Bu çalışmanın amacı yatılı bölge ortaokulu öğrenci ve öğretmenlerinin okul-aile iletişimine ilişkin bakış açılarını incelemektir. Çalışma nitel araştırma yönteminin fenomenoloji desenine göre gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu, 2018-2019 yılının bahar döneminde İç Anadolu Bölgesi'nin bir ilçesinde yer alan yatılı bölge ortaokulunun farklı sınıflarında öğrenim gören, farklı aile yapısına sahip, farklı cinsiyette ve başarı düzeyinde altı öğrenci ve farklı disiplinlerden, farklı yaş seviyesinde ve farklı aile iletişimine sahip üç öğretmen oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak yarı yapılandırılmış görüşme kullanılmıştır. Görüşmelerden elde edilen veriler, betimsel ve içerik analizi ile analiz edilmiştir. Araştırmada öğrenci ve öğretmenlerin okul-aile iletişimini öğrencilerin eğitim ve öğretim faaliyetlerinin desteklenmesi olarak algıladıkları anlaşılmıştır. Öğrenciler ve öğretmenler tarafından en çok dile getirilen iletişim kaynakları; telefonla görüşme, veli toplantısı, aile ziyareti ve telefon mesajdır. Araştırmada öğrencilerin iletişim kurmaya istekli oldukları ve akademik başarı konusunda iletişim kurdukları belirlenmiştir. Öğretmenlerin ise öğrencilerin akademik başarısının yanı sıra öğrenci sorunları ve maddi konularda iletişim kurdukları tespit edilmiştir. Ayrıca öğretmenlerin akademik başarı, sosyal etkinlikler ve ev yaşantısı konularında iletişim kurulmasını istedikleri sonucuna ulaşılmıştır. Aile-okul iletişiminde yaşanan sorunlar ile ilgili olarak her iki katılımcı grupta da ortak olan görüşler; uzaklık, uygun görüşme zamanı, ailenin ilgisizliği ve ekonomik şartlardır. Katılımcılar çözüm önerisi olarak aile ziyaretlerinin gerçekleştirilmesini, sosyal etkinliklerin düzenlenmesini, velinin ilgisinin artırılmasını ve farklı iletişim kaynaklarının kullanılmasını önermişlerdir. Çalışma sonucunda, araştırma bulguları ve sınırlılığından hareketle okul-aile iletişiminin artırılmasına yönelik önerilerde bulunulmuştur.
This study was planned in an attempted to find out knowledge and opinions about child neglect and abuse of child development vocational school students who has an important role in the care of 0-6 age group children, and to create an awareness in this field. Method: Our descriptive type study's sample was formed by 197 Tokat Gaziosmanpaşa University Child Development Vocational School Students. To obtain the data survey form was applied to the students in the classroom in break time between courses. 7 students who were not present in the class were excluded from the study were excluded from the study. In order to data analysis number, percentage, mean, standard deviation and chi-square test were used. Results: Regarding 190 students who participated in the study, 188 were female and 2 were male. 9.5% of the students (n: 18) stated that they had been subjected of violence, 13.8% of (n: 26) stated that they were exposed to neglect. 20 students (10.5%) received formal training in neglect and abuse. 93.1% (n: 175) of the students stated that they had to report child neglect and abuse according to the law, 88.6% (n: 164) of stated that they should report in accordance with the policies of Ministry of National Education, 95.8% (n: 181) stated that they were responsible for moral reporting. When they detect neglect or abuse, 47.3% (n: 88) think that they should report it to Social Services and 39.2% (n: 73) think that they should report it to the Security Directorate. The rate of those who think they can recognize physical abuse symptoms is 29.1% (n: 55). 94.1% of the students (n: 176) stated that they needed more information about this subject. Conclusions: As a result of our study, we found that child development students did not have sufficient knowledge about child neglect and abuse. To increase knowledge level and awareness of child developers who having close contact with children changes in the education program should be planned, and abuse and neglect should be included in the curriculum.
Bu çalışmanın amacı, Harita/Geomatik Mühendisliği dalında yayımlanan doktora tezlerinin içerik analizi yapılarak senteze dayalı bir sonuca ulaşmaktır. Bu amaçla, Türkiye'de yayımlanan 325 doktora tezi içerik analiz tekniği kullanılarak analiz edilmiştir. Yapılan analizler neticesinde doktora tezlerinin %70.46'sının son on beş yıl içerisinde yayınlandığı tespit edilmiştir. En fazla doktora tezi İstanbul Teknik Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Selçuk Üniversitesi ve Karadeniz Teknik Üniversitesi tarafından yayınlandığı görülmüştür. %32.62'lik oranla en fazla kamu ölçmeleri/arazi yönetimi bilim dalında doktora çalışması yapılmıştır. Doktora tezlerinin %89.54'ünün yayın dili Türkçe olup, ortalama sayfa sayısı 156'dır. Doktora tezlerinin %68.45'inin danışmanı profesör doktor unvanlıdır. En çok işlenen konular coğrafi bilgi sistemleri (%15.46), GPS/GNSS (%12.36) ve uydu görüntü analizleridir (%11.24).
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.