Diş hekimliği uygulamalarında fonksiyon ve fonasyonun yanısıra doğal diş
estetiğinin de hastaya yeniden kazandırılması gün geçtikçe önem kazanmaktadır.
Estetik sorunların çözümünde günümüzde daha konservatif tedavi seçenekleri
tercih edilmektedir. Son yıllarda teknolojik gelişmeleri takiben lazer
uygulamaları oldukça popüler hale gelmiştir. Lazer teknolojisindeki
gelişmelerle beraber her geçen gün lazerin diş hekimliğinde kullanımı ile
ilgili olarak yeni olanaklar ortaya çıkmaktadır. Diğer geleneksel yöntemlere
göre lazer uygulaması, lazer ışınının kolaylıkla yönlendirilebilmesi ve yüksek
miktarda enerjinin küçük noktalara odaklanabilmesi nedeniyle oldukça ileri bir
tedavi yöntemidir. Bu vaka sunumunda; ön
grup dişlerdeki mine defektlerinin vital beyazlatma uygulaması sonrası, Er:YAG
lazer ile defekten minimal doku kaldırılıp, direkt kompozit rezin ile
restorasyonunun tamamlanması hedeflenmiştir.
Anahtar Kelimeler: estetik, lazer, kompozit
Ön bölge kırıkları daimî dentisyonda en sık görülen travma şeklidir. Bu tür travmalar hastada fonksiyonel ve estetik problemlere sebep olmaktadır. Bu tür durumlarda eğer aşırı derecede kron harabiyeti meydana gelmişse tutuculuğu artırmak için kök kanal tedavisi ile birlikte post uygulanması gerekebilmektedir. Adeziv rezinler, simanlar, kompozit restoratif materyaller, fiber postlarda meydana gelen teknolojik gelişmeler endodontik olarak tedavi görmüş ve madde kaybına uğrayan dişlerin daha estetik ve kök kırıklarına neden olmayacak şekilde rehabilitasyonuna izin vermektedir. Bu çalışmada, kron harabiyeti olan üst kesici dişin cam fiber post ve direkt kompozit rezin uygulamaları ile restorasyonu anlatılmaktadır. Kron harabiyeti gösteren endodontik tedavi görmüş dişlerin fiber post ve direkt rezin kompozitlerle restore edilmesi diş dokularının korunmasını ve hastaların memnuniyetini sağlayan, kısa sürede tamamlanabilen ve protetik işlemlere göre daha ucuz bir tedavi seçeneğidir.
The aim of this study is to evaluate and compare the bond strength and micro-leakage of three different universal adhesive systems applied in self-etch mode to dentin.
Materials and Methods:To evaluate bond strength, the mid-coronal dentin surfaces of forty-five human molar teeth were exposed and randomly assigned into three groups according to the following adhesive application: Single Bond Universal (3M ESPE), Optibond XTR (Kerr), and Tokuyama Universal (Tokuyama Dental) (n=15). The shear bond strength test was performed after composite build-up. Then, the fractured surfaces were evaluated using a scanning electron microscope (SEM). To evaluate micro-leakage, facial class V cavities were prepared to forty-five human premolars and randomly assigned into identical three experimental groups described above (n=15). After composite resin restoration of cavities, the specimens were thermocycled for 500 cycles and then immersed in basic fuchsine, sectioned, and examined under a stereo-microscope. Data were evaluated using one-way ANOVA, Tukey's, Chi-square and Mann Whitney U tests.Results: Among the adhesives, the highest bond strength was achieved in Optibond XTR, while Tokuyama Universal showed the lowest bond strength values (p<0.05). In micro-leakage results, no significant difference was reported in occlusal margins among groups. In gingival margins, Optibond XTR showed less leakage compared to Tokuyama and Single Bond Universal (p<0.05).
Conclusions:The study findings indicated that two-step universal adhesive system is more successful than one-step universal adhesive systems in bonding to dentin. Considering that bonding plays a major role in the longevity of the restoration, it can be said that the use of twostep universal adhesive systems in dentin can give more successful results.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.