber zorbalık arasındaki ahlaki yargılama ve duygusal faktörler bakımından ilişkiler önemli ölçüde dikkatleri çekmektedir. Bu araştırmanın amacı akran zorbalığı ve mağduriyeti, siber zorbalık, ahlaki uzaklaşma ve empatik ilgi arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Bu amaçla İstanbul'da çeşitli üniversitelere devam eden 18-25 yaş aralığındaki genç yetişkinlerden uygun örnekleme yöntemiyle 210 kadın 60 erkek olmak üzere toplam 270 katılımcıya ulaşılmıştır. Katılımcılara Zorbalığı ve Mağduriyeti Belirleme Ölçeği, Ahlaki Uzaklaşma Ölçeği, Kişilerarası Tepkisellik Ölçeği ve Siber Zorbalık Ölçeği uygulanmıştır. Bağımsız ve bağımlı değişkenler arasındaki ilişkiler Pearson Momentler Çarpımı Korelasyonu, Basit Doğrusal ve Çoklu Regresyon Analizi ile test edilmiştir. Akran zorbalığı, akran zorbalığına maruz kalma ve ahlaki uzaklaşmanın basit regresyon analizi sonucunda siber zorbalığı anlamlı düzeyde yordadığı bulunmuştur. Ayrıca ahlaki uzaklaşmanın ve empatik ilginin akran zorbalığını ve mağduriyetini yordadığı görülmüştür. Akran zorbalığı ve siber zorbalık arasında birbirinin devamı niteliğindeki ilişkiler göz önünde bulundurularak ahlaki uzaklaşma eğilimi, ahlaki biliş ve empatik ilgi bağlamında araştırma konusu tartışılmıştır. Hem akran zorbalığını hem de siber zorbalığı önleyici çalışmalarda ve müdahale programlarında empati ve ahlaki bilişle ilgili unsurlara yer verilmelidir.
King ve Russell (2017) tarafından geliştirilen Şiddet Yaşantıları Ölçeği-Gözden Geçirilmiş Formu katılımcıların 5-8 yaş, 9-12 yaş ve 13-16 yaş aralığındaki yaşadığı aile düşmanlığı, kardeş düşmanlığı, ev içindeki düşmanlığı ve akran düşmanlığına ilişkin şiddet yaşantılarını ölçen, 36 maddeden, 12 endeksten ve dört faktörden oluşan bir ölçektir. Ölçeğin dört faktörlü yapısına ek olarak çocukluk, erinlik ve ergenlik dönemlerini kapsayan dönemsel şiddet yaşantıları da incelenebilmektedir. Ölçeğin hem farklı kişilerden maruz kalınan şiddet yaşantılarını hem de yaş dönemini hem de maruz kalınan şiddet şeklini ortaya çıkarması nedeniyle Türk kültürü için de geçerlilik ve güvenirliğinin yapılmasının önemli olduğu düşünülmektedir. Bu çalışmanın amacı Şiddet Yaşantıları Ölçeği Gözden Geçirilmiş Formu'nun Türkçeye uyarlanması ve psikometrik özelliklerinin incelenmesidir. Bu amaçla İstanbul'daki üniversitelerde öğrenim gören 460 katılımcıya ölçek uygulanmıştır. Doğrulayıcı faktör analizi sonucunda elde edilen değerler CMIN/DF = 3.76, p < 0.001, GFI = 0.95, CFI = 0.97, and RMSEA = 0.078'tir. Ölçeğin iç tutarlık katsayısı .94'tür. Bu bulgulardan hareketle uyarlanan ölçeğin dört faktörlü yapısı doğrulanmıştır.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.