Çalışmanın amacı, 22 geçiş ekonomisinde finansal gelişmenin vergi gelirleri üzerindeki etkisini 2004-2018 dönemini kapsayan veri setini kullanarak incelemektir. İki değişken arasındaki ilişkiyi analiz etmek için Westerlund panel eşbütünleşme testi ile Dumitrescu ve Hurlin panel nedensellik testi uygulanmıştır. Çalışmadan elde edilen bulgular, geçiş ekonomilerinde finansal gelişme ve vergi geliri arasında eşbütünleşme ilişkisinin varlığını ortaya koymaktadır. Hem panelin bütünü hem de ülke bazında eşbütünleşme katsayıları Pesaran (2006) CCE yöntemi ile tahmin edilerek ülkelere özgü bulgular elde edilmiştir. Tahmin sonuçları geçiş ekonomilerinde finansal gelişmenin vergi geliri üzerinde pozitif ve anlamlı bir etkisinin olduğunu göstermektedir. Ancak ülke bazında finansal gelişmenin vergi gelirleri üzerinde pozitif etkisinin yanında negatif etkisinin de olabileceğini gösteren katsayılar olduğu tespit edilmiştir. Dumitrescu ve Hurlin panel nedensellik sonuçlarına göre de, finansal gelişme ve vergi gelirleri arasında çift yönlü bir nedensellik ilişkisi bulunmaktadır. Sonuç olarak, geçiş ekonomilerinde gelişen bir finansal sistemin vergi gelirlerini artırma eğiliminde olduğu söylenebilir.

Genel bir tanımlama ile insanların temel ihtiyaçlarını karşılayamama durumunu ifade eden yoksulluk, hanehalkı özellikleri, eğitim, cinsiyet vb. mikroekonomik; büyüme, enflasyon, işsizlik, gelir eşitsizliği vb. makroekonomik belirleyicileri olan bir kavramdır. Çalışmanın amacı, yoksulluğun belirleyicilerden makroekonomik belirleyicilerin yoksulluk ile ilişkisini test etmektir. 2009-2018 dönemi için 13 üst orta gelirli ülkede makroekonomik performans göstergelerinin yoksulluğa etkisi sistem GMM dinamik panel veri analiz yöntemi ile test edilmiştir. Bağımsız değişken olarak kullanılan ekonomik büyüme, enflasyon, işsizlik ve gelir eşitsizliği makroekonomik performans göstergeleri olarak belirlenmiştir. Elde edilen bulgulara göre, makroekonomik göstergelerden kişi başına GSYH arttıkça yoksulluk azalmakta, işsizlik ve gelir eşitsizliği arttıkça yoksulluk artmakta, enflasyonun ise yoksulluk üzerinde istatistiksel olarak anlamlı bir etkisi yoktur.

Çalışmanın amacı, doğrudan yabancı yatırımlarını etkileyen faktörlerin etkinliğini G-20 ülkeleri için incelemektir. Seçili veriler Birleşmiş Milletler Dünya Yatırım Raporu (1998) baz alınarak oluşturulmuştur. 2000-2017 yıllarını kapsayan çalışmada panel veri analiz yöntemi kullanılmış ve doğrudan yabancı sermayenin belirleyicileri olarak gayrisafi yurtiçi hasıla, ticari açıklık ve politik istikrar verileri analize dahil edilmiştir. Eşbütünleşme ve nedensellik analizleri yapılmış, analizler sonucunda ele alınan faktörler ile doğrudan yabancı sermaye yatırımları arasında uzun dönemli bir ilişkinin olduğu sonucuna varılmıştır. Doğrudan yabancı sermaye yatırımlarından gayrisafi yurtiçi hasılaya ve dışa açıklıktan doğrudan yabancı sermaye yatırımlarına doğru tek yönlü bir nedensellik ilişkisinin olduğu bulunmuştur.

Çalışmanın amacı, finansal gelişmenin ekonomik karmaşıklık üzerindeki etkisini N11 ülkelerinde 1995-2019 dönemi için panel veri yöntemini kullanarak analiz etmektir. Finansal küreselleşmenin kontrol değişken olarak dahil edildiği çalışmada yatay kesit bağımlılık testi yapılarak modelde yatay kesit bağımlılığı olduğu gözlenmiştir. Sonrasında CADF panel birim kök testi uygulanmış, serilerin düzey değerlerinde durağan olduğu belirlenmiş, Parks-Kmenta ve Beck-Katz tahmincileri olmak üzere iki farklı şekilde model tahmin edilmiştir. Çalışmada hem Parks-Kmenta hem de Beck-Katz tahmin sonuçlarına göre finansal gelişmenin ekonomik kompleksite üzerinde pozitif ve anlamlı bir etkisi vardır. Yani finansal gelişme arttıkça ekonomik kompleksite düzeyi artış göstermektedir. Diğer taraftan kontrol değişkeni finansal küreselleşmenin de ekonomik kompleksiteyi artırdığı tespit edilmiştir.

No abstract