Ölçekten alınan toplam puan ortalamasının 2.81±0.46 olduğu saptanmıştır. Alınan en yüksek puan "çalışan eğitimi" ve "çalışan davranışı" alt boyutlarına, en düşük puan ise "yönetim liderlik" alt boyutuna aittir. Hemşirelerin mesleki memnuniyet ve haftalık mesai saatlerine göre hasta güvenliği kültürleri arasında anlamlı fark tespit edilmiştir. Sonuç: Elde edilen bulgular, katılımcı hemşirelerde hasta güvenliği kültürünün orta düzeyde olduğu şeklinde yorumlanabilir. Hasta güvenliğini sağlamak için sağlık hizmeti sunumunda güvenlik kültürünün geliştirilmesi gerekmektedir. Bu amaçla kurum içi eğitimlerin yapılması önerilebilir. Hemşirelerin hasta güvenliği kültürünü değerlendirmek amacıyla daha geniş örneklemleri kapsayan çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.
Background The study was conducted to assess operating room noise levels and to investigate its effects on medical staff. Methods Single‐blind study. This study was conducted with 92 medical staff working in 11 operating rooms of a university hospital. Data was collected using a personal information form and sound level measuring devices. Sound measurements were made 3 days a week in the morning and in the afternoon, twice a day and lasted 15 min each. Mean values of the measurements in each room were collected and recommended maximum values for operating rooms (35 dB during daytime) by the World Health Organization were set as a reference point. Results The highest noise level was measured in orthopaedic (67.5 dB), and the lowest in gynaecology room (55.5 dB). Daily mean noise level of all operating rooms was 60.90 dB. Noise disturbance score measured with Visual Analogue Scale was 6.66 ± 1.84. Of the medical staff, 84.8% were physiologically, 93.5% psychologically, and 82.6% both physiologically and psychologically affected. Of those affected physiologically, 51.1% experienced fatigue, and 33.7% headache, and of those affected psychologically, 43.5% experienced inattentiveness, 34.8% agitation and 15.2% restlessness. Only 4.34% reported not being affected by the noise. Conclusion Operating room noise levels were higher than normal limits set by the World Health Organization, which affected the medical staff both physiologically and psychologically. Since experienced negativities may reduce medical staff's motivation and increase error making, making arrangements to control noise levels is recommended.
Objective: This descriptive and cross-sectional study aims to assess the surgical handwashing practices of operating room staff. Design: Single-blind study. Methods:The study was conducted with 66 staff (surgeons and operating room nurses) employed in the surgery department of a university hospital in Turkey. Data were collected using a Staff Information Form prepared in light of the literature to collect the participants' sociodemographic data and the Surgical Hand Washing Procedure Checklist developed according to the guidelines of the Centers for Disease Control and Prevention (CDC), World Health Organization (WHO) and Association of Surgical Technologists (AST). The staff assigned to operating rooms were identified, and then, their surgical handwashing practices were observed by one of the researchers. Findings: Of the participants, 77.3% were dressed suitable to the operating room field, 56.1% appropriately wet both of their hands and forearms, and 72.7% used a sufficient amount of antiseptic solution (3-5 ml) in their palms. More than half of them (51.5%) inappropriately performed the procedure of surgical handwashing (applying an antiseptic solution to hands and arms with circular motions, starting from the fingertips up to 3-5 cm above their elbows for a minute), and 47% incorrectly performed the procedure of rinsing hands and arms while keeping the hands above the elbows under running water and passing arms through the water in one direction during this process. Conclusion:In the study, it was determined that none of the team members completed the preparation, application and drying steps of the surgical handwashing procedure.Therefore, it is necessary to make arrangements that will facilitate the handwashing procedures of the personnel. Personnel-related problems, such as the duration of washing and drying methods, are possible to be avoided with periodic in-service training and with posters demonstrating the washing stages, which might lead to behavioural changes.
