Öz: Toplumda diş çürüğü problemini kontrol altına alabilmek için öncelikle erken dönemde oral hijyen bilincinin ve eğitiminin yaygınlaştırılmasının, koruyucu hekimlik hizmetlerinin yeterli düzeyde sağlanmasının önemli olduğunu söyleyebiliriz. Diş çürüğü dağılımının belirlenmesinde 5, 12 ve 15 yaşları Dünya Sağlık Örgütü tarafından kritik yaş grupları olarak değerlendirilmiştir. Bu yaştaki bireylerin ise çevreleri ve özellikle aileleri tarafından yönlendirilmeleri, ağız ve diş sağlığı konularında bilinçlendirilmeleri gerekmektedir. Bu bilinçlendirmenin, öncelikle ebeveynler tarafından gerçekleştirilmesi arzu edilen bir husustur. Ebeveynlerin diş çürüklerinin önlenmesine dair bilgi düzeyleri, ağız ve diş sağlığına verdikleri önem, kendilerine ve çocuklarına ilişkin yaklaşımları, çocuklarının diş sağlığına gösterdikleri özen ve diş çürüklerinin önlenmesindeki çabaları gibi aile tutumlarının; cinsiyet, sahip olunan çocuk sayısı, sosyoekonomik düzey, ailenin yaşadığı yer ve anne baba eğitim düzeyi değişkenleri bakımından incelenmesi bu araştırmanın amacını oluşturmaktadır. Bu çalışma tarama modelinde betimsel bir araştırmadır. Tarama modelleri, geçmişte ya da var olan bir durumu var olduğu şekliyle betimlemeyi amaçlayan modeldir. Çalışmanın verileri ise araştırmacı tarafından geliştirilen ve araştırmanın amacına uygun olarak hazırlanan anket formunun 318 aileye uygulanması ile toplanmıştır. Elde edilen veriler uygun istatistiki testler ile analiz edilerek araştırma sonuçları ortaya konulmuştur.
Bu çalışma, pubertal büyüme atılımı başlamamış bireylerde chin-cap ve edge-wise tedavi tekniklerinin, stres hormonlarına olan etkilerini incelemek amacıyla yapılmıştır. Edge-wise mekaniklerinin uygulandığı tedavi grubu, 4 adet premolar dişin çekimi dışında başka bir yöntemle yer ihtiyacının karşılanamayacağı, şiddetli çapraşıklık gösteren 19 bireyden oluşmaktadır. Chin-cap ile tedavi edilenler ise, alt çenenin kapanış anında üst çeneye göre daha önde konumlanmasına bağlı, iskeletsel Sınıf III ilişki gösteren 20 bireyden oluşan yalancı prognatili vakalardır. Araştırma kapsamına alınan bireylerden, tedaviye başlamadan 1 gün önce, tedaviye başladıktan 1 hafta, 2 hafta, 1 ay, 2 ay, 4 ay ve 6 ay sonra olmak üzere toplam 7 kez kan alınmıştır. Araştırmamızın materyalini, alınan kan örneklerinde kortizol, ACTH, büyüme hormonu ve prolaktin için yapılan, biyokimyasal ölçümler oluşturmaktadır. Çalışmamızda, uygulanan ortodontik ve ortopedik kuvvetin vücutta bir strese yol açıp açmayacağı araştırılmak istendiğinden, bu strese karışabilecek psikolojik stresleri ayırt etmek amacıyla, bireyler kan alınan her seansta psikolojik testlere tabi tutulmuştur. İstatistiksel analizler sonucunda; gerek ortodontik gerekse ortopedik tedavi gören bireylerin stres hormonlarında istatistiksel olarak anlamlı değişiklikler gözlenmemiştir. Her iki grupta da kortizol, ACTH, büyüme hormonu ve prolaktinin 1., 2., 3., 4., 5., 6., ve 7. ölçümleri arasında istatistiksel olarak önemli farklar bulunamamıştır.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.