Anadolu arısı (Apis mellifera anatoliaca) Türkiye'deki en yaygın arı ırkıdır. Bu arı ırkı, kuzeydoğu ve güneydoğu bölgeleri hariç ülkenin orta kısımlarındaki yerli arı popülâsyonunu oluşturmaktadır. Bu arı ırkı doğu arılarının bir dalı olarak sınıflandırılmıştır. Son zamanlarda yapılan genetik çalışmalar, bu bal arısı ırkının Doğu Avrupa arılarının bir dalı olduğunu doğrulamıştır. Renk, verim, morfolojik, fizyolojik ve davranış özellikleri bakımından büyük varyasyon gösteren Anadolu arısı, çeşitli bölgelere adapte olmuş birçok ekotipe sahiptir. Anadolu arı ırkının her ekotipi endemik çevresel koşullara sahip yaşam alanında farklı özellikler ortaya koymaktadır. Anadolu arı ırkının en yaygın ekotipleri Muğla arısı ve Orta Anadolu arısıdır. Anadolu arıları kirli sarı renkte ve küçük vücut yapısına sahiptir. İtalyan, Karniyol ve Kafkas arılarına oranla oldukça hırçın bir ırktır. Bu arı ırkı bazı çok iyi özelliklere de sahiptir. Nektar toplama, kışlama yeteneği ve oğul eğilimi yüksek fakat yağmacılık eğilimi düşüktür. Ayrıca kış döneminde az bal tüketen Anadolu bal arısı ırkı, uygun koşullarda hızlı gelişir. Besin durumuna bağlı olarak iyi larva besleme eğilimi Anadolu arısının önemli davranış özelliklerindendir. Bunlara ek olarak kovan içerisinde ilave petek örme ve propolisi fazla taşıyıp kullanma gibi arzu edilmeyen özelliklere sahiptir.
ÖZ Arıcılık kendine has özellikleri ile kırsal nüfus için iyi bir alternatif iş ve gelir kaynağıdır. Türkiye'de arıcılığın geliştirilebilmesi için uygun ekolojik koşullar, koloni sayısı ve iş gücü bakımından büyük bir potansiyel bulunmaktadır. Ülkemizde 1935 yılında 1.095.800 adet olan koloni sayısı %707,09 artış göstererek 2015 yılında 7.748.287 adete ulaşmıştır. 1935 yılında 4.338 ton olan bal üretimimiz %2.492,58 artış göstererek 108.128 tona,balmumu üretimiz ise %790,03 artışla 602 tondan 4.756 tona ulaşmıştır. Bununla birlikte1935 yılında 3,96 kg olan koloni başına bal verimi %352,53 artış göstererek 13,96 kg'a ulaşmıştır. Toplam bal ve balmumu üretimimizde incelenen yıllar itibari ile bazı yıllar azalma görülmesine karşın genelde düzenli bir artış gerçekleşmiştir. Fakat bu artışın sebebi verimliliğin artırılmasından değil, toplam koloni sayısının artmış olmasından kaynaklanmaktadır. Ülkemizde son yıllarda koloni sayısında, toplam bal ve balmumu üretiminde kayda değer artışlar olmasına rağmen koloni başına verimlilik artırılamamıştır. Türkiye ekolojik olarak arıcılık faaliyeti için çok uygun bir doğa yapısına sahip olmakla birlikte maalesef potansiyelinin çok azını kullanmaktadır.Türkiye arıcılığında karşılaşılan verimsizlikle ilgili sorunlara köklü çözüm getirecek bazı reformların acil olarak ele alınması gereklidir. ABSTRACTBeekeeping is a good alternative activity and income source for rural population with its idiosyncratic features. There are great ecological conditions, number of colonies and great potential in terms of labor force in order to develop beekeeping in Turkey.In our country, the total number of colonies 1.095.800 has been increased by 707,09 % 7.748.287 in 2015. In the same manner our honey production has been increased 4.338 tons to 108.128 with 2.492,58 % increase. This increase was from 602 tons to 4.756 tons for beeswax. Also, honey production per colony has been increased 3,96 kg to 13,96 kg with 352,53 % since 1935.Total honey and bee wax production has been increased regularly by years except same declines for same years. The reason of honey production and bee wax production is the increased number of colonies not from productivity per colony. Unfortunately, the productivity of each colony still has not
