ÖZ Amaç: Acil servislerde ileri görüntüleme yöntemleri giderek artan oranlarda kullanılmaya başlamıştır. Bu hızlı artış beraberinde; hem söz konusu görüntüleme yöntemlerinin tanı verimliliğinin düşük olması olasılığını; hem de bu metotlara bağlı gelişebilecek olası zararları gündeme getirmiştir. Bu konuda acil servislerde pulmoner emboliden (PE) şüphelenilen hastalarda ileri görüntüleme yöntemlerinden pulmoner bilgisayarlı tomografi anjiografi (pulmoner BTA) kullanımı özellikle ön plana çıkmaktadır. Akut PE dünya genelinde önemli bir morbidite ve mortalite nedenidir Biz bu çalışmada Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Hastanesi Acil Servisi’ne başvuran ve PE ön tanısı ile pulmoner BTA tetkiki istenen hastalarda pulmoner BTA tetkikinin tanı verimliliğini araştırmayı amaçladık. Gereç ve Yöntem: Çalışma, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Klinik Araştırmalar Etik Kurulu’ndan onay alındıktan sonra Ocak 2016 ile Haziran 2018 ayları arasında acil servise başvuran ve PE ön tanısı ile pulmoner BTA tetkiki istenen hastaların radyolojik görüntülerinin ve medikal kayıtlarının retrospektif olarak incelenmesi yöntemiyle yapıldı. Çalışmaya alınan hastaların klinik bilgileri iki acil servis hekimi tarafından, radyolojik görüntüleri iki radyolog tarafından kör bir şekilde incelendi. Çalışma verileri SPSS 19 paket programı kullanılarak analiz edildi. Sayısal değişkenlerin karşılaştırmasında Mann Whitney U testi kategorik değişkenlerin karşılaştırmasında Ki-Kare testi kullanıldı. İstatistiksel verilerin yorumunda p<0,05 anlamlı olarak kabul edildi. Bulgular: Bu çalışmada Ocak 2016- Haziran 2018 ayları arasında acil servise başvuran ve PE ön tanısı ile pulmoner BTA çekilen toplam 233 hasta tespit edildi. Hastaların 11’i artefaktlar nedeniyle pulmoner BTA görüntü kalitesi yetersiz olduğu için çalışma dışında bırakıldılar. Geriye kalan 222 hastaya ait veriler analiz edildi. Hastaların 19’unda (%8,6) PE pozitif (Grup-1); 203 hasta (% 91.4) Pulmoner emboli negatif (Grup-2) olarak saptandı. Ayrıca PE tespit edilmeyen (Grup-2) hastalardan ikisinde (%0.9) herhangi bir patoloji izlenmedi ve normal olarak raporlandı. Her iki grupta da hastaların acil servise en sık nefes darlığı ikinci sıklıkla göğüs ağrısı, şikayetleri ile başvurdukları görüldü. Hastaların D-Dimer değerleri tüm hastalarda normalin üstünde olmakla beraber; grup-1’de grup-2’ye göre daha yüksek bulundu (Grup-1’de 6.42 ± 8.02 µg/L; grup-2’de 2.38 ± 1.99 µg/L N: <0.5 µg/L); ancak bulgu istatistiksel olarak anlamlı değildi (p> 0.05; Tablo-2) PE tespit edilen (Grup-1) hastalarda trombosit sayısı ve laktat değeri PE tespit edilmeyen (Grup-2) hastalara göre daha yüksek (sırasıyla 341.71±146.23, 263.72±107.28 hücre/ml; 5.93±6.97, 2.22±2.07 mg/dL ), olmakla birlikte düşük, orta ya da yüksek düzeyde trombosit ve düşük ya da yüksek düzeyde laktat grupları ile PE tespit edilen (Grup-1) ve PE tespit edilmeyen (Grup-2) grupları arasında istatistiksel anlamlı farklılık bulunmadı (p>0.05). (Tablo-3 ve 4) PE tespit edilen (Grup-1) hastalarda klor değeri PE tespit edilmeyen (Grup-2) hastalara göre daha düşük (sırasıyla 94.92±5.38, 99.41±5.15 mmol/L) bulundu. Düşük, orta ya da yüksek düzeyde klor grupları ile PE tespit edilen (Grup-1) ve PE tespit edilmeyen (Grup-2) grupları arasında istatistiksel anlamlı olarak farklılık elde edildi (p<0.05). PE tespit edilen (Grup-1) hastalarda yüksek düzeyde klor saptanmadı. Ayrıca düşük düzeyde klor PE tespit edilen (Grup-1) hastalarda PE tespit edilmeyen (Grup-2) gruba göre daha fazla hastada izlendi. Hastaların hastane bilgi sistemi üzerindeki dosyalarından klinik karar kuralları (KKK) parametrelerine ait bazı verilere ulaşılamadı. Sonuç: Sonuç olarak, PE ön tanısı ile istenen pulmoner BTA’nın tanısal verimliliğini, literatürle uyumlu olarak düşük (%8.6) bulduk. Ancak tetkikin doğruluğunu ve performansını arttırmak için ileri çalışmalara ihtiyaç olduğunu düşünmekteyiz. Anahtar Kelimeler: Acil servis, Pulmoner emboli, Pulmoner BT anjiografi
Amaç: Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH)'nda hava yolu inflamasyonu, biyobelirteçler kullanılarak ölçülebilir. Bu çalışma, sistemik inflamasyonun biyobelirteçlerini kullanarak KOAH'ın heterojenliğini araştırmak için yapılmıştır.Gereç ve Yöntem: 19 KOAH'lı hastanın toraks bilgisayar tomografisi amfizem baskın ve kronik bronşit baskın olmasına göre değerlendirildi ve kan biyobelirteçleriyle karşılaştırıldı.Bulgular: Çalışma grubunun yaş ortalaması 72,1±8,0 yıldı. KOAH fenotipiyle kan biyobelirteçleri arasında bir fark saptanmazken, amfizem baskın ile kronik bronşit arasında, toraks anteroposterior (AP) ve transvers çap açısından istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmıştır. AP çap/transvers çap oranı ile TNF-alfa arasında pozitif yönlü güçlü istatistiksel olarak anlamlı korelasyon saptandı. Sonuç: Yaygın kronik bronşitli hastalar ile yaygın pulmoner amfizemi olan hastalar arasında inflamatuar biyobelirteçler açısından anlamlı fark bulunmaması, bu iki klinik ve fonksiyonel fenotipin benzer inflamatuar bir paterne sahip olabileceğini düşündürmüştür. Sonuç olarak, KOAH'ın fenotipik ayrımı ya da tedaviye yanıtın değerlendirilmesi için biyobelirteçlerin kullanımına büyük bir ilgi vardır. Sonuçlarımızın, daha büyük klinik çalışmaların planlanmasında fayda sağlayacağını düşünüyoruz.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.