ÖZET GİRİŞ ve AMAÇ: Malnütrisyon, özellikle sağlık sorunları olan yaşlılarda sık görüldüğünden önemli bir sorundur. Bu çalışmanın amacı, 65 yaş ve üzeri inmeli yaşlılarda malnütrisyon durumunu saptamak, Mini Nütrisyonel Değerlendirme Testini (MNA) ve Kısa Nütrisyonel Değerlendirme Ölçeğini (SNAQ 65+ ) karşılaştırmak ve tarama testi olarak kullanılabilirliğini belirlemektir. YÖNTEM ve GEREÇLER: Analitik ve kesitsel tipteki araştırmanın örneklemini, bir üniversite hastanesinde Nöroloji polikliniğinde takip edilen inmeli yaşlı 130 birey oluşturdu. Veriler Yapılandırılmış Soru Formu, MNA ve SNAQ 65+ ile toplandı. Verilerin değerlendirilmesinde, ortalama±standart sapma, sayı, yüzde dağılımları, chi-square analizleri kullanıldı. BULGULAR: Araştırmaya katılan inmeli yaşlı bireylerin yaş ortalaması 74,21±6,04 (Min: 65 Maks: 88) yıl olup büyük çoğunluğu (%61,5) erkektir. Katılımcıların %34,6'sının ağız/diş sorunu bulunduğu ve bunlardan %57,8'inin protez sorunu yaşadığı; %20'sinin yutma güçlüğü çektiği, %96,2'sinin üç gün içinde defekasyona çıktığı ve %3,1'inin kronik diyaresinin olduğu tespit edildi. MNA'ya göre katılımcıların %16,9'u, SNAQ 65+ 'e göre katılımcıların %18,5'inin malnütrisyonlu olduğu bulundu. SNAQ 65+ ölçeğine göre 24 hasta (%18,4) "kötü beslenmiş", MNA ölçeğine göre ise 29 (%22,3) hasta "malnütrisyonlu" olarak saptandı. TARTIŞMA ve SONUÇ: SNAQ 65+ ölçeğinin, MNA ölçeğinin tarama puanına göre duyarlılığı %68,9, özgüllüğü ise %96 olarak belirlendi. SNAQ 65+ ölçeğine göre 24 hastanın (%18.4) "kötü beslenmiş" olduğu, MNA ölçeğine göre ise 29 hastanın (%22.3) "malnütrisyonlu" olduğu, SNAQ 65+ ölçeğinin iyi beslenmiş olarak belirlediği 9 hastanın, MNA'ya göre "malnütrisyonlu" olduğu saptanmıştır. Yaşlı popülasyonda malnütrisyonu taramada "altın standart" olarak MNA ölçeğinin kullanımı önerilirken, araştırma sonucumuza göre SNAQ 65+ ölçeğinin de inmeli yaşlı hastalarda malnütrisyonu taramak amacıyla kullanılabileceği önerilmektedir. Anahtar Sözcükler: Malnütrisyon, inme, yaşlı, MNA, SNAQ 65+ . MALNUTRITION IN OLD PATIENTS WITH STROKEABSTRACT INTRODUCTION: Malnutrition is vital issue since it is frequently seen among elders with chronic diseases. The aims of this study were to assess the malnutrition of stroke patients whom were 65 years and older, and make a comparison between Mini Nutritional Assessment (MNA) and Short Nutritional Assessment Questionnaire (SNAQ 65+ ). METHODS: This cross-sectional study was conducted with 130 stroke patients who were followed in Neurology polyclinic of a University Hospital. The data were collected by a Structured Questionnaire, MNA and SNAQ 65+ Mean±Standard Deviation, percentage, Chi-Square analysises were used in statistical analysis. RESULTS: The mean age of patients participating were 74.21±6.04 (Min: 65 Max: 88) years, the majority of them were male.Concerning other findings, it was determined that 34.6% of respondents experienced mouth/teeth health problem; and 57.8% of these persons had dental prosthesis problem; 20% had swallowing difficulty; 96.2% were defecating in t...
