The most parts of the Earth experience precipitation variability as a part of their normal climates over both short-and long-time periods. These variations of precipitation will have unpredictable and perhaps unexpectedly extreme consequences (such as drought and flood) with respect to frequency and intensity for many regions of the Earth. Because of high precipitation fluctuations, the Mediterranean region is also the areas of the world sensitive to precipitation changes which often involve frequent drought conditions in Turkey. In this study, drought conditions at annual, seasonal and monthly time scales over the period of 1975-2010 were examined for Antakya-Kahramanmaraş Graben which is located in the eastern part of the Mediterranean region of Turkey. Application of appropriate measures to analyze and monitor droughts is recognized as a major challenge to scientists involved in atmospheric studies. Standardized Precipitation Index (SPI) and cumulative deviation curve techniques were used to determine drought conditions. Results indicated that the study area presented a cyclic pattern of variations with alternating drier and wetter years. From analyses of annual, seasonal and monthly drought series it can be seen that precipitation characteristic of the area is changing. By the results, apparent wet and dry periods can be distinguished. This study also indicated that precipitation totals of winter, spring and summer seasons were slightly decreased during the study period. Drought frequency was increased especially for the northern part of the area in the last ten years. Drought periods were divided into 1982-1985, 1999-2002 and 2004-2008, respectively. According to our analyses, the time scale of 1999-2002 was the driest period in the most of the graben area. The study area, which covers agriculturally important fertile alluvial plains, will experience increasing pressure on its water resources because of its growing population and industry, ever-larger demands for intensive agricultural activities, and frequent drought events.
Öz: Türkiye, dünyada kısa veya uzun süreli iklim değişikliklerinin yaşanabileceği hassas ülkelerden birisini oluşturmaktadır. Bu çalışmada, 1975Bu çalışmada, -2005 yılları arasında Akdeniz Bölgesi'nde yer alan Kahramanmaraş'ta bulunan meteoroloji istasyonları için yıllık, mevsimlik ve aylık yağış trendleri incelenmiştir. Parametrik olmayan testler (Mann-Kendall), lineer regresyon, yağış değişkenliği, değişim katsayısı gibi istatistiksel metotlar kullanılarak yağış eğilimleri analiz edilmiştir. Sonuçlar, çalışma alanında yıllık yağışlarda çok küçük azalışa rağmen istatistiksel anlamlılıkta pozitif veya negatif bir trendin oluşmadığını göstermektedir. Kış, ilkbahar ve yaz mevsimlerinde çalışma periyodu boyunca yağışlarda çok önemsiz bir azalış gerçekleşirken, sonbahar mevsiminde ise istatistiksel anlamda önemsiz bir artış trendi gözlenmiştir. Anahtar Kelimeler: İklim değişkenliği, yağış, Mann-Kendall, trend, Kahramanmaraş Abstract: Turkey is one of the sensitive areas to climate variation in the World. In this study, trends in precipitation at annual, seasonal and monthly time scales for the periods of 1975-2005 were examined for the Kahramanmaraş which is mostly located in the Mediterranean region of Turkey. Non-parametric tests (such as Mann-Kendall), linear regression, coefficient of variation techniques were used to determine rainfall trends. The results showed that there is no negative or positive statistically significant trend in the study area, despite of slight precipitation decrease annually for the period of 1975-2005. Slight precipitation decreases (which are not statistically significant) for winter, spring and summer were determined. In contrast, slight precipitation increase was found for the season autumn. Keywords: Climate variation, precipitation, Mann-Kendall, trend, Kahramanmaraş 1. Giriş Dinamik bir yapıya sahip olan iklim zamansal ve mekânsal ölçekte sürekli değişkenlik gösterir. Yerkürenin büyük bir bölümü kısa veya uzun dönemler içerisinde iklimin doğası gereği değişimlere maruz kalır. Kısa süreli iklim değişkenliği: herhangi bir iklim elemanına ait yıllık ölçümün uzun yıllar ortalamasından farkını ifade eder. Diğer taraftan uzun süreli iklim değişkenliği ise: herhangi bir iklim elemanının uzun yıllık ortalamasında meydana gelen belirgin değişimi ortaya koyar (Gardner vd., 1996). Diğer taraftan küresel sıcaklığın artması ve yağış deseninin değişmesi şeklinde ifade edilen küresel iklim değişikliği fikri son yıllarda elde edilen bulgular nedeniyle bilim adamları tarafından kabul edilmeye başlanmıştır.Yerküre ikliminin ana elemanları olan sıcaklık ve yağışla ilgili bilgiler, global iklim varyasyonlarının karakterlerinin belirlenmesinde büyük öneme sahiptir. Her iki olay hem mekânsal hem de zamansal ölçekte büyük değişkenlikler gösterir. Bu iki parametrede meydana gelen salınımlar, iklimin genel yapısının anlaşılması için önemli ipuçları ortaya koyar. Bu nedenle son zamanlarda iklim * İletişim yazarı: M.Karabulut,
