In this research, 15 meteorological stations located in western Anatolia in Turkey were investigated for determining temperature properties. The vegetation season has been determined according to days when the daily temperature was greater than or equal to 8°C. The research area has 3 different vegetation durations as longer (more than 225 days in the western and southern parts), moderate (210-220 days in plateaus around Uşak, Gediz and Demirci), and shorter (180-195 days in the eastern part and less than 180 days in mountainous areas). Then, the vegetation has been reinvestigated according to climate change scenarios (RCP 4.5 and 8.5). For this purpose, the daily mean temperatures were raised by 2.6°C and 4.8°C for RCP 4.5 and RCP 8.5, respectively. In the reinvestigation period, the vegetation period will increase about 15-20 days or over 40 days according to RCP 4.5 and 8.5, respectively. Along with the increase in temperature throughout the research area, growing seasons will be significantly affected, beginning and ending dates of vegetation would shift. Owing to climate change effects, mountainous areas may be affected more than low altitude areas. As a conclusion due to the result of increasing temperature, plant development and distribution will be affected, and new plant species may occur.
Çalışmada akıllı şehir kavramının ve amaçlarının irdelenmesi ile Türkiye’deki görünümün değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Eleştirel bir yaklaşım benimsenerek akıllı şehir kavramının derinlemesine incelendiği çalışmada akıllı şehir çalışmalarının versiyon 1.0 döneminde birbirinden kopuk, sürdürülebilirliğin yanlış anlaşıldığı, teknoloji merkezli ve gri literatürden beslendiği, versiyon 2.0’da ise insan merkezli, sürdürülebilirlik, verimlilik ve yaşam kalitesi amaçlarına odaklı bir görünüme sahip olduğu bulgularına ulaşılmıştır. Strateji ve eylem planları, olgunluk değerlendirme modelleri ile endekslerin halka açık olmaması Türkiye değerlendirmesini kısıtlamakla birlikte işbirliği konusunda önemli eksiklikler tespit edilmiştir. Dijital, zeki, sürdürülebilir, yaşanabilir, dirençli, yaşlı dostu, kapsayıcı gibi sıfatları düşünebilmemizi sağlayan ‘akıl’, şehrin önüne eklendiğinde de bu sıfatları kapsaması oldukça mantıklıdır. Diğer bir deyişle akıllı olan bir şehir zaten sürdürülebilir, yaşanabilir, dirençli ve kapsayıcıdır. Akıllı cihazlarla özdeşleşen “akıllı” kelimesinin gerçek anlamda akıllı davranan insanlar gibi “akıllı” olarak değerlendirilmesi ve şehirlerin teknoloji çöplüğüne dönüştürülmemesi tavsiye edilmektedir. Bu sayede akıllı şehir kavramından teknoloji çıkarılsa da geriye akıllı davranan şehirler kalabilecek, iklim değişikliğine uyum, etkilerinin hafifletilmesi ve mücadele gibi şehirlerin günümüz ve gelecekteki sorunlarına daha hızlı çözüm üretilebilecektir. Sonuç olarak teknolojinin ve yenilikçi yöntemleri uygulamanın bir amaç değil araç olduğu şehirler için akıllı şehir veya “akıl dostu şehir” ifadesinin kullanılarak amaçlara odaklanmak günümüz ve geleceğin kentleri açısından daha doğru olacağı değerlendirilmektedir.
In recent years, a growing body of research has investigated the factors influencing land surface temperature (LST) in different cities, employing diverse methodologies. Our study aims to be one of the few to examine the socio-environmental variables (SV) of LST with a holistic approach, especially in primate cities in developing countries, which are particularly vulnerable to the impacts of climate change. In this context, the study preliminarily identifies the SV of LST while investigating the most vulnerable areas related to extreme LST at the neighborhood level. The combined 11 variables are analyzed using spatial modeling methods (GWR and MGWR). The MGWR model outperforms the GWR model with an adjusted R2 of 0.96. The results showed that: (1) the 65+ population is negatively associated with LST in 95% of neighborhoods; the socioeconomic index–LST relationship is negative in 65% of neighborhoods. (2) In 90% of the neighborhoods where the relationship between LST and the built environment ratio is positive, the socioeconomic level decreases while household size increases in 98% of the neighborhoods. (3) In 62% of the neighborhoods where the relationship between the 65+ population and LST is negative, the relationship between the socioeconomic level and LST is negative. This study aids decision-makers and planners in managing urban resources to reduce extreme LST exposure region by region and recommending multiscale policies to control determinant influences on LST.
Sanayi faaliyetlerinin coğrafi yoğunlaşmasının incelendiği çalışmada Gaziantep’te faaliyette bulunan firmaların mekânsal dağılış kalıpları incelenerek Türkiye ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi içerisindeki yeri ortaya konmaya çalışılmıştır. Yoğunlaşmanın gösterilmesinde sıklıkla kullanılan yoğunlaşma katsayısı (Location Quotient) yöntemi kullanılmıştır. Güneydoğu Anadolu Bölgesinde faaliyette bulunan firmaların tespit edilmesinde kullanılan veriler 2020 yılında TOBB sanayi veritabanı’ndan alınarak haritalandırılmıştır. Geleneksel yöntemler ile kantitatif yöntemlerin karşılaştırıldığı çalışmada Gaziantep’te bulunan firmaların yoğunlaşma dereceleri ilçe ve sektör düzeyinde belirlenmiştir. Buna göre ilçe düzeyinde OSB’lerin bulunduğu Şehitkâmil en yüksek yoğunlaşma derecesine sahipken Şahinbey ve Nizip imalat sanayinin yoğunlaştığı diğer ilçeler olarak belirlenmiştir. Sektörel bazda incelendiğinde gıda ürünleri imalatı, tekstil ürünleri imalatı, kimyasal ürünler imalatı, kâğıt ürünleri imalatı, plastik ve deri ürünleri imalatı sektörlerinde yoğunlaşma ve uzmanlaşma düzeylerinin yüksek oluğu tespit edilmiştir.
The COVID-19 pandemic has spread all over the world, negatively affecting many sectors especially health and economy. This pandemic, which occurred in the 21st century, has spread to wider geographical regions, unlike other epidemics. The globalization of economic activities and the fact that trade relations are affected by the epidemic are valid for all countries of the world. The aim of the study; Evaluation of the economic effects of the COVID-19 pandemic in terms of the ceramic industry in the world and in Turkey. From statistical data; TradeMap; based on the changes in export-import data with the code of GTİP 69- 6907-6910, the effects of the pandemic in the ceramic industry were revealed. While it has been observed that the production, export and import activities of many countries in the ceramic industry have been negatively affected, it has been revealed that Turkey has increased the export of the ceramic industry during the pandemic.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.