İstihbarat, stratejik hedef ya da amaçlar üzerinde kesintisiz bilgi edinimini hipotez, tahmin ve sonuç süzgecinde analiz ederek kesin, geçerli ve tutarlı bilgiye dönüştürmektir. İstihbaratın amacı ise var olan belirsizlikleri elde edilen ve iyi tanımlanmış “gerçekler” ile değiştirerek stratejik ya da operasyonel karar vericilere iletmektir. Büyük Britanya Genelkurmay Başkanlığına bağlı Karadeniz Komutanlığı adına ismi belirtilmeyen bir İngiliz yarbay, Aralık 1919-Ocak 1920 tarihleri arasında altı haftalık bir süreçte Milne hattı üzerinde kuvâ-yı millîye hakkında derlediği istihbarı bilgileri bir rapor halinde 5 Şubat 1920’de bir üst makama sunmuştur. Rapor, kuvâ-yı millîye’nin niteliğini, teşkilatlanmasını, potansiyel gücünü tarihsel bilgi ve öngörüler dikkate alınarak analiz etmiştir. Bununla birlikte rapor, Batı Anadolu özelinde kuvâ-yı millîye’nin destek aldığı toplumsal, askerî ve iktisadi yapıları da değerlendirmiştir. Çalışmanın amacı, kuvâ-yı millîye ve Batı Anadolu hakkında elde edilen istihbarat raporunu kuvâ-yı millîye literatürü çerçevesinde değerlendirmektir. İstihbarat raporu, savaşın belirsizliklerini ortadan kaldırmak maksadıyla kuvâ-yı milliye ve Türk halkının mücadele kapasitesini tespit etmeye yönelik çok yönlü ve ayrıntılı biçimde hazırlanmıştır. Çalışma; kaynak taraması, sınıflandırma, çözümleme, tenkit ve sentez sırası izlenerek araştırılmış, literatürde konuyla alakalı yer alan araştırma/inceleme eserlerden faydalanılarak raporun değerlendirmeleriyle bir karşılaştırma yapılmıştır.
Avustralya, 1890’larda endüstriyel bir dönüşümün eşiğindedir ve modernizmin ortaya çıkardığı bunalımlar toplumsal bir çözülmenin habercisidir. Şehir-kırsal ikiliği, işsizlik ve sınıfsal farklılaşmaya karşı Avustralyalı entelijansı, kırsal hayatın değerli kılınmasına dayalı pastoral bir romantizmi savunmuşlardır. Avustralya’nın kültürel kimliği olarak bilinen yapı, Avustralya efsanesi ismiyle kavramsallaşmıştır. Avustralya efsanesinin temeli kabul edilen kırsal, bush kavramıyla ifade edilmiş ve 1890’da Avustralya entelektüelinin şehirli hayatın sıkıcılığını, sınıf çatışmasını ve ekonomik krizle birlikte yol alan işsizliğe karşı köke dönüşü temsilen kırsal hayatın değerli kılınması, Avustralya askerinin Birinci Dünya Savaş’ında Çanakkale Cephesi’nde yer alması ve cephede gösterdiği kahramanlıkların sonucunda Anzak efsanesine dönüşmüştür. Anzak ruhu, Avustralya ulus milliyetçiliğinin başlangıcı sayılmıştır. Çalışma, teorik çerçevede kaynak taraması, sınıflandırma, çözümleme, tenkit ve sentez sırası izlenerek oluşturulmuştur. Tarihsel süreçte Avustralya’nın kültürel kimliği ve Çanakkale Savaşı üzerine yerli ve Avustralya literatüründe konuyla alakalı yer alan çalışmalara yer verilmiştir. Çalışmada Avustralya efsanesinin temel argümanı olan bush kavramı çerçevesinde biçimlenen efsane ve geleneğin kavramsal haritası araştırılmıştır. Çalışmanın ana teması olarak Avustralya’nın kırsal yaşamında ortaya çıkmış Avustralya kültürel kimliğinin, Çanakkale Savaşı ve sonrasında ulus inşâ sürecine nasıl evrildiği analiz edilmiş ve Avustralya ulus kimliğinin inşâ sürecinde Anzak efsanesinin temel etken olup/olmadığı araştırma kapsamında değerlendirilmiştir.
