NATO’nun koruma şemsiyesi altındaki ülke sayısı en son 2020'de Kuzey Makedonya’nın katılımı ile 30’a yükselmiştir. Rusya’nın yayılmacı politikalarına karşı bu koruma avantajdan yararlanmak isteyen Ukrayna, Gürcistan, Bosna Hersek, İsveç ve Finlandiya’da üyelik müzakerelerini sürdürmektedir. 2014 yılında Rus silahlı birlikleri Ukrayna’nın Kırım bölgesini ilhak etmiş fakat bu durum Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği gibi uluslararası kuruluşlar tarafından hiçbir zaman tanınmamıştır. NATO’ya üyeliğin önemi altı üyesi dışında hepsi NATO üyesi olan Avrupa Birliği ülkeleri için Rusya-Ukrayna arasında yaşanan gerilimlerde bir kez daha ortaya çıkmıştır. Rusya 2022 yılının Şubat ayında Ukrayna’nın Herson, Zaporijya, Donetsk ve Luhansk bölgelerini kapsayan daha geniş bir işgal harekâtını başlatarak bölgedeki gerilimi üst bir noktaya taşımıştır. Rusya’nın son dönem batıya doğru yayılmacı politikaları ve süregelen işgal hareketleri Avrupa Birliği’ni teşkil eden 27 ülke için milli savunmaları açısından riskleri artırmış ve neticesinde devlet bütçelerinden savunma harcamalarına ayrılan paylarını değiştirmelerini zorunlu kılmıştır. Birlik üyesi ülkeler güvenlik kaygılarını bertaraf edebilmek için savunma harcamalarını artırmışlardır. Bu çalışma ile öncelikle Rusya-Ukrayna arasında yaşanan gelişmeler tarihsel bir süreç içerisinde ele alınmakta ve sonrasında Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin savunma amaçlı yaptıkları harcamaların yaşanan gelişmelere karşı seyri incelenmektedir. Çalışmada Kırım’ın ilhak edildiği tarih olan 2014 yılının etkilerinin daha belirgin hale gelebilmesi için analiz periyodu 2007-2014 ve 2014-2021 dönemleri olarak ayrıştırılmıştır. SIPRI veri tabanından elde edilen veriler ile Avrupa Birliği ülkelerinin 2007-2021 dönemi için askeri harcama gelişmeleri incelenmektedir. Çalışma bulgularına göre Avrupa Birliği ülkelerinin toplam askeri harcamaları 2007 yılında yaklaşık 213 milyar dolar iken 2014 yılında bu tutar 208 milyar seviyesine gerilemiştir. 2007-2014 periyodunda sadece 7 ülke askeri harcamalarını çok küçük oranlarda da olsa artırmıştır. 2014 deki ilhaktan sonra tüm üye ülkelerin askeri harcamalarını artırması ile 2021 yılına gelindiğinde Avrupa Birliği’nin toplam harcama tutarı yaklaşık 49 milyar dolar artarak 257 milyar doları geçmiştir. 2014-2021 döneminde birlik üyesi olarak harcamalarını oransal en çok artıran ilk üç ülke sırasıyla; Litvanya (%191), Letonya (%180) ve Macaristan (%130) olmuştur.
