We aimed to present our experience and findings in patients which in we applied percutaneous endoscopic gastrostomy (PEG) tube insertion because of the oral nutritional deficiency. Material and Methods: The data of 41 patients who had PEG tube insertion between 2014 and 2018 years in the General Surgery Clinic of Medicine Faculty of Ordu University were evaluated retrospectively. The indications, complications, mortality and shortterm outcomes of the patients were analyzed. Results: 43 patients underwent gastroscopy due to insertion of PEG. In 41(95.3%) patients, PEG insertion was successful. In 2(4.7%) patients, PEG insertion failed due to obesity. 16(39%) of the PEG patients were males and 25 (61%) were females. The mean age was 77.68 ± 13.9 (20-94) years. PEG indications were chronic neurological disease in 22 (53.6%) patients, cerebrovascular disease in 15 (36.6%) patients and malignancy in 4 (9.8%) patients. Minor complications in 11(26.8%) patients and major complications in 2 (4.9%) patients were observed. 10 (24.4%) of the complications were in the early period and 3 (7.3%) were in the late period. During the follow up, the PEG tube in 3 (7.3%) patients was pull out. No mortality due to PEG insertion was observed. During the mean follow-up period of 9.37 ± 7.8 months, 14 (34.1%) of the PEG-treated patients died due to their primary disease. Conclusions: PEG tube insertion is an easy method with the low rates of the complication and mortality in the patients with poor oral intake who have a functional gastrointestinal system. PEG is the first choice for long-term enteral nutrition in appropriate patients.
No abstract
ÖZ GİRİŞSubdural ampiyem çocukluk çağında daha çok menenjite ikincil gelişen subdural efüzyonun enfekte olması sonucu gelişir (1) . Subdural ampiyem tanı ve tedavinin gecikmesi durumunda yüksek morbidite veya mortaliteye neden olabilmektedir (2) . Bilgisayar tomografi ile subdural ampiyem tanısı konulabilse de bazen bilgisayar tomografi (BT) bulguları çok belirgin olmayabilir ve gözden kaçabilir. Kontrastlı kranial ve difüzyon MRG ile subdural ampiyemi subdural effüzyon veya higromadan ayırmada çok daha etkin gözükmektedir (3)(4)(5) . Burada, menenjite sekonder subdural ampiyem gelişen, 13 yaşında kız hasta sunuldu. OLGUOn üç yaşında kız hasta bilinç bulanıklığı yakınması ile getirildi. Bir hafta önce grıbal infeksiyon geçirdiği, 2 gün önce akut sinüzite yönelik antibiyotik verildiği, dış merkezde yapılan lomber ponksiyonda (LP) BOS mikroskobisinde bol lökosit görüldüğü ve hastanemize sevk edildiği öğrenildi. Fizik muayenesinde genel durum kötü, ateş 38.9ºC, kan basıncı 110/60 mmHg, nabız 110/dk., solunum sayısı 30/dk. idi. Bilinç konfü, anlamsız sesler çıkarıyordu. Zaman ve yer oryantasyonu yoktu. Meninks irritasyon bulguları pozitifti. Kranial sinirler doğaldı. Göz dibi normaldi. Sol üst ektremitede derin tendon refleksleri ve kas tonusu azalmıştı. Sol üst ekstremitede monoparezi mevcuttu. Diğer sistem muayene bulguları doğaldı.
Hibernom, fetal kahverengi yağ doku kalıntılarından ortaya çıkan, seyrek görülen, kahverengi yağ doku tümörüdür. Genellikle erişkinlerde görülen, geniş, asidofilik, granüler ve vakuoler sitoplazmalı, santral nükleuslara sahip hücrelerden meydana gelmiş, kapsüllü, sarı-kahverengi, ağrısız ve benign yumuşak doku tümörüdür. Olgumuz 31 yaşında, boynunda şişlik şikayeti olan erkek hastadır. Yapılan görüntülemeler sonucu lezyonun lipom ile uyumlu olduğu bildirilmiştir. Eksizyon sonrası makroskopik olarak kahverengi, yer yer kirli sarı renkli yağ doku görünümünde, kesit yüzleri kahverengi ve hemorajik materyaller izlenmiştir. Mikroskopik incelemede vakuollü, granüler ve eozinofilik sitoplazmalı, yer yer santral yer yer periferik yerleşimli küçük, yuvarlak nükleuslu hücrelerden oluşan tümör gözlenmiştir. Uygulanan histokimyasal Oil-Red-O ile bu hücreler boyanmış ve lipositlerle uyumlu olarak değerlendirilmiştir. Bu bulgularla hastaya hibernom tanısı konulmuştur. Histopatolojik olarak, hibernom, granüler hücreli miyoblastom, yuvarlak hücreli liposarkom, lipoblastomatozis, sebase adenom, pleomorfik lipom ve kahverengi yağın normal birikimlerinden ayırt edilmelidir. Tedavide tümörün total eksizyonu yeterlidir. Bu olgu, nadir görülmesi, basit eksizyonla tedavi edilebilmesi ve özellikle yüksek damarlanma gösteren lezyonların ayırıcı tanısında akılda tutulması gerektiği için sunulmaya değer bulunmuştur.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.