The methods and tools, which increase the quality of life, change based on the macro form of the cities and the level of urbanization. As a matter of fact, reasons such as the property system, expropriation practices, lack of resources and lack of urbanization make it technically and financially difficult to re-plan the cities. Urban transformation projects are carried out in order to overcome these difficulties and reorganize the worn out, aging and unhealthy areas of the cities. In this study, the city of Yozgat, which is a medium-sized city model and there is no scientific study on urban transformation applications, was chosen as a sample area. The factors that led to the spread of the concept of urban transformation in Yozgat were explained by using the literature review method, field research, on-site observation, examination and survey methods. At the same time, the causes of urban transformation, its implementation stages and its effects on urban identity were evaluated by using the survey method in legal, administrative dimensions and in line with the participation of citizens. Another aim of this study is to evaluate the compliance of the Old Industrial Zone Area, one of the urban transformation projects in Yozgat, with the national legislation and to examine the relationship between the fragmented urban transformation applications with the urban identity and the whole city.
Sürdürülebilirlik, kaynakların tüketilmeden kullanımı ve gelecek nesillere aktarımı anlamına gelmektedir. Yaşamın her alanında sağlıklı bir döngüyü ifade eden sürdürülebilirlik kavramı, sakınım kavramı ile doğrudan ilişkilidir. Doğal ve yapay çevrenin bütünleşik olarak korunması, bu çevrelerin sürdürülebilirliğinin sağlanması ile mümkün olmaktadır. Yapay çevre olarak karşımıza çıkan kentsel çevreler de bu kapsama girmektedir. Kentsel çevreler geçmişin izlerini taşıyan korunması gerekli alanlardır. Tarihsel süreçte doğal ve insan kaynaklı olarak gelişen afetler sonucunda kentsel çevreler tahribata uğramış, hatta yok olmuştur. Afetlerin etkileri can ve mal kayıpları ile sınırlı değildir. Kentsel çevrede gerçekleşen afetler, geçmişin izlerinin dolayısıyla kültürel birikimin kaybı anlamına da gelmektedir. Bu nedenle korunmaları ve gelecek nesillere aktarılmaları evrensel bir görev olarak kabul edilmelidir. Kentsel çevrelerin afet risklerinden korunabilmesindeki en önemli ilke ise sürdürülebilirliktir. Bu ilke, kentlerin sosyal, ekonomik ve çevresel sürdürülebilirlik boyutları çerçevesinde koruması anlamına gelmektedir. Bu çalışmada sürdürülebilirlik ve afet kavramları arasındaki ilişki irdelenerek açıklanmaktadır. Çalışmada sürdürülebilirliğin sosyal, ekonomik ve çevresel boyutları afet yönetim süreciyle ilişkilendirilerek incelenmektedir.
Strateji kavramı felsefi olarak yöneldiği hedefine, planlama kavramı ile birleştiğinde ulaşmakta olup kullanımı dünyada 1960’larda başlayan ancak içerik ve kapsam açısından 1980’lerin sosyal, ekonomik ve politik değişim ve dönüşüm yapısından etkilenerek gelişen ve yaygınlaşan bir kavramdır. Ülkemizde 21. yüzyılda tüm kamu kurum ve kuruluşlarında uygulanması için yasallaştırılan stratejik planlama yaklaşımı esasen Mustafa Kemal Atatürk’ün yaşam biçimidir. Yaptığı tüm eylemlerde, aldığı kararlarda ve söylemlerinde planlamanın önemini ve gerekliliğini vurgulayan Atatürk, yıllar öncesinden stratejik planlama yaklaşımıyla dünyaya ışık tutmuştur. Cumhuriyetin ilk yıllarında Atatürk’ün ekonomi, kültürel yaşam ve çevre için öngördüğü ilkeler ve kararlar bugün tüm dünya ülkelerinin uygulamaya çalıştığı stratejik planlama yaklaşımıyla örtüşmektedir. Atatürk’ü öğrenmek, örnek almak ve rol model seçmek bizi kandırılmaktan, başarısızlıktan ve geri kalmışlıktan kurtaracak tek yoldur. O’nun her cümlesi sonsuz derinliğe ve anlama sahip olup uğraş alanına göre yorumlanarak bir amaç olarak benimsenmelidir. Bu doğrultuda Sayın Prof. Dr. Ruşen Keleş’in 1983 yılında “Atatürk, Çağdaş Ankara ve Kentbilim” çalışmasından yola çıkarak “Atatürk, Stratejik Planlama ve Kentbilim” başlıklı bu çalışma hazırlanmıştır. Bu çalışmada Mustafa Kemal Atatürk’ün stratejik dehasından yararlanarak mekânsal, kentsel, çevresel ve yönetimsel yapıda yaşadığımız sorunların kaynağının ve çözüm yollarının saptanması amaçlanmaktadır.
Günümüzde ülkelerin temel sorunlarından biri enerjidir. Kentlerde nüfusun hızla artıyor olması ve sanayileşme gibi sebepler enerji ihtiyacını da artırmıştır. Dünyada ve ülkemizde enerji ihtiyacının büyük bir kısmı yenilenemez enerji kaynakları tarafından sağlanmaktadır. Fakat yenilenemez enerji kaynaklarının sürdürülemez olmasından dolayı alternatif enerji kaynaklarına yönelim başlamıştır.Ülkemizde jeotermal enerji kaynaklarının %78'inin Ege Bölgesi'nde yer aldığı bilinmektedir. Bu nedenle bu çalışmada Ege Bölgesi'nin jeotermal enerji potansiyelinin değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Ege Bölgesi'nin jeotermal enerji potansiyeli ulusal ve uluslararası kaynaklar incelenerek açıklanmaktadır. Ege Bölgesi'nin tüm illerinde jeotermal enerji kaynağının bulunuyor olması hem bölge hem de ülke ekonomisine katkı sağlamaktadır. Fakat bu potansiyelin farklı kullanım alanlarında ve diğer yenilenebilir enerji kaynaklarıyla birlikte kullanımı sürdürülebilir enerji üretimi konusunda ülkemize daha fazla katkı sağlayacaktır.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.