Bu ara t rmada, okul öncesi ö retmenlerinin müzik etkinliklerinde ya ad ya ad sorunlar n belirlenmesi amaçlanm t r. Ara t rman n çal ma grubunu, Yozgat il merkezinde bulunan ba ms z anaokullar , k z meslek lisesi uygulama
Dezavantajlı gruplar arasında yer alan kadınlar göçten en çok etkilenenlerdendir. Bu durumun yaşanmasında ise eşitsiz koşullarda yaşayan kadınların göç ile birlikte daha eşitsiz koşullara boyun eğmek zorunda kalması etkili olmaktadır. Güncel göç literatüründe de çoğunlukla erkeği birincil ve özne konumunda görürken kadını ise onunla hareket etmek zorunda olan bir eşya gibi ikincil konumda görmektedir. Bu ilişkilendirmenin aksine göç sürecinde kadınlar değişen sosyo-ekonomik ve kültürel yapının da etkisiyle değişimde aktif özne olmuştur dolayısıyla toplumsal cinsiyet rolleri de bu değişimden bağımsız değildir. Rolleri gereği süreci göçün feminizasyonuna dönüştürmüştür. Daha çok bireysel ya da psikolojik sorunların çözümlenmesi veya davranışın iyileştirilmesi anlamlarını içeren baş etme, ilerleyen zamanlarda bireysel/psikolojik sorunlar kadar, aile, aile içi ya da aileler arası ilişkilerini, grup veya toplulukların eylemlerini de kapsar hale gelmiştir. Baş etme daha çok, bireyin ya da grubun (ailenin) karşılaştıkları sorunu veya engeli ortadan kaldırıcı araçlar bulma çabası, sahip olduğu imkân ve kaynakları seferber etmesi olarak tanımlanmaya başlanmıştır; bu çalışmada da göçmen kadınlar özelinde kullanılan baş etme benzer süreçleri ve anlamları içermektedir. Bu çalışmada göçmen kadınların değişen cinsiyet rollerine bağlı olarak gündelik hayatlarında geliştirdikleri baş etme stratejileri ve bunun sosyo-kültürel değişime uyum çabalarını nasıl etkilediğini gündelik hayat kuramsal çerçevesinde saha verileriyle analiz edilecektir. Bu çalışma YOBÜ BAP Birimi tarafından desteklenen projeden üretilmiştir.
Bu makalede, eleştirel teorinin günümüzdeki temsilcilerinden Jürgen Habermas'ın oluşturduğu iletişimsel eylem kuramı ile kamusal alan kavramı tartışılmıştır. Habermas'ın bu yaklaşımlarının tanınması ve anlaşılması adına yürütülen bu çalışma ile sosyal bilimler alanına farklı bir bakış açısından bakılarak boyut kazandırılması amaçlanmıştır. Habermas'ın düşünceleri, Frankfurt Okulunun eleştirel teorisini temsil etmekle birlikte yeni-Marksist ve yeni-Kantçı olarak da değerlendirilmiştir. Habermas, Marx'ın alt-yapı ve üst-yapı kavramlarına kişiler arası iletişim kavramını ekleyerek, üretim ilişkilerinin toplumun belirlenim sürecinde etkili olan tek unsur olmadığını belirtmiştir. Bununla birlikte kamusal alan kavramı ile kamusal etkileşimin, boş zaman etkinliklerini de kapsayacak biçimde kapitalist çıkar çevrelerince kontrol edildiğini göstermektedir. Eleştirel teorinin özellikle üzerinde durduğu hegemonik ilişkileri açıklamak adına, Habermas'ın bu yaklaşımları verimli birer alan oluşturmaktadır. Kültürün bir araç olarak kullanılması Frankfurt Okulu düşüncesinin bir diğer çalışma alanıdır. Habermas'ın iletişimsel eylem kuramı, kültürün üretimi, yeniden üretimi ve dağıtılması süreçlerinin değerlendirilmesi, yorumlanması ve anlaşılmasında etkili bir kuramdır. İletişim aygıtlarının kontrolü kamuoyunun oluşması ve oluşturulmasında etkili bir yöntemdir. Bu çalışma ile iletişimsel eylemin ve kamusal alanın başta Frankfurt Okulu düşüncesi olmak üzere sosyolojik boyutta değerlendirilmesi yapılmıştır. Bununla beraber anlama ve uzlaşı tanımları üzerinden kişiler arası iletişimsel ilişkilerin yapısı değerlendirilmiştir. Özellikle bir sosyal bilimcinin iletişimsel yapıların farkında olması kuramsal kavramları aktarım gücüne olumlu yönde katkı sunacaktır. Ayrıca Habermas'ın zengin düşünce dünyası ve yaklaşımları sosyal bilimciler için yeni bir ufuk sunmaktadır.
Bu makalede Frankfurt Okulu düşünürlerinden Adorno ve Horkheimer’in kitle kültürü ve kültür endüstrisi kavramaları ele alınmıştır. Bu kavramların anlaşılması, ideolojinin çıkarları doğrultusunda kitleleri yanlış bilinçlendiren hegemonik süreçlerin anlaşılmasına da önemli bir katkı sunacaktır. Bu kavramlar Frankfurt Okulunun temel yaklaşımı olan eleştirel teori hareket noktası alınarak; alt yapı ve üst yapı ilişkisine yönelik yaklaşım farklılığı temelinde incelenmiştir. Frankfurt okulunun, alt yapı ve üst yapı ilişkisini bir belirlenme sürecinin ötesinde artık iç içe geçmiş, kaynaşmış olduğuna dair yaklaşımı kültürü bir üst yapı kurumu olmaktan çok üretim ilişkilerinin bir parçası haline getirmiştir. Kitle kültürü kavramı yerine sonraları kültür endüstrisi kavramının kullanılmasının nedenlerinin tartışılmasının ardından modernist ve postmodernist sanat yaklaşımları üzerinden kültür endüstrisi kavramı farklı bir bakış açısı eklenerek yorumlanmıştır. Kitle kültürü ve kültür endüstrisi kavramları; Frankfurt okuluna ait olmakla beraber başta popüler kültür olmak üzere başka toplumsal kültür teorilerinin oluşumunda da etkili olmuştur. Böylece; inceleme, tartışma ve yorumlar ışığında sosyolojik düşünce açısından önemini koruyan kitle kültürü ve kültür endüstrisi kavramlarının daha iyi anlaşılmasına katkı sunulması amaçlanmıştır.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.