Keban Projesi kapsamında Elazığ Ağın'da 1968 ve 1972 yılları arasında Prof. Dr. Ümit Serdaroğlu başkanlığında Hoşrik Mevki, Kalecikler Höyüğü, Kilise Yazısı ve Kalaycık Höyüğü'nde kazılar yapılmıştır. Bu çalışmada Kalaycık Höyüğü çanak çömleklerinin ilk tanıtım ve değerlendirmesi sunulmaktadır. Elazığ'ın batısındaki Ağın, kuzeyde Kemaliye (Eğin) ile Erzincan Ovası'na, batıda da Arapkir yolu ile Malatya Ovası'na açılan önemli bir alandır. Keban Barajı'nın yapımından önce Karasu ile Murat nehirleri Ağın'da birleşip Fırat'ı oluşturmaktaydı. Keban Baraj Gölü alanının doğusundaki verimli Altınova Bölgesi, büyük boyutlu ve merkez karakterli höyükleri ile diğer alanlara göre daha yoğun araştırmalara sahne olmuştur. Bununla birlikte Elazığ Havzası'nın batıya açılan Ağın çevresinde daha sınırlı ölçüde çalışmalar yapılmıştır. Keban Baraj Gölü'nün dolmasından önce Karasu'nun doğu kıyısında yer alan Kalaycık, Kalkolitik Dönem'den İslami Dönem'e kadar kesintisiz iskân görmüş orta boyutlu bir höyüktür. Kazılar sırasında Tunç ve Demir Çağlara ait belirgin bir mimari bulunamamışsa da zengin çanak çömlek repertuvarı höyüğün söz konusu dönemlerdeki yerleşimlerine dair önemli bilgiler içerir. Bu çalışmada, Kalaycık Höyüğünde bulunan Erken Tunç Çağı'ndan Orta Demir Çağ'a kadar kronolojik olarak farklı mal gruplarından çanak çömleklerin, tarihsel süreci anlaşılır kılacak bir kısmı incelenmiştir. Keban Projesi Kurtarma Kazıları buluntuları ile karşılaştırıldığında, höyüğün Elazığ-Malatya bölgesinin tarihsel sürecini paylaştığı söylenebilir.
Anadolu Aleviliğinde bireylerin gerçek anlamda topluluk mensubu olabilmeleri, cemlere ve özellikle de görgü cemine katılabilmeleri için kendilerine musahip edinmeleri gerekmektedir. Musahiplik, ikrar vermiş evli iki kişinin eşleriyle beraber ahirete kadar kardeş kalacaklarına, birbirlerini her türlü durumda koruyup kollayacaklarına, birlik ve beraberlik içerisinde yaşayacaklarına dair dede ve talipler huzurunda söz vermeleri temeline dayalı dinî ve sosyal akrabalık türüdür. Yaşam boyu sadece bir defa gerçekleştirilebilen bu kardeşliğin ölüm, düşkünlük, ayrılık gibi durumlarda yenilenmesi mümkün değildir. Bu akrabalığın ölünceye kadar devam etmesi nedeniyle musahipliğe, “ahiret kardeşliği” ya da “yol kardeşliği” de denilmiştir. Gelenekte musahipliğin kökeni peygamber dönemine dayandırılmakta ve Hz. Muhammed’in musahibinin Hz. Ali olduğuna inanılmaktadır. Buna göre pir ve talipler, kendilerine musahip edinerek bir başka aile ile “malı mala, canı cana katmakta” ve her anlamda Alevi yoluna girmiş kabul edilmektedir. İnanca göre evlenmemiş ve musahip edinmemiş kişilerin ceme katılma hakkı bulunmamaktadır, bu sebeple Alevi yol ve erkânının sürdürülmesinde musahipliğin rolü büyüktür. Bu makalede, Alevi-Türkmen zümrelerinden birisi olan Tahtacıların musahiplik ritüelleri ele alınıp incelenmiştir. Tahtacı dedeleri “ocak” denen ve kutsal saygınlığı olan iki soydan gelmektedir. Bunlardan birisi İzmir’in Narlıdere ilçesindeki Yanyatır Ocağı, diğeri Aydın’ın Germencik ilçesine bağlı Kızılcapınar Köyü’ndeki Hacı Emirli Ocağı’dır. Bu ocaklardan Yanyatır Ocağı’na bağlı Tahtacı oymakları arasında musahiplik ritüelleri, hem Hacı Emirli Ocağı’na bağlı Tahtacı oymaklarından hem de Anadolu’daki diğer ocaklara bağlı Alevi zümrelerinden önemli farklılıklar göstermektedir. Buna göre Anadolu Aleviliğinde yol kardeşliği olarak sadece “musahiplik” kabul edilmektedir. Ancak Yanyatır Tahtacıları arasında “musahiplik” birinci yol kardeşliği kabul edilmekle birlikte bunu sırasıyla “aşinalık, peşinelik ve çığıldaşlık” şeklinde sıralanan dört kapılı ahiret kardeşliği takip etmektedir. Bildirimizde Yanyatır Ocağı’na bağlı Tahtacı oymakları arasında tespit ettiğimiz söz konusu ahiret kardeşliği üzerinde durulmuştur. Çalışmamızda öncelikle dört kapılı yol kardeşliği inancının gelenekteki önemi ve yeri, şartları, içeriği ve aşamaları hakkında bilgi verilmiştir. Ayrıca kuşaklar boyu sözlü kültür ortamında belirgin hale getirilmiş kuralları ve yaptırım gücüyle kurumsallaşmış bir yapı görünümüne kavuşmuş yol kardeşliği inancının dinî ve sosyokültürel yaşamdaki işlevleri konusunda değerlendirmelerde bulunulmuştur.
Numerous settlements have been identified during the surveys in Şırnak province (Turkey) since the beginning of the 19th century. The potsherds found in the central of such settlements have been thought to be affected by Mesopotamian culture, and the ones from the hillside of the Şah Valley were considered as the most eastern examples of the Hassuna Samara culture. This study presents the results regarding one of the first detailed archaeometric investigations carried out for the Late Neolithic ceramic findings unearthed from Şah Valley (Şırnak province, Turkey). The ceramics were initially characterized by means of portable X-ray florescence (p-XRF) and X-ray diffraction (XRD) in order to enlighten the chemical and mineralogical features of the samples, respectively. The results indicated use of calcareous raw material sources and a low firing temperature range (ca. 700-800oC). The potsherds were also investigated through petrography which showed the presence of quartz, opaque minerals, plagioclase and biotite as the minerals, and clay, claystone and marl rock contents as the rock types for the samples, in general. Fourier transformed infrared (FTIR) spectroscopy was additionally applied for the potsherds. This complementary technique provided information about the vibrations of the chemical bands in the ceramics which displayed the characteristic bond vibrations of decisive minerals in the ceramic fabrics, such as calcite, clay minerals and quartz. Considering the whole archaeometric data, it can be deduced that the Neolithic ceramics of the Şah Valley have been subjected to low firing temperatures which could be assigned to a basic production procedure presumably claiming daily-use wares.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.