Ulus-devlet yapılanmasının bir yansıması olarak ülkelerin kendi çıkarlarını merkeze alan yaklaşımlarla siyasal ve ekonomik politikalarını tek taraflı hayata geçirme yarışı 20 yüzyılda birçok çatışmanın yaşanmasına neden olmuştur. Günümüzde ülkelerin birbirine entegre hale gelen ekonomik çıkarlarının geleneksel ulus-devlet refleksiyle yönetilemeyeceği anlayışının bir yansıması olarak çok farklı uluslararası ekonomik bütünleşme yapıları gündeme gelmiştir. Ülkelerin farklı konulara yönelik beklenti ve hedeflerini gerçekleştirmek için genişleyen uluslararası işbirliğinden yararlanma arayışları, ekonomik işbirliği yaklaşımlarını güçlendirmiştir. Ülkelerin ticari ve ekonomik öncelikleri ile sosyal ve kültürel alandaki ihtiyaçlarını entegrasyon yapılarıyla daha verimli bir şekilde gerçekleştireceği görülmüştür. Bu kapsamda gerek grup üyesi ülkeler arasındaki muhtemel sorunların çözümüne yönelik işbirliği zeminini geliştirmesi gerekse grup dışındaki ülkelerle üyeler arasında gündeme gelecek ekonomik, siyasal ve güvenlik alanındaki çatışmaların çözümü noktasında karşılıklı işbirliği ağlarının kullanılması uluslararası ilişkilerde güçlü bir eğilim olmuştur. Amaç: Son çeyrek asırda güçlenen küreselleşme olgusu ile bölgesel ekonomik bütünleşmelerin yaygınlaşması arasındaki ilişki önem arz etmektedir. Bir taraftan küreselleşmeye bağlı olarak ticaretin serbestleşmesi, ülkelerin karşılıklı ilişkilerinin gelişmesi ve kültürel etkileşimin yoğunlaşması uluslararası gerilimleri sınırlandırıcı bir etki üretmiştir. Diğer taraftan işbirliği zeminini güçlendiren ekonomik entegrasyonun dışında kalan ülkeler için koruyucu tedbirler ve gümrük sınırlamaları gibi uygulamalar ticari tehditlere dönüşeceğinden, bundan kaçınmak isteyen ülkeleri işbirliğine yönlendirmiştir. Bu girift etkileşim bağlamında küresel ölçekte oluşturulan ekonomik işbirliği örgütlenmelerinin başarılı sonuçlar üreterek çatışmaların işbirliği zemininde yönetilmesi noktasında ülkelerin dış politikasını yönlendirmiştir. Bu çalışmada uluslararası ekonomik entegrasyon yaklaşımı ile karşılıklı bağımlılık teorisi üzerinden D-8 (Developing-8) ekonomik işbirliği forumu ve bu işbirliği yapılanmasının başarı imkanları analiz edilecektir. Bulgular: D-8 organizasyonunun hedefleri bakımından başarılı sonuçlar üretmesi, öncelikle üyeleri arasındaki karşılıklı bağımlığı artıracak akabinde uluslararası işbirliği zeminini güçlendirecektir. Ekonomik bütünleşme olgusunun ülkeleri işbirliğine yönlendiren etkenlere baktığımızda, ekonomik ve ticari hedeflerin yanında ülkelerin barış ve istikrara verdikleri önem kapsamında bu yöndeki işbirliği girişimlerine yöneldikleri görülmektedir. Bu bağlamda bölgesel entegrasyon hareketlerini, ülkeleri birbirine yakınlaştıran ve çatışmaları işbirliği zemininde barışçıl yollar ile çözme eğilimini güçlendiren bir mekanizma olarak görmek mümkündür. Son dönemde Türkiye ile Mısır arasında olduğu gibi gerilen ikili ilişkilerin yumuşatılması ile ekonomik ve ticari işbirliği zemininde ilişkilerin güçlendirilmesi için ekonomik entegrasyon yaklaşımı ile karşılıklı bağımlılık teorisi üzerinden bir değerlendirme yapma arayışı bu çalışmada ön planda olacaktır. D-8 işbirliği üyelerinin paylaştığı hedeflerin yanında başarılı bir ekonomik entegrasyon yapılanmasını tesis etmenin bazı temel koşulların sağlanmasının elzem olduğu görülecektir. Bu kapsamda üye ülkelerin ekonomik seviyeleri, üyelerin üretim ve haberleşme altyapıları, ortak döviz kuru po¬litikasının mevcudiyeti, ulusal ekonomi politikalarının uyumlaştırılmasına yönelik irade, üyeler arasında oluşacak dengesizlikleri yönetecek bir mekanizmanın varlığı, üyelerin ticari ürün ve hizmetlerinin birbirini tamamlayıcı nitelikte olması ve ülkelerin coğrafi yakınlığı ile ortak kültürel geçmişe sahip olması ekonomik entegrasyonun başarı koşullarını belirleyen unsurlar olarak sıralanmaktadır.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.