Türk Medeni Kanunu m. 175’te düzenlenen yoksulluk nafakası, boşanmanın mali sonuçları arasındadır ve bir bakım nafakası türüdür. TMK m. 175, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan eşin, diğer eşten mali gücü oranında süresiz olarak nafaka talep edebileceği düzenlemesini içermektedir. Madde metnindeki “süresiz” tabiri öğretide tartışmalara neden olmuştur. Yargıtay, TMK m. 175’i emredici hüküm olarak yorumlamakta ve “süresizlik” hususunda hâkimin takdir yetkisi olmadığından hareketle kararlar vermektedir. Süresiz yoksulluk nafakası, TMK m. 175 hükmüne dayanmamaktadır. Hüküm hem lafzen hem amaca göre incelendiğinde, bu sonucun açıkça ortada olduğu anlaşılmaktadır. Yoksulluk nafakasına süresiz olarak hükmedilmesi içerisinde “sürekli kadın lehine” nafaka sorununu da barındırmaktadır. Süresiz nafaka, uygulamada gerek nafaka borçlusu gerek nafaka alacaklısı açısından birçok mağduriyete sebep olmaktadır. Bu kapsamda anayasal hakların ve medeni hukuk anlamında kişilik haklarının ihlali gündeme gelmektedir. Boşanarak birbirleriyle olan her türlü ilişkinin bir an önce sona erdirilmesini talep eden eski eşleri, yoksulluk nafakası aracılığıyla bir ömür boyu karşı karşıya getirmek hakkaniyete aykırıdır. Sözü geçen bu mağduriyetleri önleyebilmek üzere bir defaya mahsus ödenen ve tazminat niteliği taşıyan bir “boşanma tazminatı”nın gündeme getirilmesi gerekmektedir.
Sorumluluğu ve Sınırlandırılması" başlıklı çalışmamızın konusu, esas itibariyle, CISG'de öngörülen tazminat sorumluluğu ve tazminat sorumluluğunun sınırlandırılmasıdır. CISG'de tazminat sorumluluğunu düzenleyen temel norm madde 74'tür. Aynı hükümde tazminat sorumluluğunun öngörülebilirlik ilkesi vasıtasıyla sınırlandırılacağı düzenlenmektedir. Tazmin edilecek zararların öngörülebilirlik ilkesiyle sınırlandırmasının en önemli sebebi, CISG tazminat sisteminde kabul edilen tam tazmin ilkesi ve kusursuz sorumluluk ilkesidir. Sözleşmeyi ihlal eden taraf, yoksun kalınan kar da dahil olmak üzere tüm zararlardan sorumludur. Öngörülebilirlik ilkesi, tazminat sorumluluğunun varlığını değil, var olan sorumluluğun kapsamını belirlemek amacıyla başvurulan bir ilkedir. Öngörünün aranacağı kişi, sözleşmeyi ihlal eden taraftır. Öngörülebilirliğin tespitinde kullanılacak ölçütler, objektif ve sübjektif ölçüttür. Öngörülebilirliğin tespitinde yararlanılacak esaslı unsurlar ise sözleşme hükümleri, ticari teamüller ve tarafların sahip olduğu atfedilen ya da fiili bilgidir. Öngörülebilirliğin aranacağı an, sözleşmenin kurulma anıdır.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.