Tekstilde geri dönüşüm sürdürülebilirlik açısından oldukça popülerdir ve bu alanda birçok araştırmacı tarafından birçok çalışma yapılmış ve yapılmaya devam etmektedir. Bu çalışmada, Ne 10, Ne 20 ve Ne 30 olmak üzere 3 farklı iplik numarasında, ana lif olarak pamuk kullanılarak %10-50 telef içeren iplikler elde edilmiş ve telefin iplik özelliklerine etkilerinin ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Elde edilen verilerin grafiksel ve istatistiksel değerlendirmeleri sonucunda telefin iplik özelliklerini beklendiği kadar olumsuz etkilemediği belirlenmiştir. Harmanlanmış ipliklerdeki telef içeriği ve oranının iplik özelliklerini daha az etkilediği ve hatta önemli bir fark yaratmadığı düşünüldüğünde, telef iplik üretiminde Ne 10 en uygun iplik numarasıdır. İplik düzgünsüzlüğü ve iplik hataları açısından teleflerin optimum karışım oranı
%30'dur. Ne 20 ipliklerin tüm özellikleri açısından %30 fire oranı en uygunu iken, Ne 30 ipliklerde tüylülük ve kopma mukavemeti açısından daha düşük fire oranlarına sahip iplik elde etmek makul gözükmektedir.
Ülkemizin tekstilde ihracata yönelik bir konumda olması, bizi kalite kontrol konusunda daha dikkatli olmaya yönlendirmektedir. Tekstil endüstrisinde üretim ardı ardına gelen prosesler sonucu gerçekleşmektedir. Bir prosesin sonucu hammaddeden başlayarak iplik, dokuma, terbiye, boya ve en son hazır giyim ünitelerinde kendini göstermektedir. Her proseste kalite kontrolle ilgili çalışmaların dikkatlice ve eksiksiz yapılması, uygunsuzlukların proseste yakalanması, aksiyon ve önlem alınması önem arz etmektedir. Bu çalışmada bir tekstil işletmesinde apre işlemi uygulanan ipliği boyalı %70 pamuk %30 keten içeren gömleklik bir kumaş seçilmiştir. Bu kumaşa sırasıyla açma, yakma, yıkama, kurutma, ramözde kimyasal apre(silikon yumuşatıcı, buruşmazlık ve su iticilik), kalandır, kondense ve sanfor işlemleri uygulanmıştır. Bu kumaşın proses kontrollerinde yapılan toplam 1343 kontrolde 31 adet uygunsuzluk gözlenmiş olup yapılan pareto analizi ile bu uygunsuzluklardan en çoğunun kumaşın yaş beklemesi sonucu olduğu, diğerlerinin ise sırasıyla rotasyonlardaki dönmeme problemi, kamara ısı problemleri ve dikkatsizlik sonucu yırtılma olduğu ortaya çıkmıştır. Kalite kontrolde yapılan testlerde ise çekmezlik ve kir-yağ problemleri gözlenmiştir. Bu uygunsuzlukların sonuçlarının kalite kontrolde ortaya çıkması nedeni ile kumaş kalitesine direk yansıyan kök-neden uygunsuzluklar olduğu, dolayısı ile uygunsuzluğu kaynağında yani proses sırasında çözümleyerek ileri safhalara taşınmasının ve kalitede problemlere yol açmasının da önüne geçilebileceği sonucuna varılmıştır.
In this experimental study, it was aimed to research the possibilities of improving the dyeing properties of 100% polyester fabrics. For this purpose, the polyester fabrics were pretreated with sodium hydroxide and chitosan. The hydrophility of the pretreated fabrics were researched and they were then dyed with acid dye at 90 ⁰C. After dyeing processes, the CIEL*a*b* color values, color strength, fastness properties (to washing, water, perspiration, and rubbing) of dyed samples were investigated, and the bursting strength of the undyed and dyed samples was also tested. The results showed that it is possible to improve the dyeing properties of 100% polyester fabrics via chitosan application and that the polyester fabrics can be dyed with acid dyes at low temperatures after being cationized with chitosan following the NaOH application.
In the present study, it was aimed to research the antimicrobial activities of prepared extracts of some plant sources such as aloe vera (Aloe barbadensis), marigold (Calendula officinalis), maidenhair fern (Adiantum capillus-veneris Linn.) and bitter melon (Momordica charantia) by using different solvents. For this purpose, the extracts of the plants in the solvents as n-hegzan, ethanol, methanol and distilled water were prepared via maceration process. Either antibacterial activies against Staphylococcus aureus and Escherichia coli or antifungal activities against Aspergillus niger of the prepared extracts were investigated. The results demonstrated that the plant sources and solvent types used in the extraction are crucial on the antimicrobial activities of the extracts.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.