No abstract

No abstract

Obezite karmaşık, multifaktöriyel ve büyük ölçüde önlenebilir bir hastalıktır. Günümüzde dünyadaki tüm ülkelerde alarm düzeyine erişmiştir. Bu nedenle günümüzde obezite ile mücadelede birçok tedavi yöntemi geliştirilmiştir. Bunlardan birisi bariatrik cerrahidir. Bariatrik cerrahi sonrası yeme, yaşam tarzı ve beden imajında önemli değişimlerden dolayı bireyler ciddi uyum sorunu yaşayabilmektedir. Hemşirelikte yaygın olarak kullanılan Roy’un Uyum Modeli (RUM); içerdiği dört uyum alanında bireylerin uyum gereksinimlerini belirlemeye ve insanın uyum sistemi ve çevresinde meydana gelen değişimlere odaklanmaktadır. Bu olgu çalışması 2017 yılında bir üniversite hastanesinde bariatrik cerrahi geçiren iki olgu, RUM’a göre bir kez ameliyat öncesi, dört kez ameliyat sonrası görüşme yöntemi ile değerlendirildi. Bu çalışmada birinci olgunun, RUM’a göre uyum sağladığı, ikinci olgunun uyum sağlayamadığı, fizyolojik ve psikolojik komplikasyonlar yaşadığı belirlendi. Çalışmada, RUM hastaların sistematik değerlendirilmesini, izlenmesini kolaylaştırdı ve sorunların saptanmasını sağladı. Bu nedenle hemşirelerin bariatrik cerrahi sonrası bireylerin yaşayabileceği uyum problemlerini ameliyat öncesi dönemden itibaren RUM’a göre değerlendirmesi ve saptanan sorunların çözümü için gerekli girişimlerin planlaması ve uygulaması ile uyumu kolaylaştırabileceği sonucuna varıldı

Bu çalışma bar iatr ik cer r ahinin(BC) beslenme okuryazarlığı üzerinde bir etkisi olup olmadığını araştırmak amacıyla planlandı. Materyal ve Metot: Ar aştır ma deneysel tipte bir vakakontrol çalışmasıdır. Çalışma 30'ar kişilik deney ve kontrol gruplarından oluşmaktadır. Veriler araştırmacılar tarafından geliştirilen anket formu ve "Beslenme Okuryazarlığı Ölçeği" kullanılarak elde edildi. Bulgular: Deney gr ubunun yaş or talaması 36±7,79 ve % 53,3'ü kadındı. Kontrol grubunun yaş ortalaması 34,5±8,35 idi, % 56,7'si kadındı. BC öncesi toplam beslenme okuryazarlığı puanı 20.10±5.68 ve toplam ameliyat sonrası beslenme okuryazarlığı puanı 29.57±3.07 idi. Kontrol grubunun toplam beslenme okuryazarlığı puanı 23,73±6,18 idi. BS sonrası, deney grubunun beslenme okuryazarlığı toplam puanı ile kontrol grubu arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulundu. Beslenme okuryazarlığı ile tanımlayıcı özellikler (eğitim düzeyi ve beslenme konusundaki bilgi düzeyi hariç) arasında anlamlı bir ilişki yoktu. Bununla birlikte, BC'den önce beslenme düzeyi ile beslenme okuryazarlığı arasında anlamlı negatif korelasyon vardı. BC'den sonra, sadece eğitim düzeyi ile beslenme okuryazarlığı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulundu. Sonuç: Bar iatr ik cer r ahinin beslenme okur yazar lığı üzerinde olumlu etkisinin olduğu sonucuna varıldı. Bariatrik cerrahi geçiren bireylerin beslenme konusunda daha araştırmacı olduğu söylenebilir. Anahtar Kelimeler: Bar iatr ik cer r ahi, beslenme okuryazarlığı, hemşirelik ABSTRACT Objective: This study was planned to investigate whether bariatric surgery (BS) has an impact on nutritional literacy. Materials and Methods: The r esear ch is an exper imental type case-control study. The study consists of thirty-person experimental and control groups. The data were obtained by using the questionnaire form developed by the researchers and the "Nutrition Literacy Scale". Results: The aver age age of the case gr oup was 36±7.79 and 53.3% were women. The mean age of the control group was 34.5±8.35, 56.7% were women. The total nutrition literacy score before BS was 20.10±5.68 and the total postoperative nutrition literacy score was 29.57±3.07. The total nutrition literacy score of the control group was 23.73±6.18. After BS, a statistically significant difference was found between the nutritional literacy total score of the experimental group and the control group. There was no significant relationship between nutrition literacy and caracteristics (except education level and level of knowledge about nutrition). However, there was a significant negative correlation between nutritional level of nutrition and nutrition literacy before BS. After BS, only a statistically significant relationship was found between education level and nutrition literacy. Conclusions: It was concluded that bar iatr ic sur ger y had a positive effect on nutritional literacy. It can be said that individuals who have undergone bariatric surgery are more researchers about nutrition.

Bal, yüzyıllar boyunca Çin, Mısır, Rum, Asur ve Roma gibi çeşitli medeniyetler tarafından çeşitli yaraları ve hastalıkları tedavi etmek amacıyla kullanılmıştır. Ancak zaman içinde antibiyotiğin bulunması ile balın tedavi amaçlı kullanımı azalmıştır. Son zamanlarda, mikrobik patojenlerde antibiyotik direncinin ortaya çıkması ile alternatif tedavi seçeneği olarak bal pansumanlarının etkisi araştırılmış. Teknolojinin gelişimi ile balın antibakteriyel ve iyileştirici etki mekanizmaları da yavaş yavaş anlaşılmaya başlanmıştır. Literatürde balın; antimikrobiyal, antienflamatuvar ve antioksidan özelliği nedeniyle, bağışıklık sistemini güçlendirici etki gösterdiği belirtilmektedir. Bu özelliklerinin yanı sıra balın içeriğindeki protein, glikoz çeşitli vitamin ve mineraller sayesinde yara iyileşmesi üzerinde de olumlu etkileri olduğu ve yara iyileşmesini hızlandırdığı tespit edilmiştir. Ayrıca balın, debridman eylemini uyarıcı, sahip olduğu osmotik etki, asiditesi, enzimatik reaksiyon sonucunda oluşturduğu hidrojen peroksit ve nitrik oksit oluşumunu uyarma özellikleri sayesinde, yara yenilenmesine önemli ölçüde katkıda sağladığı vurgulanmaktadır. Yapılan çalışmalarda, diğer yara iyileştirme yöntemlerinin başarısız olduğu yaralarda ve farklı yara tipleri üzerinde, balın etkili olduğu kanıtlanmıştır. Uygun pansuman ve yara bakımı iyileşmeyi desteklemede oldukça önemlidir. Bu nedenle yara bakımının primer sorumlusu olan sağlık profesyonellerinin alternatif tedavi seçeneği olarak bal pansumanı uygulaması ve etkileri konusunda bilgi sahibi olmaları oldukça önemlidir. Sonuç olarak bu derleme güncel çalışmalar ışığında balın yara iyileşmesi üzerine nasıl etki gösterdiğinin incelenmesi ve bal pansumanlarının yara iyileşmesinde tedavi seçeneği olarak kullanımını artırmak amacı ile yapıldı.