No abstract

No abstract

Bu çalışmanın amacı; kuruma yönelik psikolojik sahiplenmenin, yenilikçi iş davranışına olan etkisini tespit etmek ve kuruma duyulan psikolojik sahiplenme ile yenilikçi iş davranışı arasındaki ilişkide sanal kaytarmanın düzenleyicilik rolü olup olmadığını saptamaktır. Araştırmanın hipotezleri, İnönü Üniversitesi idari ve akademik "355" personelinden oluşan örneklem üzerinden test edilmiştir. Araştırma sonucunda, üniversite personelinin kuruma yönelik psikolojik sahiplenme duygularıyla yenilikçi iş davranışı arasında olumlu ilişkinin olduğu, bu ilişkide sanal kaytarmanın düzenleyicilik rolüne sahip olduğu görülmüştür. Düşük sanal kaytarma oranına sahip olanlar için kurumu sahiplenme ve yenilikçi iş davranışı arasındaki ilişki anlamlı ve pozitif yönlüdür (B=0,417, p<0.01). Yüksek sanal kaytarma yapanlar için ise bu ilişki daha zayıftır (B=0,151, p<0.01). Çalışmanın bulgularından hareketle, kuruma yönelik psikolojik sahiplenmenin artırılmasının, sanal kaytarma oranını düşürülmesinin, yenilikçi iş davranışını artırabileceği, bu durumun kurumsal başarıya katkı sağlayabileceği söylenebilir.

Son yıllarda birçok ülkede yaşanan finansal krizler organizasyonları küçülme, birleşme ve yeniden yapılanma gibi örgütsel değişikliklere maruz bırakmakta ve nihayetinde büyük ölçüde işten çıkarmalarla sonuçlanmaktadır. Bu durum çalışanlarda ciddi oranda bir iş güvencesizliği algısının oluşmasına yol açmaktadır. Bu çalışmada birçok olumsuz tutum ve davranışa yol açan, olumlu bir takım tutum ve davranışta negatif etkisi olan iş güvencesizliği algısının önemi üzerinde durularak birey-örgüt uyumu ve iş tatmini ile olan ilişkisi incelenmiştir. Öncelikle iş güvencesizliği, iş tatmini ve birey-örgüt uyumu kavramsal çerçevede açıklanmış, daha sonra ilgili kavramların ilişkileri bir alan araştırmasıyla ortaya konmuştur. Araştırma verileri tekstil sektöründe faaliyette bulunan bir işletmenin çalışanları üzerinden anket yöntemiyle toplanmıştır. Anketler, tekstil işletmesinin yöneticilerinden alınan yardımla, yüz yüze anket tekniği kullanılarak uygulanmıştır. Veriler yapısal eşitlik modellemesiyle analiz edilmiş ve elde edilen bulgular aktarılmıştır. Araştırma bulgularına göre, birey-örgüt uyumu ile iş güvencesizliği algısının boyutları ve iş tatmini ile iş güvencesizliği algısının boyutları arasında anlamlı bir ilişki görülmemektedir. Sadece birey-örgüt uyumu ile iş tatmini arasındaki ilişki anlamlıdır ve birey-örgüt uyumunun iş tatmini üzerinde pozitif yönde açıklayıcı etkisi vardır. Dolayısıyla çalışanlarının örgüte uyumu konusunda çaba gösteren işletmelerin çalışanlarının tatminini arttıracağı ve daha verimli sonuçlar elde edebilecekleri söylenebilir.

Son yıllarda hızlı değişen ve giderek karmaşıklaşan iş çevresinde, geleceği doğru okuyabilen ve işletmelerini bu geleceğe hazırlayan vizyoner liderlere, günümüzde geçmişe nazaran daha çok ihtiyaç duyulmaktadır. Vizyoner lider, hem kendisi hem de işletmesi için vizyon belirleyen kişidir. Bu liderler vizyonu belirlediği gibi vizyonun hayata geçmesi ve işletmenin vizyona ulaşması için vizyonu doğru bir şekilde iletirler, paylaşılır hale getirirler ve kaybını önlemeye çalışırlar. Oluşturdukları vizyon, çalışanlarda bir hedef ve işlerinde bir anlam duygusunun gelişmesine yol açarak onları daha enerjik, daha yenilikçi ve performansı daha yüksek bireyler haline getirebilir. Bu durum işletmenin rekabetçi kalması ve gelişmesi için temel oluşturur.Son yıllarda giderek önemi artan vizyoner liderliğin kavramsal çerçevesini ortaya koymak ve konuyla ilgili araştırmalara yer vererek vizyoner liderliğin öncüllerini ve sonuçlarını belirlemek amacıyla bu makale bir literatür incelemesi şeklinde ele alınmıştır. Yapılan literatür araştırmalarına dayalı olarak, vizyoner liderliğin, işletmelerin başarısında ve rekabet avantajı elde etmelerinde önemli bir unsur olduğu belirlenmiş, ayrıca çalışanlarda bir takım olumlu örgütsel tutum ve davranışların gelişimine katkı sağlayabileceği sonucuna ulaşılmıştır.