Covid-19, which was first seen in Wuhan, China in December 2019, affected the whole world and was declared as a pandemic by the World Health Organization (WHO) as of March 11, 2020. With the proclamation of the pandemic on the same date as the first cases in Turkey Covid-19 it was entered into the record. With the declaration of Covid -19 as a pandemic, countries have implemented both monetary policies and fiscal policies simultaneously in order to reduce the devastating economic effects of the pandemic. The measures taken to control the pandemic caused disruptions in the supply and consumption chain, the production capacity of the economies to decrease, and the production in some sectors to stop completely. As a result, countries have determined different policy strategies to eliminate the negative effects of the pandemic. As in all countries of the world preventive health measures and the impact of the pandemic in Turkey, however, it has taken economic measures. The pandemic affected all sectors, but the banking sector differentiates from other sectors and acts as the leading actor among the sectors in the pandemic process, both through the use of digital channels and as institutions that provide liquidity. However, since the infectiousness of the disease is through contact during the pandemic process, the necessity of minimizing contact has come to the fore and digital transformation has become a necessity in all sectors. With the pandemic, digitalization has gained a more strategic importance and the epidemic has accelerated digital transformation in all sectors. The banking sector is in position that is a more prepared for the pandemic compared to other sectors in terms of digitalization.In this study, the usage data of digital products / services of the banking sector, which is more advanced than other sectors in digitalization, are analyzed and as a result of this analysis, the effect of the pandemic on the use of digital banking products / services is tried to be explained. In the analysis of the study, data on digital banking products / services belonging to the one-year period between September 2019 and September 2020, which includes the process from the beginning of the ongoing Covid-19 pandemic to the present and before.

2020 yılından bu yana imalat sanayii Yİ-ÜFE oranları, bankacılık sektörü tarafından ticari kredilere (TL) uygulanan faiz oranları, imalat sanayiine yönelik kullandırılan banka kredileri ve bu kredilere yönelik tahsili gecikmiş alacakların yükseldiği gözlenmektedir. Türkiye’nin ekonomik gelişiminde önemli bir yer tutan imalat sanayiinin sürdürülebilirliği açısından imalat sanayii Yİ-ÜFE oranları ve imalat sanayiine yönelik kullandırılan banka kredileri büyük önem arz etmektedir. Bu araştırmada imalat sanayii Yİ-ÜFE oranları, bankacılık sektörü tarafından ticari kredilere (TL) uygulanan faiz oranlarının ağırlıklı ortalaması, imalat sanayiine yönelik kullandırılan banka kredileri ve bu kredilere ait tahsili gecikmiş alacaklar arasındaki ilişkinin araştırılması amaçlanmıştır. Bu amaçla söz konusu değişkenlere Engle-Granger eşbütünleşme testi ve Granger nedensellik testi uygulanarak değişkenler arasındaki ilişki analiz edilmiştir. Analizler sonucunda tüm değişkenlerin uzun dönemde karşılıklı olarak eş bütünleşik olduğu ve tahsili gecikmiş imalat sanayii kredileri ile imalat sanayii Yİ-ÜFE oranı ve ticari kredilere (TL) uygulanan faiz oranı arasında karşılıklı nedensellik ilişkisinin olduğu tespit edilmiştir. Bununla birlikte imalat sanayiine kullandırılan banka kredilerinden, imalat sanayii Yİ-ÜFE oranına, ticari kredilere uygulanan faiz oranına ve tahsili gecikmiş imalat sanayii kredilerine doğru tek yönlü bir nedensellik ilişkisinin olduğu tespit edilmiştir. Araştırmada imalat sanayii enflasyonu ve kredilerinin bir sarmal halini aldığı sonucuna varılmış ve bankacılık sektörü ile karar alıcılara yönelik politika önerilerinde bulunulmuştur.

