Genel olarak değerlendirildiğinde misyonerlik, Hıristiyanlaştırma faaliyeti olarak bilinir. Öncelikle Katolik ve Protestan kilisesinin daha sonra ise farklı kiliselerin dünyada kendi inançlarına göre Hıristiyanlığı yayma faaliyetleri için kullanılan bir terimdir. Görünüşte dini bir uğraş gibi görünmesine rağmen misyonerlik siyasi, ekonomik ve askeri olarak da birçok amaca hizmet eden çok yönlü bir faaliyet olarak dünyada birçok tartışmaya neden olmuştur. Özellikle de yayılmacı güçlerin misyonerlerle olan sıkı ilişkisi misyonerlik kurumlarına insanların şüpheyle bakmasına neden olmuştur. Dünya genelinde olduğu gibi misyonerler Osmanlı Devleti'nde de faaliyet yürüttüler. Türk topraklarındaki faaliyetlerinde daha ziyade gayrimüslim olan eski Hıristiyan kiliselerinin üyelerini kendi kiliselerine kazandırmak için faaliyet yürüttüler. Bunun yanı sıra misyonerler, Müslüman halka yönelik Hıristiyanlaştırma faaliyetine de girdiler. Bu faaliyetlerini Osmanlı yönetiminden ve daha ziyade Müslüman halkın tepkisinden çekindikleri için gizli olarak yürüttüler.
1876 ve 1877 yıllarında Osmanlı Devleti Sırbistan ve Karadağ sorunlarının yanı sıra iç siyasetinde de büyük sorunlarla karşı karşıyaydı. Bu sorunların yanı sıra Osmanlı Devleti ile Rusya arasında meydana gelen 93 Harbi, Osmanlı Devleti açısından daha ağır sonuçlar doğurdu. Berlin antlaşmasıyla Osmanlı Devleti, Asya ve Avrupa'da büyük ölçekli toprak kaybına uğradı ve ekonomisi tam anlamıyla tükendi. Osmanlı Devleti'nin bu kötü durumu Hindistan da büyük yankı uyandırdı ve bu duruma kayıtsız kalamayan Hint Müslümanları iane toplamaya başladı. Bunun için Hindistan'ın büyük şehirlerinde iane sandıkları kuruldu. İane toplama işinin yanı sıra Hindistan Müslümanları camilerde Osmanlı Devleti'nin savaştan zaferle ayrılması için dualar etti. Hindistan'da iane toplama işi Osmanlı Devleti'nin Bombay Şehbenderliği ve Hindistan Müslümanlarının ileri gelenleri tarafından yürütüldü. Hint Müslümanları ellerinden geleni yaparak Osmanlı Devleti'nin savaştan galip gelmesine çalıştı ancak Osmanlı Devleti türlü sebeplerden dolayı savaştan mağlup ayrıldı. Yine de Hint Müslümanlarının yardımları sayesinde Osmanlı Devleti'nin savaş yükü hafifledi. Bu çalışmada 93 Harbi sırasında Hindistan Müslümanlarının Osmanlı Devleti için yardım toplama çalışmaları işlendi.
İngiltere'de İmparatorluk Savaş Müzesi Arşivi'nde yaptığım çalışmalar sırasında temin ettiğim bu mektup; Osmanlı şeyhülislâmı Ürgüplü Mustafa Hayri Efendi tarafından 1915 yılı içerisinde Sudanlı Müslümanlara gönderilmiştir. Şeyhülislâm, fetva tarzında kaleme aldığı mektupta Müslümanların neden, kimlere karşı ve niçin savaşması gerektiğini, ayetlere, ulema kararlarına ve İstanbul'da savaşın başlamasından hemen sonra yayınlanan cihat fetvasına da göndermeler yaparak izah etmektedir. Şeyhülislâm, Sudanlı Müslümanları, Osmanlı Devleti yanında cihada davet etmektedir. Bunun gerekçelerini de mektupta açıklamaktadır. Mektupta zaman zaman sorular sorulmakta ve yine sorulara ulemanın ağzından cevaplar verilmektedir. Şeyhülislâm söylediği sözleri, ulemaya onaylatmaktadır. Böylece mektup Şeyhülislâm tarafından yazılmış olsa da ulemanın cihat hususunda fikir birliğinde olduğu vurgulanmaktadır. Cevap verilen sorular, mektubun farklı paragraflarında tekrar sorulmakta ve tekrar cevaplanmaktadır. Bu yöntemle, Müslümanlara yapılan çağrılar tekrarlanarak vurgulanmaktadır. Bu çalışmada, Şeyhülislâmın mektubunun incelenmesiyle birlikte Birinci Dünya Savaşı yıllarında Osmanlı Devleti ve müttefiki Almanya'nın Müslümanlara yönelik politikaları, Osmanlı Devleti'nin Birinci Dünya Savaşı'ndaki cihat politikası, savaş sırasında Osmanlı Devleti'nin Sudan'daki faaliyetleri, Sudan halkının cihat davetine verdiği tepkiler ve Almanya'nın cihat politikasından beklentisi de ele alınıp ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Öz Maraş'ın milli mücadelesinde, şehirde bulunan Amerikalı misyonerler dolayısıyla, Amerikan basını Maraş Savunması'na yakın ilgi gösterdi. Bilhassa şehirdeki misyonerlerin gönderdiği haberler, gazetelerde yer aldı. Türklerle Fransızlar arasındaki çatışmalarla ilgili misyonerlerin günlükleri gazetelerde yayımlandı. Ermenilerle ilgili birçok iddia, çatışmaların şehre verdiği zararlar, Fransız işgal güçlerinin şehirdeki durumu, işgal güçlerinin şehri terk edişi Amerikan gazetelerinde haber olarak yayımlandı. Ayrıca bazı Amerikan gazeteleri, Osmanlı yöneticilerinin Maraş'taki olaylarla ilgili açıklamalarına da yer verdi. Bu çalışmada; Ocak-Şubat 1920 dönemlerindeki hadiseleri konu edinen 20 farklı Amerikan gazetesinin haberlerine değinildi ve bunlar mukayeseli olarak değerlendirildi. Gazetelerin Maraş'la ilgili haberleri, çatışmaların başlaması, Osmanlı yöneticilerinin Maraş'taki çatışmalarla ilgili açıklamaları, işgalin şehre verdiği zarar, şehrin işgalden kurtuluşu, Ermenilerle ilgili iddialar, Fransız işgal kuvvetlerinin durumu gibi başlıklar altında sınıflandırılarak ele alındı. Söz konusu haberler incelenerek şehrin Milli Mücadele yıllarındaki tarihiyle ilgili farklı kaynakların ortaya konulması amaçlandı. Ayrıca Maraş'ta yaşanan olayların Amerika basınında nasıl ele alındığı ve Amerika kamuoyuna nasıl sunulduğu ortaya konulmaya çalışıldı.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.