Kişisel olarak deneyimlenmeyen olaylar dolayımlar üzerinden hatırlanmaktadır. Müzeler, anıtlar gibi mekânların yanı sıra her türlü medya geçmiş bilgisini edinmeye ve hatırlamaya yardımcı olmaktadır. Ancak medya ürettiği kurgulanmış geçmiş nedeniyle belleği bugünün esasına göre yeniden inşa etmektedir. Tarihsel olayların simülasyonlarını oluşturarak oyunculara ileten dijital oyunların bellek ile ilişkisi de diğer ortamlara benzemekte, tarihi imge ve anlatı kaynağı olarak hatırlamaya yardımcı (mnemonic aids) olarak işlev görmektedir. Bu bağlamdan yola çıkan bu çalışmada Adalet ve Kalkınma Partisi'nin ulusal tarih inşası çerçevesinde Nusrat oyunu Roland Bathes'ın düz anlam ve yan anlam ayrımından hareketle göstergebilimsel perspektifle analiz edilmiştir.
Demografik alanda yaşanan değişimlerle birlikte farklı kuşakların daha uzun süre bir arada yaşadıkları yeni bir toplumsal ortam oluşmuştur. Farklı yaş grupları arasındaki iletişime gönderme yapan kuşaklararası iletişim kavramı bu yeni toplumsal ortamdaki iletişim biçimlerini kuşak unsuru ile birlikte ele almaktadır. Yaş gruplarını bir kategori olarak değerlendiren çalışmalar çoğunlukla genç-yaşlı iletişimine odaklanmakta ve yaşlılığa dair kalıpyargıların etkilerini araştırmaktadırlar. Kuşaklararası iletişim araştırmalarında gençlerin genel olarak aile bireyleriyle daha olumlu iletişim kurdukları, kendi akranlarıyla iletişim kurmayı tercih ettikleri ve sahip oldukları kalıpyargıların iletişimi olumlu ya da olumsuz olarak etkilediği söylenmektedir. Bu çalışmada 18-24 yaş arası üniversite öğrencilerinin yaşlılara yönelik sahip oldukları kalıpyargılar ve yaşlılarla kurdukları iletişim biçimleri kuşaklararası iletişim bağlamında analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda gençlerin yaşlılara dair hastalık, yalnızlık, güçsüzlük/zayıflık gibi olumsuz ve bilgelik gibi olumlu kalıpyargılara sahip oldukları tespit edilmiştir. Yaşlılarla kurdukları iletişimde olumsuz kalıpyargıların çok fazla etkili olmadığı, gençlerin yaşlılarla saygılı bir iletişim kurdukları görülmüş ve bu durum Türk kültüründe yer alan değerlere bağlanmıştır.
Yaşam tarzının meta haline geldiği ve göstergelerin tüketilmeye başlandığı yeni kapitalizm kültüründe reklam içerikleri, marka değeri oluşturulması, yükseltilmesi ve farklılıkların belirgin hale getirilmesinde kullanılmakta ve böylece tüketici, kullandığı ürünün diğerlerinden farklı olduğu algısını yaşayarak kendini farklı hissetmektedir. Tüketim kültürünün temel öğelerinden biri olan otomobiller de gösterge değeri ve bireyin kimliğiyle ilişkilendirilerek reklamlarda sunulmaktadır. Esnek üretimle birlikte aynı üretici grup, farklı kitlelere üretim yapmakta ve reklamlarda da bu farklılığı belirginleştirmektedir. Betimleyici tarzda yapılandırılan bu çalışmada aynı üretici gruba ait Skoda ve Audi marka otomobillerin 40 reklamı içerik analizi tekniğiyle incelenerek söz konusu otomobiller arasındaki farkın hangi göstergelerle oluşturulduğu çözümlenmeye çalışılmıştır. Reklamlarda Audi marka otomobillerin aristokrat sınıfın elde edebileceği değerde, kimlik ve yaşam tarzı oluşumunda bir araç olarak bireyselliği önceleyen bir fetiş nesnesi olarak sunulduğu tespit edilmiştir. Skoda marka otomobillerin reklamlarında ise orta sınıf gençler ve ailelerden oluşan rasyonel tüketiciye hitap ettiği, karlılığın, işlevselliğin, kolektifliğin ve ataerkil değerlerin ön planda olduğu görülmüştür.
Profesyonel anlamda halkla ilişkiler uygulamalarının tarihi 1900'lü yıllardan başlamakta ve genellikle Amerika Birleşik Devletleri'ndeki öncüller aracılığıyla aktarılmaktadır. Ivy Lee ve Edward L. Bernays üzerinden aktarılan bu tarih anlatısında kadın öncüllerin göz ardı edilmesi çalışmanın motivasyon noktasını oluşturmaktadır. Çalışmanın temel amacı halkla ilişkiler alanın kuruluşunda ve gelişiminde önemli işler yapmış olan ve Türkiye'deki halkla ilişkiler literatüründe yer almayan Doris Elsa Fleischman'ın alana katkılarını görünür kılmaktır. Bu bağlamda öncelikle Türkiye'de yayınlanmış halkla ilişkiler kitapları incelenerek literatür taraması yapılmış, sonrasında Amerika Birleşik Devletleri halkla ilişkiler tarihinde önemli bir yeri bulunan Fleischman'ın halkla ilişkiler alanına katkıları olumsuz örnek olay yöntemiyle analiz edilmiştir. Sonuç olarak Bernays'ın şirketinin eş ortağı olan Doris E. Fleischman'ın, alanın adlandırılmasından uygulamalardaki katkılarına kadar pek çok alanda faaliyette bulunduğu ve akademik yayınlar yaptığı tespit edilmiştir.
Coronavirus disease (COVID-19) has led to an increase in stigmatizing and discriminatory discourses against older individuals in the community. Explaining that older adults are the highest risk group, labeling individuals based on chronological age instead of personal characteristics, restrictive measures taken, and the way these measures are framed and presented in mass media resources for these individuals reinforced negative stereotypes such as “illness,” “mental decline,” “uselessness,” “isolation,” and “poverty.” In this chapter, news media, as one of the sources leading to the circulation of negative messages about individuals of older age, is reviewed; stigmatizing and discriminatory statements and applications upon the appearance of older adults in Turkey in the national press (Sozcu, Hurriyet, and Sabah newspapers) are discussed, and solution have been made.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.