Bu çalışmada, Dünya'daki kerevit üretim miktarlarının yıllar içerisindeki değişimi ve Türkiye'de gerçekleşen üretimin küresel ölçekteki payı değerlendirilmiş olup, üretim kapasitesinin arttırılmasına yönelik bazı tavsiyelerde bulunulmuştur. 2016 yılı Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre Dünya'da avcılığa dayalı kerevit üretimi 15.782 t'dur. Bu miktarın 5.460 t'u Amerika Birleşik Devletleri (ABD) tarafından yapılmaktadır. Türkiye'de ise üretim sadece 544 t ile sınırlı kalmıştır. 2000'li yılların başlarından itibaren yetiştiricilik kapasitesinde önemli bir artış gözlenmeye başlamış; Çin Halk Cumhuriyeti, ABD, Mısır, İspanya gibi bazı ülkeler ön plana çıkmışlardır. Yetiştiricilikte en çok tercih edilen tür ise yüksek yumurta verimi, veba hastalığına karşı dirençli olması ve iyi büyüme performansı göstermesi nedeni ile Procambarus clarkii olmuştur. Türkiye'de ise yetiştiriciliğe dayalı kerevit üretimi yapılmamaktadır. 2016 yılı rakamlarına göre Dünya'da kerevit üretiminin ekonomik karşılığı 7.721.093.642 $USD olarak gerçekleşmiştir. Pazardaki en büyük pay 7.403.800.000 $USD ile Çin HC'ne aittir. Türkiye'nin pazardaki payı 1.454.000 $USD toplam gelir ile sadece %0,0188'dir. Sahip olduğu yüksek iç su potansiyeline karşın, Türkiye'nin kerevit üretimi oldukça azdır. Doğal stoklarımızın hastalık, balıkçılık baskısı, kirlilik ve habitat tahribatları gibi sorunlarla karşı karşıya olmasından dolayı yakın gelecekte üretimi avcılık yolu ile arttırmak olası görülmemektedir. Üretim miktarı artışı diğer ülkelerde olduğu gibi yetiştiricilik ile sağlanabileceğinden, yetiştiriciliğe yönelik çalışmaların hızlandırılması gerekmektedir.
Eğirdir Göl'ün den yakalanan toplam 160 adet tatlı su ıstakozlarının (Astacus leptodactylus Esch, 1823) vücut kompozisyonu ve yağ asidi profilleri üzerinde boy, eşey ve mevsimin tek ve birlikte oluşturdukları etkiler faktöriyel düzeyinde araştırılmıştır. Biyokimyasal analiz sonuçları değerlendirildiğinde, ham protein seviyeleri üzerinde mevsim ve eşey/boyun etkileşimi olduğu tespit edilmiştir. Ham kül seviyeleri mevsime ve eşeye bağlı olarak, nem ise mevsim/boy etkileşimine bağlı olarak değişmiştir. Ham yağ değerlerinde ise bu üç faktöründe etkisi belirlenmemiştir. Tatlı su ıstakozunda linoleik asit (C18:2 n6, LA), linolenik asit (C18:3 n3, α-LNA), araşidonik asit (C20:4 n6, ARA), eikosapentaenoik asit (C20:5 n3, EPA) ve dokosahekzaenoik asit (C22:6 n3, DHA) çoklu doymamış yağ asitlerinde (PUFA) baskın olarak tespit edilen gruplardır. LA ve MUFA seviyeleri üzerine üç faktörün birlikte etkileri önemli bulunmuşken, α-LNA, ARA, EPA, DHA, PUFA ve HUFA seviyelerinde ikili interaksiyonlar önemli bulunmuştur.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.