Günümüzün hızla değişen yapısında belirsizlik sıklıkla karşılaşılan önemli bir durumdur. Bireylerin belirsizliğe sağlıklı tepkilerde bulunabilmesi adına belirsizliğin duygu, düşünce ve davranışsal boyutları ile ilgili değişkenlerin incelenmesi anlamlı görülmektedir. Bu kapsamda, bireylerin hem çevreyi anlamlandırmasında hem de tepkide bulunmasında önemli değişkenler olan benmerkezci düşünme ve duygusal zekâ kavramları ele alınmıştır. Araştırmanın amacı yetişkinlerde belirsizliğe tahammülsüzlüğün açıklanmasında benmerkezcilik ve duygusal zekânın rolünün incelenmesidir. Bu araştırma ilişkisel yöntem kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın örneklemini 360 (Kadın= 225, %62.5, Erkek= 135, %37.5) birey oluşturmaktadır. Katılımcıların yaş ortalaması 23.66 (Ss= 8.02) dır. Araştırmada Kişisel Bilgi Formu, Belirsizliğe Tahammülsüzlük Ölçeği, Benmerkezcilik Ölçeği ve Duygusal Zekâ Özelliği Ölçeği- Kısa Formu kullanılmıştır. Veri analizinde Pearson momentler çarpımı korelasyon katsayısı ve çoklu doğrusal regresyon analizi tekniklerinden yararlanılmıştır. Araştırma sonuçları benmerkezcilik ve duygusal zekâ değişkenlerinin katılımcıların belirsizliğe tahammülsüzlük düzeylerini %33 oranında açıkladığını göstermiştir. Duygusal zekâ ve benmerkezcilik değişkenlerinin ikisinin de belirsizliğe tahammülsüzlüğü açıklamada anlamlı yordayıcılar olarak modele katkı sağladığı bulunmuştur. Bu çalışmanın bulgularına göre benmerkezciliğin belirsizliğe tahammülsüzlük üzerindeki istatistiksel etkisi pozitif yönde iken duygusal zekânın etkisi negatif yöndedir. Buna göre, benmerkezcilik arttıkça belirsizliğe tahammülsüzlüğün de arttığı, duygusal zekâ attıkça ise belirsizliğe tahammülsüzlüğün azaldığı ortaya çıkmıştır. Sonuç olarak, duygusal zekâsı yüksek olan ve benmerkezci düşünmeyen bireylerin belirsizliğe tahammül etmede daha başarılı oldukları söylenebilir.
Türkiye’de okul ortamında görülen şiddetin giderek arttığı ve şiddet eğiliminin sıklıkla ergenlik döneminin gelişimsel özellikleri ile ilişkili bulunduğu bilinmektedir. Bu nedenle ergen bireylerin şiddet eğilimlerinin incelenmesi önemli görülmektedir. Bu araştırmanın amacı ergenlerde şiddet eğiliminin açıklanmasında cinsiyet, sosyal sorun çözme ve duygusal zekânın rolünün incelenmesidir. Araştırmanın örneklemini 400 ergen birey oluşturmaktadır. Araştırmada Bilgi Formu, Şiddet Eğilimi Ölçeği, Sosyal Sorun Çözme Envanteri ve Duygusal Zekâ Özelliği Ölçeği kullanılmıştır. Araştırma sonuçları cinsiyet, sosyal sorun çözme ve duygusal zekâ değişkenlerinin katılımcıların şiddet eğilimi düzeylerini %19 oranında açıkladığını göstermiştir. Ergenlerin şiddet eğiliminin incelendiği regresyon analizi sonucunda, cinsiyet, sosyal sorun çözmenin bazı alt boyutları (negatif sorun yönelimi, dürtüsel-özensiz sorun çözme tarzı ve kaçıngan sorun çözme tarzı) ve duygusal zekânın bazı alt boyutlarının (iyi oluş, duygusallık ve sosyallik) anlamlı yordayıcılar olduğu tespit edilmiştir. Özellikle erkeklerde ve sosyal sorun çözme becerilerinde negatif tarzları kullanan kişilerde şiddet eğiliminin daha fazla görülebileceği sonucuna varılmıştır. Ayrıca bu çalışmanın bulgularına göre gelişmiş duygusal zekâ özeliklerinin de şiddet eğilimine yönelik koruyucu faktörler arasında olduğu söylenebilir.
Araştırmanın amacı, Tek Başına Olma Motivasyonu Ölçeği- Kısa Formunun (TBOM- KF) Türk kültüründeki geçerlik ve güvenirliğinin incelenmesidir. Araştırma grubu 717 (Kadın= 466, %65, Erkek= 251, %35) kişiden oluşmaktadır. Araştırmanın verileri, Bilgi Toplama Formu, Tek Başına Olma Motivasyonu Ölçeği-Kısa Formu, Çok-Yönlü Eylemli Kişilik Ölçeği (ÇEKÖ) ve UCLA Yalnızlık Ölçeği-Kısa Formu ile toplanmıştır. Ölçeğin geçerlik işlemleri kapsamında açımlayıcı ve doğrulayıcı faktör analizlerinin yanı sıra ölçüt bağıntılı geçerlikten yararlanılmıştır. Açımlayıcı faktör analizi (AFA) sonucunda modeli %48,07 oranında açıklayan iki faktörlü (tercih edilen ve tercih edilmeyen tek başına olma) bir yapı elde edilmiştir. Doğrulayıcı faktör analizi (DFA) sonucunda ise modelin veri ile uyumunun iyi düzeyde olduğu bulunmuştur (X2/sd= 1,82, CFI= 0,95, GFI= 0,95, AGFI= 0,93, RMSEA= 0,05, SRMR= 0,05). Ölçüt bağıntılı geçerlik işlemlerinde tercih edilen tek başına olma faktörü ÇEKÖ’nün yaşam amacı ve öz yeterlilik faktörleri ile pozitif yönde; tercih edilmeyen tek başına olma faktörü ÇEKÖ’nün dört alt faktörü ile negatif, UCLA Yalnızlık Ölçeği ile pozitif yönde anlamlı ilişkiler göstermiştir. Ölçeğin Cronbach alfa iç tutarlık katsayıları AFA ve DFA örneklemleri için sırasıyla .81 ve .78, testi yarıya bölme güvenirliği AFA ve DFA örneklemleri için sırasıyla .83 ve .80 bulunmuştur. Tüm ölçeğin test-tekrar test güvenirliği 0.80’dir. Sonuçlar ölçeğin Türk kültüründe geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olduğunu göstermektedir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.