The possible protective effect of betulinic acid on renal ischemia/reperfusion (I/R) injury was studied. Wistar Albino rats were unilaterally nephrectomized and subjected to 45 min of renal pedicle occlusion followed by 6 h of reperfusion. Betulinic acid (250 mg/kg, i.p.) or saline was administered at 30 min prior to ischemia and immediately before the reperfusion. Creatinine, blood urea nitrogen (BUN), lactate dehydrogenase (LDH) and TNF-α as well as the oxidative burst of neutrophil and leukocyte apoptosis were assayed in blood samples. Malondialdehyde (MDA), glutathione (GSH) levels, Na + , K + -ATPase and myeloperoxidase (MPO) activities were determined in kidney tissue which was also analysed microscopically. I/R caused signifi cant increases in blood creatinine, BUN, LDH and TNF-α. In the kidney samples of the I/R group, MDA levels and MPO activity were increased signifi cantly, however, GSH levels and Na + , K + -ATPase activity were decreased. Betulinic acid ameliorated the oxidative burst response to both formyl-methionyl-leucyl-phenylalanine (fMLP) and phorbol 12-myristate 13-acetate (PMA) stimuli, normalized the apoptotic response and most of the biochemical indices as well as histopathological alterations induced by I/R. In conclusion, these data suggest that betulinic acid attenuates I/R-induced oxidant responses, improved microscopic damage and renal function by regulating the apoptotic function of leukocytes and inhibiting neutrophil infi ltration.

No abstract

No abstract

Akut özofagus nekrozu distal özofagusu çevresel olarak tutan ve mukozada siyah nekrotik görünüme neden olan nadir görülen bir sendromdur. Prezentasyon şekli vakaların çoğunda üst gastrointestinal kanamadır. Diyabet, diyabetik ketoasidoz ve kardiyovasküler hastalıklar hastalığın risk faktörleri arasında yer alır. Biz burada diyabetik ketoasidoz komplikasyonu olarak gelişen akut özofagus nekrozu olgusundan bahsedeceğiz.

Mucosal lesions due to underlying disease or drug toxicity, are important part of oncology practice. Patient with a diagnosis of hepatocellular carcinoma was treated with chemoembolisation. She presented with new onset of mucosal hyperpigmented lesion all through her oral cavity. Biopsy was consistent with mucosal melanosis, which was associated with the chemotherapeutics used in the chemoembolisation procedure. Lesion progressively improved without any treatment. Here we present an mucosal melanosis experience after chemoembolisation. J Clin Exp Invest 2015; 6 (2): 189-191 Key words: Mucosal melanosis, hyperpigmentation, adriamycin, chemoembolization ÖZETCilt ve mukozal lezyonlar onkoloji pratiğinin önemli birer parçalarıdır. Gerek altta yatan hastalık gerekse kullanılan ilaçlarla ilişkili lezyonlar sıklıkla görülmektedir. Hepatoselüler kanser tanısı ile izlenmekte olan hasta, lokal hastalı-ğa yönelik uygulanan kemoembolizasyon sonrasında oral mukozada hiperpigmente lezyonlar ile başvurdu. Mukozal biyopsi melanozis olarak değerlendirildi ve yeni gelişimli lezyonlar uygulanmış olan kemoterapötikler ile ilişkilendi-rildi. Lezyonlar sayı ve boyut olarak gerilese de izlemde sebat etti. Burada nadir bir vaka olan kemoembolizasyon ilişkili mukozal melanozis tecrübesi sunulmuştur. Anahtar kelimeler: Mukozal melanozis, hiperpigmentasyon, adriamisin, kemoembolizasyon GİRİŞOnkoloji pratiğinde gerek hastalık gerekse medikal tedaviye bağlı cilt lezyonları sık görülmektedir. Kemoterapötik ilaçlar başta olmak üzere, hormonlar, karotenoidler, ağır metaller ve antimikrobiyaller (ketokonazol, mitosiklin, zidovudin) ile ciltte hiperpigmentasyon tanımlanmıştır. Sık kullandığımız adriamisin ile benzer cilt lezyonları sık tanımlanmıştır. Burada karaciğer kemoembolizasyon için kullanılan kemoterapötikler sonrasında gelişen mukozal melanosis vakası sunulmuştur. OLGUOn beş yıldır hepatit B tanısı ile izlenen, ek komorbid hastalığı bulunmayan, 60 yaşında kadın hasta düzenli takiplerle izlenmektedir. 6 yıldır lamuvidin tedavisi alan hastanın hepatoselüler karsinoma yö-nelik yapılan bilgisayarlı tomografi görüntülemesin-de büyüğü segment 8'de yerleşimli olmak üzere malign görünümlü 8-9 adet solid kitle izlendi. Dinamik radyolojik inceleme HSK ile uyumlu ve AFP:4.5ng/ ml olarak saptandı. Parsiyel hepatektomi uygulanan hastanın patolojik değerlendirme sonucu hepatoselüler karsinom, grade 2 ile uyumluydu. İzlemde cerrahi sonrasında lokal nüks nedeniyle hastaya 3 kez kemoembolizasyon uygulandı. Kemoembolizasyon esnasında adriamisin, sisplatin ve mitomisin uygulanan hastanın son uygulama sonrasında 3. ay kontrolünde oral mukozada, özellikle bukkal mukozada daha belirgin, dil üstü ve gingivada hiperpigmente punktat lezyonlar saptandı (Şekil 1). Aktif şikâyeti olmayan hastanın fizik incelemesinde hepatosplenomegali dışında ek bulgu yoktu. Laboratuar incelemede hipersplenizm ile uyumlu bulgular mevcuttu. Tiroid, sürrenal fonksiyon testleri normaldi. Dermatoloji konsültasyonu sonrasında hastalık progresyonu, 2. primer veya ilaç reaksiy...