Dezenformasyonla mücadele kapsamında idari tedbirlerin yeterli ve caydırıcı olmaması son çare olarak ceza kanununa müracaat edilmesini gerekli kılmıştır. Bu kapsamda 13.10.2022 tarih ve 7418 sayılı Kanun’un 29 uncu maddesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Özel Hükümler” başlıklı ikinci kitabının “Topluma Karşı Suçlar”ı düzenleyen üçüncü kısmının “Kamu Barışına Karşı Suçlar” başlıklı beşinci bölümünün 217/A maddesinde “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” başlığıyla müstakil bir suça yer verilmiştir. İhdas edilen suçla sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak maksadıyla, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayma yaptırım altına alınmıştır. Çalışmada, halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunun objektif ve sübjektif unsurları değerlendirilerek, suç tipinin ifade hürriyeti ile kişilerin haber alma/verme hakkına getirdiği sınırlamalar mukayeseli hukuktaki düzenlemeler de dikkate alınarak izah edilecektir. Ayrıca düzenlemenin, suçta ve cezada kanunilik ilkesinin bir sonucu olarak karşımıza çıkan belirlilik ilkesini ihlal edip etmediği tartışmalarına da çalışmada yer verilecektir.
Öz: Çağın getirdiği iletişim imkanları sayesinde örgütlenme hürriyeti sosyal ağlarda da ön plana çıkmaya başlamıştır. İnternet ağının genişliği ve bu ağlarda anonim kalarak iletişim kurmanın kolaylığı, başta sosyal medya olmak üzere kullanıcıların yoğun bir biçimde içerik paylaşmasına ve sürekli etkileşim halinde olmasına neden olmuştur. Bir hukuka uygunluk sebebi olan örgütlenme hürriyetinin sosyal medyaya taşınmasıyla birlikte suç işlemeye ve kanunlara uymamaya tahrik, örgüte üye kazandırma, örgüt propagandası yapma şeklindeki suçlar sosyal medyada sıklıkla işlenir hale gelmiştir. Çalışmada, insanların internet ortamında ortak bir konu ve fikir üzerinde nasıl iletişim kurduğu izah edildikten sonra atipik örgütlenmenin bir örneği olan dijital aktivizm ile benzeri örgütlenmeler hakkında bilgi verilecektir. Daha sonra bir hukuku uygunluk sebebi olan örgütlenme hürriyetinin sosyal medyada ne şekilde sınırlandırılabileceği tartışılacak ve ifade hürriyetinin himaye etmediği suçlar incelenecektir.
İnternetin ve sosyal ağların hayatımıza girmesiyle birlikte cinsel suçların ve cinsel şiddetin ortaya çıkış biçimleri değişmiştir. Özellikle cinsel görüntülerin rıza dışı alınması ve yayımlanmasıyla birlikte gündeme gelen intikam pornosu, çocuk pornografisi, çocukların cinsel istismarı ve cinsel şantaj şeklindeki suçlar, internet ortamında sıklıkla işlenmeye başlanmıştır. Çalışmada, öncelikle internetin ve sosyal ağların cinsel suçların işlenmesindeki rolü incelenecek daha sonra rıza dışı elde edilen cinsel içerikli görüntülerin ifşa edilmesi (pornografi/intikam pornosu), çocuk pornografisi ve müstehcenlik suçlarının internet ortamında ve sosyal ağlarda işlenmesiyle ilgili bilgi verilecektir. Ayrıca rızaya dayalı olarak alınan cinsel içerikli görüntülerin cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar içerisinde değerlendirilip değerlendirilemeyeceği de tartışılacaktır.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.