Avustralya’da yayın hayatını sürdüren “Herald” ve Sydney “Sun” gazeteleri adına, Avustralyalı gazeteci Ernest Richard Peacock ve beraberinde Avustralya, Yeni Zelanda, Büyük Britanya askerlerinden oluşan askerî heyet, gezi/gözlem ve incelemelerde bulunmak maksadıyla 1918 yılının sonunda Gelibolu Yarımadası ve İstanbul’u ziyaret etmişlerdir. Gazeteci E.R. Peacock, savaş sonrası Çanakkale Savaş alanıyla ilgili gezi gözlemlerini ve Anafartalar kahramanı Mustafa Kemal Paşa’yla Çanakkale Savaşı hakkında mülakatını Herald Gazetesi’nde 27 Aralık 1918’de haber yapmıştır. Çalışmanın amacı, Avustralya basınında ilk kez “Mustafa Kemal Paşa” ismiyle yer alan röportajın değerlendirilmesi ve Çanakkale Savaşı hakkındaki mülakatın bizzat savaşın seyrine etkide bulunan Mustafa Kemal Paşa’nın ifadelerine yer verilmesidir. Araştırmada Avustralya’nın basın arşivi kronolojik olarak taranmış, Çanakkale Savaşı ve Atatürk günlüğüyle ilgili kaynaklar karşılaştırmalı olarak analiz edilmiştir.
After the Gallipoli War, Great Britain established a commission by the parliament on 12 August 1916 to investigate the cause, planning and why it was defeated in the war, based on the combined authority of the law, the king and the parliament. The Dardanelles Commission, consisting of ten people, published three reports. The first of these reports was named as Dardanelles Commission First Report and included the origin and beginning of the Dardanelles War and the Dardanelles Naval Wars. The second report was prepared as the First Report to Supplement, which is complementary to the first report. The third report, called The Final Report of the Dardanelles Commission, covered the Gallipoli landing, land wars, evacuation of Gallipoli, supply issues and the general results consisting of sixteen items during the execution of the operations. The first report and the supplementary report were published in 1917, and the final report in 1919. In the final report, a summary of sixteen items was presented under the general conclusions heading, including the other two reports. The study examines sixteen items in the general conclusions section of the final report. The aim of the study is to evaluate the issues related to the sixteen-point general conclusions published in the final report of the commission established to investigate the reasons for the defeat of the Allied Powers in the Gallipoli Campaign, by making use of domestic and foreign sources in the literature.
İtilaf devletleriyle birlikte Birinci Dünya Savaşı’na katılan Avustralya ve Yeni Zelanda Kolordusu (Anzak), 25 Nisan 1915’te Gelibolu’ya çıkarma yapmıştır. Savaşta ölen ve gazi askerleri hatırlamak için ilk defa 13 Ekim 1915’te Güney Avustralya’nın Adelaide şehrinde bir anma töreni yapılmış ve 1916’dan itibaren Avustralya’nın pek çok eyaletinde çıkarmanın yapıldığı 25 Nisan günü, anma törenlerinin yapıldığı gün olmuştur. Çıkarma gününün ilk anıldığı 1916’da güçlü bir millî anlam kazanan Anzak Günü, 1916’dan sonra Avustralyalılar için önemli bir gün olmaya devam etmiştir. 1920’lerde Avustralya’nın her eyaletinde resmî tatil olarak anılan Anzak Günü, zamanla kendine has ritüelleri oluşturarak kurumsallaşmıştır. Anzak Günü, 1994’te Avustralya Parlamentosunda yasalaşarak ulusal alanda resmî bir tanım kazanmıştır. Çalışmada, Çanakkale Savaşı’yla ortaya çıkan Anzak kavramı temelinde Avustralya’da Anzak Günü’nün tarihi gelişimi incelemiştir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.