Türkiye'de tasarrufa dayalı faizsiz finans sistemi ve bu alanda faaliyet gösteren şirketlerin varlığı 1991 yılına dayanmaktadır. 30 yıldan bu yana faaliyetlerine "elbirliği" sistemi adı veren bu şirketlerin sayısı özellikle 2018 yılından bu yana hızlı bir şekilde artış göstermiştir. Bu çalışmada tasarrufa dayalı faizsiz finans sistemi ve bu alanda faaliyet gösteren şirketler hakkında bilgi verilmiş ve bu şirketlerin faaliyetlerinin katılımcılar açısından oluşturduğu riskler ortaya konulmuştur. Bununla birlikte bireysel müşterilerin konut ve taşıt ihtiyaçlarının faizsiz finans ile karşılanması için İsveç'te kooperatif bankacılığı sisteminin bir örneği olan JAK bankacılık sistemi ve katılım bankacılığı finansman ürünlerinden karz-ı hasen sistemi ile oluşturulabilecek yeni bir finansman modeli önerilmiştir. Ayrıca tasarrufa dayalı faizsiz finans sisteminin düzenlenmesi ve denetlenmesi gereken hususlar konusunda önerilerde bulunulmuştur.

2008 financial crisis has led to a differentiation in the traditional monetary and fiscal policies implemented by the economies. With 2013 global financial recession, 2018 financial squeezing and pandemic process, the economic stability tried to ensured by structural policies besides monetary and economic policies. Especially financial deepening and exchange rate volatility brought the concept of stabilization and dollarization back to the agenda. In this research, it is aimed to examine the change in deposit and loan dollarization levels of participation and deposit banks operating in the Turkish banking sector after the exchange rate shock in 2018. The research was carried out in two stages, covering the periods 2012:08-2018:08 and 2015:08-2021:08, taking into account the structural breaks in deposits in the Turkish banking sector in 2018. However, in order to determine the differences between the periods, the data were subjected to the paired sample t-test. In the research findings, it has been determined that the level of deposit and loan dollarization in participation banks is higher than deposit banks and the banking sector, and participation banks react asymmetrically to the dollarization process compared to the banking sector and deposit banks.

2000’li yıllardan itibaren yaşanan hızlı dijitalleşme süreci bankacılık sektörü müşterilerinin beklentilerini değiştirmekte ve geleneksel bankacılık sistemi bu beklentileri karşılamada yetersiz kalmaktadır. Özellikle dijital yerliler olarak adlandırılan müşteri grubu bankacılık hizmetleri için bir bankaya ya da şubeye ihtiyaç duymak yerine bankacılık hizmetlerini sunabilen bir platforma ihtiyaç duymaktadırlar. 2008 yılında yaşanan küresel finans krizinin ardından büyük ölçekli geleneksel bankalara karşı olan güven sarsılmıştır. Bunu fırsat olarak gören bazı girişimciler tarafından şubesiz dijital bankalar (Neobankalar) kurulmuştur. Günümüzde bu bankaların ulaşmış oldukları müşteri sayısı ve büyüklükleri büyük dikkat çekmektedir. Bu yeni nesil bankacılık modeli Türk bankacılık sektörünün de dikkatini çekmiş ve BDDK tarafından şubesiz dijital bankacılık lisansı verilmesi hakkında yönetmelik yayımlanmıştır. Şubesiz dijital bankacılık ile ilgili literatürde çok az sayıda çalışma bulunmakla birlikte ulusal düzeyde yapılan çalışmaların yok denecek kadar az sayıda olduğu gözlenmektedir. Bu çalışma ile şubesiz dijital bankacılık konusunda literatürdeki boşluğun doldurulması ve Türk bankacılık sektörüne ışık tutulması amaçlanmıştır. Bu amaçla çalışmada, şubesiz dijital bankacılık kavramı hakkında literatür incelemesi yapılmış, Türk bankacılık sisteminin daha önce uyguladığı dijitalleşme uygulamalarının başarı düzeyi analiz edilmiş ve mevcut geleneksel bankalar ile sektöre yeni katılacak şubesiz dijital bankalara yönelik önerilerde bulunulmuştur.