Background: Impacted teeth are commonly asymptomatic and not associated with any pathologic lesions for years. Any change in the size of the follicle associated with impacted teeth may result in odontogenic cysts or tumors. CBCT plays an important role in determining the radiographic features of a lesion and therefore, is very helpful for accurate diagnosis and treatment planning. Objective: This study aims to evaluate radiolucent lesions associated with impacted teeth in terms of age and sex distribution, localization, and comparison with the pathological diagnosis. Method: In this retrospective study, out of 6758 CBCT images, 400 images revealing radiolucent lesions were detected. The study included only 190 cases (regarding 180 patients) which had a matching histopathological evaluation. Data related to the age and sex of the patients, localization of the lesions, and comparison of them with the pathological diagnosis were recorded and analyzed. Results: The most encountered lesions were dentigerous cysts (60%) and odontogenic keratocysts (26.3%). Males were most affected (63.3%). Most of the lesions were found in the left and right posterior mandible and mostly (66.8 %) associated with third molars. Out of 123 radiological diagnoses of dentigerous cyst cases, histopathological diagnoses confirmed 108 cases. Regarding odontogenic keratocyst, histopathological diagnosis confirmed 40 cases out of 48. Conclusion: Radiological diagnoses of the lesions mostly match with their pathological diagnosis unless their characteristics are changed due to infection. CBCT, as a technique enabling detailed imaging of the involved dental structures, is a helpful instrument for differential diagnosis.
Stafne bone cavities (SBCs) are; well-defined radiolucent defect areas in the mandibular molar region, below the inferior alveolar canal. SBCs are generally observed unilaterally and asymptomatic in round and oval forms. SBCs are also known as lingual mandibular bone depression, developmental salivary gland defect, idiopathic bone cavity, and latent bone cyst. 1 In 1942, Edward Stafne first reported 35 asymptomatic, unilateral radiolucent areas in the mandible posterior region. 2 The anterior variant, located in the mandibular canine-premolar region, was first reported by Richard and Ziskind in 1957. 2
Oral mukozal melanom (oral malign melanom) nadir bir neoplazmdır. Oral melanomların en sık yerleşim yeri diş eti, sert damak ve alveolar krettir. Lezyon sıklıkla belirgin şişlik, dişlerde yer değişikliği, ülserasyon ve kanama şikayetleri ile tespit edilir. Agresif bir davranışı olduğu için 5 yıllık hayatta kalma oranının %33.1 civarında olduğu tahmin edilmektedir. Bu nedenle, bu olgu sunumunun amacı erken tanının önemini vurgulamak, ilgili pigmente lezyonlara daha fazla şüphe ile yaklaşılmasını tavsiye etmektir. 69 yaşında kadın hasta şişlik ve ağrı şikayetleriyle kliniğimize başvurdu. Alınan anamnezde hipertansiyon ve diyabet tanılı hastanın, şişliği son 1-2 aydır fark ettiği öğrenildi. İntraoral muayenede sert damakta, maksiller alveolar krette ve bukkal sulkus alanında pigmente ve ülsere lezyonlar tespit edildi. Radyografik muayene, hastadaki lezyonların sadece yumuşak dokuda lokalize olduğunu ortaya koydu. Biyopsi sonucunda lezyona “malign melanom” tanısı konuldu. Oral mukozal melanom nadir görülen agresif bir tümör olup hayatta kalma oranı çok düşüktür. Klinisyenler oral kavitede sıklıkla karşılaştıkları intraoral pigmente lezyonlara oral mukozal melanom ihtimaline binaen daha çok şüphe ile yaklaşmalıdırlar.
ÖZ Siyalolit, bir tükürük bezi parankimi veya kanalı içerisinde, bir veya daha fazla sayıda, oval ya da yuvarlak formdaki kalsifik odak olarak tanımlanmaktadır. En sık submandibular tükürük bezinde ve 30-60 yaş aralığında görülmektedir. 46 yaşında erkek hasta dental tedavileri için İstanbul Üniversitesi Diş Hekimiği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi Kliniği'ne başvurmuştur. Panoramik radyografisinde rastlantısal olarak sağ mandibula angulus bölgesinde radyoopak bir oluşum görülmüştür. Klinik olarak ilgili bölgede herhangi bir semptom saptanamamıştır. Konik ışınlı bilgisayarlı tomografi incelemesinde sağ angulus bölgesinde, lingual alanda, iç yapısı mikst, hiperdens odak izlenmiş olup siyalolit olduğu tespit edilmiştir. Ultrasonografide ise submandibular tükürük bezi kanalı içerisinde olduğu belirlenmiştir. Herhangi bir semptom bulunmaması nedeniyle hastanın düazenli takibi sağlanmıştır. Klinik ve radyografik bulgular ile siyalolitin lokalizasyon ve ebatlarının belirlenmesi tedavi planlamasında önemlidir. Bu vaka sunumunda asemptomatik büyük boyutlu bir siyalolit olgusunun radyolojik bulgularını sunmak amaçlanmıştır.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.