Bilgi toplumu, bilgi ve iletişim teknolojilerinin insanlar üzerinde yaptığı etki ile toplumdaki dönüşümü ifade etmek için kullanılan bir tanımdır. Özellikle teknojik gelişmeler ile şekillenmiş olan bilgi toplumunda ekonomik gelişme ve kalkınmanın itici gücü bilgi ve yeniliktir. Bilgi ve iletişim teknolojilerinin en temel dönüştürücü unsur olduğu toplumunda ülkelerin belirli bir altyapıya, bireylerin ise belirli becerilere sahip olması beklenmektedir. İnternete erişim, internet ve bilgisayar kullanım oranı, bireylerin ihtiyaç duyulan dijital becerilere sahip olması ve e-ticaretin kullanımı gibi bazı etkenler ülkelerin bilgi toplumuna dönüşüm düzeyini etkilemektedir. Aynı zamanda ihtiyaç duyulan konularda çevrimiçi platformlardan bilgi edinebilmek, internet ağları ve uygulamaları ile yazılı, sözlü ve görüntülü iletişim kurabilmek, ürün ve hizmetlerin alım ve satımı sürecinde medya araçlarının kullanılması gibi gelişmeler de ülkelerin bilgi toplumunu benimseme kabiliyetini gösteren bazı parametrelerdendir.Bu çalışma Eurostat, Dijital Ajanda, Dünya Bankası ve Dijital Ekonomi ve Toplum Endeksi gibi göstergelerin internet kullanımı, dijital beceriler, geniş bant erişimi ve e-ticaret kullanımı gibi ölçütleri üzerinden Avrupa Birliği ülkelerinin ve Türkiye'nin bilgi toplumu özelliklerini benimseme düzeylerini tartışmaktadır. Çalışmada Danimarka, Lüksemburg, Hollanda, Finlandiya, Birleşik Krallık ve İsveç gibi ülkelerin oldukça başarılı bir performans sergilediği görülürken, Romanya, Bulgaristan, Türkiye, Yunanistan ve Hırvatistan gibi ülkelerin bilgi toplumu ölçüm kriterlerine göre Avrupa Birliği ortalamasının çok gerisinde performans sergilediği sonucuna ulaşılmıştır. Çalışmada, Avrupa Birliği ülkelerinin bilgi toplumuna dönüşebilme düzeylerinin değişkenlik gösterdiği ve ülke altyapılarının homojen olmadığı görülmüştür.
Considering the steps taken by the Republic of China to lead the new world order with its 'go global' policy and the proximity of Central and Eastern Europe (CEE) countries to the world's largest market economy, the 17+1 initiative, which aims to invigorate the Belt and Road Initiative with CEE, has enormous potential. China has increased its trade volumes and improved economic relations with CEE countries in recent years and has backed up its targets with political and societal projects. However, due to various reasons, such as China's late engagement in the region and its incomplete infrastructure project, doubts exist as to whether China will reach its long-term targets. This article aims to draw attention to the potential of China's economic, political and societal relations with CEE in the context of the 17+1 initiative by reviewing primary and secondary sources. The study elaborates on the 17+1 initiative in a descriptive and explanatory way and concludes that growing economic relations with CEE countries will not be single indicators of China's objectives but that China's concrete projects and willpower will be determinants of its objectives.
In March 2019, the European Parliament adopted a resolution for suspension of the accession negotiations of Turkey. Following the decision, European Parliament elections were held on May 23-26, 2019 in the European Union countries. In the post-election period, the two largest central groups in the European Parliament, the Christian Democrats and the Social Democrats lost votes, while the Liberals and the Greens became stronger. The far-right/populist parties gained significant power and formed their groups in the parliament. Relationship of Turkey which gained candidacy status in Helsinki Summit in 1999 with the European Union has been continuing in a negative atmosphereparticularly after the July 15 coup attempt. Some political groups in the European Parliament criticize Turkey claiming that it violates values like human rights, rule of law, democracy and international law with its drilling operations in the Eastern Mediterranean and they ask for terminating Turkey's accession negotiations some time in. This study discusses the changing arithmetic of political groups in the parliament after 2019 elections and these groups' attitudes, discourses and written statements as to political problems with Turkey. Due to the change in the political arithmetic of the parliament in the said legislative period, this study is thought to be distinguished from the existing studies in the literature. The study concludes that Turkey couldn't develop a strong dialogue with stakeholders in the European Parliament and couldn't present its arguments successfully. This study also presents certain policy recommendations.
ÖzetBilgi ve teknolojiye dayalı bir rekabet sürecinin içerisinde olan Avrupa Birliği, bilgi odaklı faaliyetlerini artırmak, bilimsel kabiliyeti güçlendirmek ve yenilik üretimini hızlandırabilmek için çeşitli politika setleri uygulamaya koymuştur. Bunlardan biri de bilim, araştırma ve yükseköğretim politikası içerisinde ele alınan çerçeve programlarıdır. Avrupa Birliği, çerçeve programlarını araçsallaştırarak yenilik üretebilme kapasitesini ve kabiliyetini geliştirmeyi, ekonomik rekabet edebilirlik gücünü artırmayı ve sürdürülebilir büyümeyi tesis edebilmeyi amaçlamaktadır. Çerçeve programlarından sonuncusu 2014-2020 yılları arasında geçerli olan Ufuk 2020' dir. Bu çalışmanın amacı Avrupa Birliği üye ülkelerinin Ufuk 2020 Programına katılımlarını tartışmak ve yenilik üretimi sürecinde yükseköğretim kurumlarının rolünü ele almaktır. Bu bağlamda öncelikle Ufuk 2020 Programı kavramsal olarak tanımlanmış, üye ülkelerin program bütçesine sundukları katkılar, katıldıkları proje sayıları ve aldıkları hibeler analiz edilmiştir. Projelere katılan kurumların profilleri ve projeler sonrasında ortaya çıkan yeniliklerde yükseköğretim kurumlarının rolü incelenmiştir. Çalışmada, Ufuk 2020 çerçevesinde proje sayısı ve edinilen hibe miktarı dikkate alındığında AB ülkeleri arasında oldukça heterojen bir dağılımın olduğu ve yükseköğretim kurumları ile şirketler arasında iş birliğinin arttıkça yenilik üretme kabiliyetinin yükseldiği sonucuna ulaşılmıştır.
National strategies, fiscal policies, scientific talent and human capital in science and research are some of the parameters affecting the innovative performance of countries. The study aims to present France's science and research area and scientific talent in the European Union. It explains the innovative competitiveness in science and research, then compares France with the European Union countries on the basis of various indicators such as the Global Innovation Index, European Innovation Scoreboard and Eurostat. The study covers indirect measures related to human capital, scientific expenditures and knowledge production such as research investments, staff number in the science and research, collaboration with the industry and academic publishing. The research concludes that the development level of France's science and research infrastructure is not as parallel as its economic size and should be strengthened.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.