Giriş: Bu çalışma aile hekimliği yönelimli diyabet merkezi (AHYDM) ile hastane yönelimli diyabet merkezi (HYDM)’den takipli tip 2 diabetes mellitus (DM) hastalarında hipoglisemi sıklığı ve ilişkili faktörlerin karşılaştırılmasını amaçlamaktadır. Yöntem: Bu çalışmaya 1 Aralık 2017– 31 Aralık 2019 tarihleri arasında aynı hastaneye bağlı olan iki diyabet merkezine başvuran Tip 2DM hastaları dahil edilmiştir. Çalışmada hastane içerisinde yer alan ve İç Hastalıkları Kliniği tarafından yürütülen DM merkezi HYDM olarak kabul edilirken, hastane kampüsü dışında bulunan, Aile Hekimliği Kliniği tarafından yürütülen DM merkezi ise AHYDM olarak kabul edilmiştir. Her iki merkezdeki açlık plazma glukozu düzeyi en az iki defa 70 mg/dL’nin altında saptanan hastalar vaka grubuna dahil edilmiştir. Ardından, her bir merkezde vaka grubundaki hastalara yaş ve cinsiyet açısından eşleştirilmiş, hipoglisemi atağı bulunmayan Tip 2 DM hastaları kontrol grubu olarak kabul edilmiştir. Ayrıca, Hipoglisemi Korku Ölçeği (HKÖ) iki merkezdeki vaka grubuna da uygulanmıştır. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen 240 hastanın 150 (%62,5)’si kadın idi. HYDM’deki tüm hastaların 53(%1,2)’ünde hipoglisemi saptanmışken, AHYDM’den katılan tüm hastaların 27(%0,31)’sinde hipoglisemi tespit edilmiştir. Her iki merkezdeki vaka grubunda DM süresi, insülin kullanım sıklığı ve toplam insülin dozu kontrol grubundan yüksekti (sırasıyla, HYDM için p=0,049, p<0,001, p=0,001; AHYDM için p=0,014, p<0,001, p=0,010). Ayrıca AHYDM'deki vaka grubunda hipoglisemi eğitimi alma sıklığı ve hipoglisemi eğitiminin yeterli olduğu algısı HYDM'ye göre daha yüksekti (sırasıyla p=0,029 ve p=0,046). İki merkezde de HKÖ’de fark bulunmamıştır (p>0,05). Sonuç: DM hastalarında, özellikle insülin kullanan ve T2DM süresi uzun olan hastalarda hipoglisemi açısından dikkatli değerlendirilmesi gereklidir. Ayrıca hastaların aile hekimleri tarafından hipoglisemi ile ilgili eğitilmesi hipoglisemi görülme sıklığını azaltabilir.
Background The effect of COVID-19 infection on pulmonary function is unknown. Objective This study aimed to evaluate pulmonary function tests (PFTs) of patients hospitalized with the diagnosis of COVID-19 pneumonia at 3 and 6 months post-discharge. Methods Patients aged 18 years and over who had positive COVID-19 PCR test results and were hospitalized in the pandemic service between 1 May 2020 and 31 October 2020, were included in the study. All patients were evaluated with PFTs FVC, FEV1, FEV1/FVC, and FEF25–75 at 3 and 6 months after discharge. Results The mean age of 34 patients included in the study was 47.7 ± 12.7 years. The FVC, FEV1, FEV1/FVC, and FEF25–75 measurements at 3 and 6 months post-discharge showed no significant difference (P = 0.765, P = 0.907, P = 0.707, and P = 0.674, respectively). There was no significant difference in any PFT measurements at the third month follow-up, regardless of the pharmacological treatment protocols applied during hospitalization (P > 0.05). However, FEV1/FVC and FEF25–75 levels were 83.1 [3.4]% and 91.0 [10.0]%, respectively, in those who received systemic steroid treatment, and 78.3 ± 8.5% and 72.5 ± 25.7% in those who did not (P = 0.019 and P = 0.048, respectively). In addition, FVC and FEV1 levels increased significantly from the third to the sixth month follow-up in patients who received systemic steroid therapy (P = 0.035 and P = 0.018, respectively). Conclusion Although there is no significant difference in PFT measurements from 3 to 6 months in COVID-19 patients, systemic steroid therapy may have a beneficial effect on respiratory function in COVID-19 patients.
Amaç: Sistemik İnflamasyon indeksi (SII) ve trombosit albümin oranı (PAR) inflamasyonu değerlendirmek için öne sürülen yeni biyobelirteçlerdir. Çalışmamızda Ankilozan Spondilit (AS) hastalarında hastalık aktivitesi ile SII ve PAR arasındaki ilişkiyi incelemeyi amaçladık. Yöntem ve Gereçler: AS’li 79 hasta ile 79 sağlıklı kontrol retrospektif olarak değerlendirildi. Katılımcıların demografik, klinik ve laboratuvar verileri poliklinik verileri incelenerek hastane bilgi sistemi üzerinden kayıt edildi. AS grubunda hastalık aktivite durumu Bath Ankilozan Spondilit Hastalık Aktivite İndeksi (BASDAI) skoru hesaplanarak tayin edildi. BASDAI skoru ≥4 olanlar aktif hasta olarak kabul edildi. Aktif hastalığı olan AS hastaları ile remisyonda olan hastalar SII ve PAR açısından karşılaştırıldı. Bulgular: AS grubunun yaş ortalaması 42,53±6,60, sağlıklı grubun 41,37±10,86 yıldı (p=0,460). AS grubunda 49 (%62,0), sağlıklı grupta 35 (44,3) katılımcı erkekti (p=0,026). AS grubunda sağlıklı gruba göre SII, PAR ve C-reaktif protein albümin oranı (CAR) değerlerinin istatistiksel olarak anlamlı oranda daha yüksek olduğu tespit edildi (sırasıyla p0.05). Sonuç: AS hastalarında sağlıklı kontroller ile karşılaştırıldığında SII ve PAR değerlerinin artmış olduğu tespit edilirken, beklenenin aksine hastalık aktivitesi ile SII ve PAR değerleri arasında herhangi bir ilişki tespit edilemedi.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.