Bu çalışma Türkiye’deki Suriyeli göçmen işçilerin iş sağlığı ve güvenliğini incelemektedir. Temel amaç, Suriyeli göçmen işçilerin iş sağlığı ve güvenliğini etkileyen faktörlerin neler olduğunu tespit etmektir. Çalışmada nitel veri toplama yöntemlerinden doküman incelemesi ile toplanan veriler içerik analizi ile çözümlenmiştir. İçerik analizinde Maxqda 2020 analiz programı kullanılmıştır. Çalışmada 31 adet (4 adet üst kod ve 27 adet alt kod) içeriksel başlık/alt başlıkta kodlama yapılmıştır. Çalışmadaki kodlamalar Suriyeli göçmen işçilerin göç determinizmi, Suriyeli göçmen işçi cemaatlerinin inşası ve Suriyeli göçmen işçilerin çalışma yaşamı parametreleri olarak kategorize edilmiştir. Kategoriler de Suriyeli göçmen işçiliğinin yerel ve evrensel görünümleri ve Suriyeli göçmen işçilerin tekrarlayan çalışma deneyimleri olarak temalaştırılmış ve yorumlanmıştır. Çalışmanın bulgularına göre kayıt dışı çalışma, emek sömürüsü, düşük ücret, uzun mesai saatleri, geçicilik, belirsizlik, güvencesizlik, toplumsal önyargılar, ayrımcılık, yoksulluk, izole yaşam ve dışlanma Suriyeli göçmen işçilerin en sık karşılaştıkları temel sorunlardır. Suriyeli göçmenlerin iş sağlığı ve güvenliğini tehdit eden en önemli faktörler ise sosyal ve psikolojik boyutlarda yaşanmaktadır.

Purpose: Skin is the human body's largest organ, and it has essential social, sexual, and psychological roles. Especially the effect of this fact on visible body parts such as face is more prominent. The elderly population is increasing all over the world, and medical treatment for these senior citizens' dermatological complaints is more frequent in Turkey as elsewhere. The aim of this study is to report the age group, gender distribution and dermatological diseases of the geriatric population admitted to our dermatology outpatient clinic, which is a tertiary referral center for any facial skin complaint.Methods: This retrospective study included 302 patients aged 65 and over with facial skin complaints. The age, disease frequency, gender and localization distribution of the patients were examined. SPSS package program was used for data analysis.Results: There was a significant difference between the diagnoses groups of the participants in terms of gender and age groups. The most common facial dermatoses in this population examined were basal cell carcinoma (BCC), actinic keratosis (AK), seborrheic keratosis (SK), rosacea, urticaria, and benign skin and skin appendage tumors. Conclusion:As the geriatric population is increasing all over the world, recognition of skin diseases is becoming increasingly important. Facial dermatoses are especially a concern because of how they affect the appearance and expression of persons in this age group.

The Covid-19 pandemic process has had an impact on many social and economic factors, especially public health. The pandemic period has deeply affected the economic conditions in Turkey as well as in the world. This effect has led to the emergence of many debates such as income distribution injustice, living standards and social state practices. While the variability of economic conditions caused the living standards of different income groups to change, economic inequalities among individuals became more visible. The main purpose of this study is to analyze how the economic conditions and living standards of different income groups have changed during the Covid-19 pandemic process. In the study, based on the thematic analysis method, semi-structured in-depth interviews were conducted with five participants from different income groups: academicians, teachers, students, workers and tradesmen. As a result, most of the participants reported that their living standards had undergone some changes in the context of consumption habits, professional practices, communication and socialization activities, and stated that the economy was determinant in all areas during the pandemic period. In addition, the participants stated that social solidarity should be increased and especially the disadvantaged groups should be supported during the global pandemic process.

Kuşak kavramı, yaklaşık olarak aynı yıllarda doğmuş, aynı çağın şartlarını, dolayısıyla birbirine benzer sıkıntıları, kaderleri paylaşmış, benzer ödevlerle yükümlü olmuş kişiler topluluğu anlamına gelmektedir. Her kuşak, içinde yaşadığı toplumsal, ekonomik, siyasi ve teknolojik olaylardan etkilenmektedir. Bu çalışmanın öznesi 2000 ve sonrası doğumlu olan Z kuşağıdır. Z kuşağı, teknolojinin içine doğmuş ve teknolojiyi yoğun şekilde kullanabilen bir kuşaktır. İnternet, Z kuşağı için gündelik yaşamlarının vazgeçilmez bir ögesidir. Z kuşağı interneti sosyalleşme, iletişim, kendini ifade etme gibi eylemler için yoğun şekilde kullanmaktadır. Z kuşağı için internet ve sosyal medya kamusal alan anlamında da önemlidir. Kamusal alan, kamuoyunun oluştuğu, kamu yararı ile ilgili hususların değerlendirildiği ayrıca görüşme, toplanma ve örgütlenme gibi eylemlerin gerçekleştiği alan olarak değerlendirilmektedir. Günümüzde, web 2.0 teknolojileriyle birlikte internet ve sosyal medyanın daha demokratik hale gelmesi ve etkileşimi olanaklı kılması; bu teknolojilerin kamusal alan anlamında değerlendirilmesini sağlamıştır. Bu çalışmada, Z kuşağının toplumsal olaylar ve hak aramada internet ve sosyal medyayı bir umut olarak görüp görmediği değerlendirilmiştir. Görüşme yapılan Z kuşağına mensup katılımcıların düşüncelerine göre; internet ve sosyal medya toplumsal olaylar ve hak aramada önemli bir araç haline gelirken; iktidarları etkileyebilecek düzeyde işlev görmektedir.