International organizations are persons of international law. These international legal persons are bound by the rules of customary international law. The contribution of international organizations to the formation of international customary law rules is controversial. Draft Conclusions on Identification of Customary International Law published by the International Law Commission (ILC) in 2018, had a significant impact on these debates. The ILC has regulated that the practices of international organizations can contribute to the formation of international customary law in certain cases. However, there is no provision regarding international organizations at the point of determination of opinio juris. The ILC incorporated international organizations in the formation of international customary law in a limited and ambiguous way. This article examines the effect of international organizations on the formation of international customary law rules with the developments in the doctrine and the approach of the ILC to the subject. Within the framework of its international legal personality, international organizations can conclude international treaties, have international responsibilities and have various privileges and immunities. Therefore, international organizations should be able to contribute to international customary law, in matters related to their field of activity.
Tarih boyunca milyonlarca çocuk, kadın ve erkeğin insanlığın vicdanını derinden sarsan suçların kurbanı olduğunun akılda tutarak, İnsanlığa karşı işlenen suçların dünya barışını, güvenliğini ve esenliğini tehdit ettiğini kabul ederek, Birleşmiş Milletler Şartı'nda yer alan uluslararası hukuk ilkelerini hatırlayarak, İnsanlığa karşı suçların yasaklanmasının, uluslararası hukukun emredici bir normu (jus cogens) olduğunu ayrıca hatırlayarak, Uluslararası toplumu bir bütün olarak ilgilendiren en ağır suçlar arasında yer alan insanlığa karşı suçların, uluslararası hukuka uygun olarak önlenmesi gerektiğini teyit ederek, Bu suçların faillerinin cezasız kalmasına son vermeye ve böylelikle bu suçların önlenmesine katkıda bulunmaya kararlı olarak,
Nükleer Silahların Yasaklanması Andlaşması, 22 Ocak 2021 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu andlaşma, nükleer silahları yasaklayan bağlayıcı bir uluslararası hukuk kaynağıdır. Ne var ki uluslararası andlaşmalar, pacta tertiis ilkesi çerçevesinde sadece tarafları için hak ve yükümlülük doğurmaktadır. Dolayısıyla, bu andlaşmanın nükleer silahsızlanmaya ne ölçüde katkıda bulunabileceği tartışmalıdır. Makale, Nükleer Silahların Yasaklanması Andlaşması'nın nükleer silahsızlanma çabalarına muhtemel katkısını ve uluslararası andlaşmalar hukuku bakımından ilgili andlaşmanın etkisini değerlendirmektedir.
2019 yılının sonunda ortaya çıkan COVID-19 küresel salgını uluslararası alanda ekonomik, siyasi ve sosyal açıdan çeşitli sorunlara neden olmuştur. Uluslararası bir örgüt olarak Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), bu dönemde pek çok eleştirinin hedefi haline gelmiştir. 2020 yılının sonlarında, uluslararası hukuk ve uluslararası örgütlenme sistemi eleştirilirken COVID-19'a karşı çeşitli aşılar geliştirilmiştir. Bu aşıların devletler arasında adil bir şekilde paylaşılması ve küresel düzeyde aşılama sürecinin yönetimi uluslararası hukukun yeni bir sorunudur. COVAX ile dünyadaki tüm ülkelerin COVID-19 aşılarına eşit ve adil bir şekilde erişebilmesi amaçlanmıştır. Bu makale, COVID-19 ile mücadelede aşılama sürecinin yönetilmesi ve uluslararası iş birliğinin sağlanmasında uluslararası hukukun rolünü incelemektedir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.