Amaç: Çalışma, cerrahi geçiren hastaların işlem sonrası erken dönemde konfor düzeylerini belirlemek amacıyla, tanımlayıcı ve kesitsel olarak yürütülmüştür. Gereç ve yöntemler: Bir üniversite hastanesinin cerrahi kliniklerinde yürütülen araştırmanın örneklemini; bu kliniklerde belirlenen tarihler arasında yatmakta olan, araştırma kriterlerine uyan ve katılımı kabul eden 157 hasta oluşturmuştur. Verilerin toplanmasında ‘’Kişisel Bilgi Formu’’, ağrı değerlendirmesi için ‘’Görsel Kıyaslama Ölçeği’’, konfor düzeyini belirlemek için ‘’Erken Postoperatif Konfor Ölçeği - EPKÖ‘’ kullanılmıştır. Verilerin değerlendirmesinde tanımlayıcı istatistikler kullanılmıştır. Bulgular: Araştırma sonucunda hastaların yaş ortalamasının 47,57±18,96 olduğu, %26,1’inin genel cerrahi, %9,6’sının ortopedi kliniklerinde ameliyat olduğu; %60,5’inin klinik öyküsünde kronik hastalığının olmadığı, %43,9’unun sürekli ilaç kullandığı, %73,2’sinin daha önce bir cerrahi işlem deneyimlediği, %49’unun ASA I (American Society of Anesthesiologists) grubunda yer aldığı, %63,7’sinin cerrahi işleminin yaklaşık 1 saat sürdüğü tespit edilmiştir. Hastaların %33,1’inin hafif ağrı yaşarken, %3,2’sinin çok şiddetli ağrı yaşadığı belirlenmiştir. Hastaların düzenli ilaç kullanma durumlarına ve ağrı düzeylerine göre EPKÖ puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark olduğu tespit edilmiştir. Düzenli ilaç kullanan ve hafif ağrı deneyimleyen hastaların ölçek puan ortalamaları diğer gruplara göre daha yüksek bulunmuştur. Sonuç: Yapılan araştırmada hastaların düzenli ilaç kullanması ve ağrı şiddetinin hafif olması erken dönem konfor düzeyini olumlu etkilemiştir.
This study was conducted to determine the sleep quality and the factors affecting it of the nurses working with the shift system. Materials and Methods: The study was carried out with the nurses working with the shift system as descriptive and cross-sectional in a university hospital between March-May 2018. In the study, 243 nurses were included in the study. Data were collected from the nurses accepting to participate after gaining verbal consent with individual information form and Pittsburgh Sleep Quality Index (PSQI). Results: It was determined that of the participant nurses, mean age was 27,00±6,03, 78.6% was female, 57.2% was single. PSQI mean score of nurses was 12.70±4.27 (min: 3; max: 20). It was found that sleep quality of nurses was affected by variables such as having child, level of income, having regular medication, doing an extra work, having difficulties in night shift, social life and family relations. Conclusion: The sleep quality of the nurses working with the shift system was found to be low. Working with intermittent shifts may be beneficial for improving the sleep quality of nurses. In addition, in order to increase the sensitivity of managers, similar studies should be conducted with larger samples consisting of nurses working with different shift system.. Amaç: Bu çalışma vardiya sistemi ile çalışan hemşirelerin uyku kalitesini ve etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Araştırma, Mart-Mayıs 2018 tarihleri arasında bir üniversite hastanesinde vardiya sistemi ile çalışan hemşireler ile tanımlayıcı ve kesitsel olarak yürütülmüştür. Araştırmada 243 hemşire örneklemi oluşturmuştur. Veriler, çalışmaya katılmayı kabul eden hemşirelerden kişisel bilgi formu ve Pittsburgh Uyku Kalitesi İndeksi (PUKİ) kullanılarak toplanmıştır. Bulgular: Çalışmaya katılan hemşirelerin, yaş ortalamasının 27,00±6,03 olduğu, %78,6'sının kadın olduğu, %57,2'sinin bekar olduğu saptanmıştır. Çalışmada hemşirelerin Pittsburgh Uyku Kalitesi İndeksi'nden aldıkları puan ortalaması 12,70±4,27 (min: 3; maks: 20) olarak belirlenmiştir. Hemşirelerin uyku kalitesinin çocuk sahibi olma, gelir düzeyi, düzenli ilaç kullanma, ek iş yapma, gece nöbetinde zorluk yaşama, sosyal hayat ve aile ilişkileri değişkenlerinden etkilendiği tespit edilmiştir. Sonuç: Bu çalışmanın sonucunda vardiya sistemi ile çalışan hemşirelerin uyku kalitelerinin düşük olduğu saptanmıştır. Hemşirelerin uyku kalitesinin artırılmasında aralıklı vardiya ile çalışmanın faydalı olabileceği düşünülmektedir. Bu bağlamda yöneticilerin duyarlılığını artırmak amacıyla farklı vardiya sistemiyle çalışan hemşirelerden oluşan daha büyük örneklemlerle yapılacak benzer çalışma sonuçlarının duyurulması önerilebilir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.