Background Demand for apheresis blood donation has increased with the widening of the use of blood transfusion and the decrease in the donor pool. The knowledge level of apheresis donors, their attitudes such as donating again and recommending others to donate via apheresis are important in meeting this demand. Objective This analytical cross‐sectional study was conducted with 182 plateletpheresis donors to determine their knowledge and attitudes regarding apheresis blood donation. Material and methods Participants were asked 34 questions (which were prepared based on the literature and perfected by expert opinion and pre‐administration) to determine their level of knowledge regarding apheresis. A value of 1 point was assigned for each ‘correct’ answer and 0 points for ‘wrong’ and ‘do not know’ answers. Participants' total level of knowledge scores was formulated to have a value between 0 and 100 (i.e., the score of each group was divided into the number of question and multiplied by 100). Participant attitudes were evaluated based on responses to 14 questions using a 5‐point Likert questionnaire. Results Total knowledge scores regarding apheresis were moderate (55 ± 15.2). Those who were educated above the university level (compared to primary school and less, middle and high‐school education levels) had higher level of knowledge scores regarding apheresis. In general, participants had a positive attitude regarding the importance and effects of apheresis blood donation. Those with the following characteristics had a positive attitude (p < 0.05) regarding the importance of apheresis blood donation: female (compared to men), single (compared to married), 18–33 years of age (compared to 34–49 and 50–65 years of age groups, with an above‐university level of education (compared to primary school and less, middle and high‐school education levels), informed regarding apheresis blood donation, first‐time donors and donors to unknown recipients. Conclusion Study participants demonstrated a moderate level of knowledge and positive attitude regarding the importance of apheresis blood donation. Thus, to enhance attitudes on the procedure and reduce the risk of recipient infections, blood donors should be better informed regarding apheresis blood donation.
Objective: This study was conducted to evaluate the diabetes risk in first degree relatives of Type-2 diabetic patients who were not diagnosed with diabetes and test the validity of the Finnish Diabetes Risk Score (FINDRISK) in determining the risk of type-2 diabetes.Methods: First degree relatives of patients who were hospitalized in "İzmir Katip Çelebi University Atatürk Training and Research Hospital", who were not diagnosed with diabetes before, were included in this cross-sectional study. The sample of the research consisted of 200 people determined by power analysis. Data were collected by "a structured question form" and the FINRISK scale. Participants' height, weight, waist circumference were measured by the researcher, and venous fasting blood glucose (FBG) with Glycosylated Hemoglobin (HbA1c) were taken by the researcher. Results:The average age of the participants was 46.93 ± 14.83 (18-86). It was determined that the vast majority of the individuals participating in the study were female (65%), 63% were married, 50.5% received high school or higher education, and 59% worked in an income-generating job. The findings was indicated that 41.5% of the participants were in the 'high-risk group' for type-2 diabetes according to the FINDRISK score scale. Sensitivity of FINDRISK score to FBG was 100% and specificity was 60%. Conclusion:As a result of findings in this study indicate that It was determined that the risk of DM was high in the first degree relatives of the patients hospitalized with Type-2 DM and the FINDRISK score scale was a good scale in predicting new asymptomatic Type 2 diabetes.
Amaç: Monitörizasyon, yoğun bakım (YB) hastasının takibinde hayati öneme sahiptir. Bu çalışma, bir üniversite hastanesi yetişkin YB ünitelerinde aktif olarak kullanılan monitörlerin alarm değerlerinin alt ve üst sınırlarının ayarlanıp ayarlanmadığının ve bu sınırların uygunluğunun saptanması amacıyla gerçekleştirilmiştir.Yöntemler: Her monitörün alt ve üst alarm sınır ayarları "bir kez" fotoğraflanmıştır. Fotoğraflar, araştırma ekibindeki anestezi uzmanı tarafından nabız sayısı, solunum sayısı, sistolik kan basıncı (SKB), diyastolik kan basıncı (DKB), oksijen satürasyonu "alt üst sınırları ve uygunluğu" açısından değerlendirilmiştir.Bulgular: Araştırmada, cerrahi ve dahili birimler YB ünitelerindeki monitörlerin %100'ünde nabız alt ve üst limitlerinin girildiği ve büyük çoğunluğunun uygun aralıkta olduğu saptanmıştır. Dahili birimler YB ünitelerindeki monitörlerin %92 oranında alarm limitlerinin girildiği; %84'ünün uygun olduğu belirlenmiştir. Diğer yandan; 10 YB ünitesindeki 83 monitör (veri toplama saatinde aktif kullanılan) incelenmiştir. İncelenen monitörlerin hiçbirinde solunum sayısı alt ve üst sınırları girilmemiştir. Araştırma sonucuna göre YB hastalarının DKB ve solunum parametrelerinin alarm ayarlarının yapılmadığı gözlenmiştir. Sadece bir grup YB birimlerinde 3 monitörün SpO2 alt sınırlarının girildiği ancak hiçbirinin uygun olmadığı saptanmıştır. Sonuç: YB ünitelerinde monitör alarm sınırları genellikle uygun ayarlanmamaktadır. Bu sonuçlara göre YB ünitelerinde tüm monitörlerin hastanın kliniği ve gereksinimine uygun alt ve üst sınır değerlerinin doğru ayarlanması önerilmektedir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.