Ordu yöresinde arıcılık, çok eski yıllardan beri sürdürülen önemli bir tarımsal faaliyettir. Ordu ili arıcısayısı, gerek kovan varlığı ve gerekse üretim payı bakımından arıcılık için en önemli yörem izi oluşturmaktadır. Ekolojik, sosyal ve ekonomik yapısı gereği, Türkiye'nin her yerinde arıcılık yapılabilirken, bölge genelinde mevcut bitki türleri ilin arı popülâsyonlarının ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kalmaktadır. O nedenle Ordu arıcıları, arılarını il dışına götürerek arıcılık faaliyetlerini sürdürmektedirler. Bölge arıcılarının devletten başlıca beklentileri; uygun damızlık materyal temini, ilde bal ormanlarının geliştirilmesi, arıcı eğitimi, arı sağlığı, arı adaptasyonu, balda kalite ve standart, bal üretim maliyeti, bal pazarlaması, gezginci arıcılıkla ilgili kolaylıkların sağlanması, aşırı şeker şurubu kullanımının ve sahte balın önlenmesine yönelik tedbirlerin alınmasıdır. Bu nedenle, yöre arıcılığına ilişkin gerçekleştirilecek birtakım olumlu çalışmalar sosyal ve ekonomik açıdan yararlı olacaktır. Ayrıca yöre arıcılığı konusunda geliştirilecek bazı politikalara ve önemli çözümlere yön verebilecektir. Bu derlemenin amacı; Ordu'da arıcılığın genel yapısını ortaya koyarak, mevcut sorunlarını analiz etmek ve bu sorunlara yönelik bazı çözüm önerileri geliştirmektir.
Bu çalışma; Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon, Rize ve Artvin illerinin doğal yayılış alanlarında yetişen sarı çiçekli ormangülü (Rhododendron luteum S.), mor çiçekli ormangülü (Rhododendron ponticum L.) ve beyaz çiçekli ormangülü (Rhododendron ungernii T.) türlerine ait polenlerin bazı morfolojik özelliklerini araştırmak amacıyla yapılmıştır. Polen örnekleri, Orta ve Doğu Karadeniz Bölgesinin farklı yüksekliklerindeki ormangülü türlerinin çiçeklerinden mayıs ve haziran aylarında toplanmıştır. Bölgedeki 6 ilde (Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon, Rize ve Artvin) ormangülü türlerinin çiçeklerinin polen keseciklerinden alınan polenlerden Wodehouse yöntemine göre polen preparatları hazırlanmıştır. Hazırlanan polen preperatları kameralı ışık mikroskobu ile incelenerek, tetrad polende tek polen genişliği, tetrad polende tek polen yüksekliği ve tetrad polenin tüm boyuna ilişkin araştırma verileri elde edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre; tetrad polende tek polen genişliği, tetrad polende tek polen yüksekliği ve tetrad polenin tüm boyu sarı çiçekli ormangülü (Rhododendron luteum S.) türüne ait polen örneklerinde sırasıyla ortalama 39.87±0.43 μm, 28.41±0.35 μm, 52.93±0.43 μm, mor çiçekli ormangülü (Rhododendron ponticum L.) türüne ait polen örneklerinde sırasıyla 40.31±0.34 μm, 28.92±0.28 μm and 54.77±0.50 μm ve beyaz çiçekli ormangülü (Rhododendron ungernii T.) türü polen örneklerinde sırasıyla 41.35±0.13 μm, 29.23±1.16 μm, 55.63±1.68 μm olarak saptanmıştır. Daha önce gerçekleştirilmiş araştırmada belirlenmiş olan morfolojik özelliklerin sonuçları bu çalışmanın bulgularıyla karşılaştırıldığında polen büyüklüklerinde benzerlikler ve farklılıklar olabildiği görülmektedir. Ancak bu farklılıkların bölgelerden alınan örneklerden, kullanılan yöntemden veya ölçümün yapıldığı süre gibi etmenlerden ileri gelebileceği öngörülmektedir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.