ÖzDeltalar, sahip oldukları verimli topraklar ve biyolojik çeşitlilik açısından sağladığı imkânlar nedeniyle insan ve doğal hayat için önemlidirler. Bu alanlar özellikle zengin sulak alan sistemlerini de desteklerler. Bu çalışma kapsamında uydu teknolojileri kullanılarak Göksu deltası sula klanlarının birer parçası olan göl alanlarında tarihsel süreç içerisinde meydana gelen doğal ve doğal olmayan değişimler TÜBİTAK 110Y295 numaralı proje kapsamında incelenmiştir. Bu değişimlerin hızı, yönü, lokasyonları ve trendleri analiz edilmiş, gelecekteki eğilimlere dair çıkarsamaların yapılması amaçlanmıştır. Çalışmanın hedeflerine ulaşmak için kontrolsüz sınıflama, NNDWI ve NDWI gibi dijital görüntü işleme teknikleri kullanılmıştır. Landsat TM ve ETM uydusuna ait görüntüler kullanılarak 1984-1990 arasındaki 6 yıllık dönem ve 1990-2000-2010 yılları arasındaki 10'ar yıllık periyotlarda meydana gelen değişimler detaylı bir şekilde analiz edilmiştir. Yapılan analiz sonuçlarına göre 1984-2011 yılları arasında arazi göl yüzey alanlarında önemli değişim ve varyasyonların gerçekleştiği tespit edilmiştir. Çalışma periyodu boyunca doğal özellikle Akgöl için su yüzey alanlarının doğal ve beşeri faktörlerden daha fazla etkilendiği tespit edilmiştir. Sucul bitkilerinin yayılım alanları göllerin çevresinde ise yıllar arasında dalgalı bir seyir izlemiştir. Çalışma ayrıca bu tür analizlerde NNDWI tekniğinin diğer indislerle birlikte kullanışlı olduğunu ortaya koymuştur.Anahtar Kelimeler: Uzaktan Algılama, NNDWIVis/NIR, NDWIG/NIR, Göksu Deltası, AbstractDeltas are important to both human activities and wildlife because they normally provide very fertile soil as well as a large amount biodiversity. These areas support particularly rich wetlands systems. In this study, historical process of natural and unnatural changes in Göksu Delta lake areas was examined by using satellite data. Speed, direction, locations and future trends of these changes analyzed and made some inferences about trends within TUBİTAK project (110Y295). To achieve the objectives of the study several digital image processing techniques such as unsupervised classifications, NNDWI and NDWI were used. The six-year period between the years of 1984-1990 and 10-year period between the years of 1990-2000-2010 were analyzed to reveal temporal changes in the delta by using Landsat TM and ETM satellite images. According to the results, during the study period of 1984-2011, lake surface areas were represented with significant variations and changes. It can be concluded, Akgöl surface area represented more variation due to the natural and human factors. Aquatic plants significantly fluctuated in the vicinity of large lakes between years. The study also revealed that the NNDW is useful technique in such analyzes beside other water detection indices.
The main purpose of this research is to examine the potential of students who take violin education in Divisions of Music Education, in recognizing and implementing musical dynamics; to introduce the interaction between each other, to measure the impacts of building awareness on musical dynamics during the process of implementation, and to find out whether these cases differ or not, according to the types of high school which the students graduated from and their grade levels. Experimental and descriptive methods have been used together in this study. In descriptive part, a scale consisting of written questions have been used in order to measure the students’ potential of recognizing the musical dynamics. In experimental part, the pretest-posttest design with one group have been used and implemented to 3rd grade and 4th grade students who are studying at AUKKFE Department of Fine Arts Education, Division of Music Education. During the implementation, two records have been filed and these records have been processed to the observation form by the domain experts, by using “Five-Unit Likert Scale”. In the light of the obtained results, it has been determined that; in the implementation of musical dynamics, there are no differences in terms of the grade level and type of high school having been graduated from. While the answers given by the students to the written questions show an accuracy, it has been observed that they obtained low marks in the pretest. The success rate has risen in the posttest with making the musical dynamics in the notes more apparent, and without any guidance. In conclusion, it has been found that recognizing the musical dynamics does not help the implementation process; and building simple awarenesses contributes to the playing of musical dynamics. ÖzetBu araştırmanın amacı; Müzik Eğitimi Anabilim Dallarında keman eğitimi alan öğrencilerin müzikal dinamikleri bilme ve uygulayabilme durumlarını incelemek; incelenen bu iki durumun birbirleri ile etkileşiminin nasıl olduğunu ortaya koymak; uygulama aşamasında müzikal dinamikler üzerinde farkındalık yaratmanın etkilerini ölçmek; mezun oldukları lise türlerine ve sınıf düzeylerine göre bu durumların farklılık gösterip göstermediğini ortaya koymaktır. Bu araştırmada deneysel ve betimsel yöntem bir arada uygulanmıştır. Betimsel kısımda öğrencilerin müzikal dinamikleri bilme durumlarının ölçülmesi için yazılı sorulardan oluşan bir ölçek kullanılmıştır. Deneysel kısımda tek gruplu ön test-son test modeli uygulanarak AÜKKEF Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim Dalı üçüncü ve dördüncü sınıf keman öğrencilerine uygulanmıştır. Uygulama aşamasında iki kayıt alınmış bu kayıtlar, ilgili alan uzmanları tarafından “Beşli Likert Ölçeği” kullanılarak gözlem formuna işlenmiştir. Elde edilen bulgular ışığında müzikal dinamikleri uygulamada, sınıf düzeyi ve mezun olunan lise türü değişkenleri açısından bir farklılık olmadığı belirlenmiştir. Öğrencilerin yazılı sorulara verdiği cevaplar büyük oranda bir doğruluk gösterirken, ön testte düşük puanlar aldıkları görülmüştür. Son testte herhangi bir yönlendirmede bulunulmadan notalar üzerindeki müzikal dinamiklerin daha dikkat çekici hale getirilmesi ile başarı grafiği yükselmiştir. Sonuç olarak, müzikal dinamikleri bilmenin bunları uygulamaya yardımcı olmadığı, basit farkındalıklar yaratmanın müzikal dinamiklerin çalınmasına olumlu katkısı olduğu sonucu ortaya çıkmıştır.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.