The world has spent the 20th century mostly with wars and deep political crises. In the 21st century, problems have become more complex by adding new ones to existing problems. The last crisis, the effects of which are deeply felt all over the world, has already taken its place in world history as the Covid-19 pandemic. Although Covid-19 started with a health crisis, it soon evolved into a deep global economic crisis. During this period, all countries of the world have applied for a large number of financial support to minimize the economic turbulence caused by the pandemic.Within the scope of the fight against the pandemic, one of the countries that provide direct and indirect financial support to many people who have lost income within the framework of monetary and fiscal policies is the USA. The quarantine measures implemented and the deep uncertainty environment necessitated these financial practices. However macroeconomic indicators deteriorated in the period when the pandemic was felt most severely, and ultimately, public expenditures and budget deficits increased significantly. Considering the place and size of the USA in the global economy, the policies put forward by the USA in the fight against the Covid-19 pandemic are more important for the global economy. In this context, in this study, the effects of the Covid-19 pandemic on the USA economy were discussed and policy recommendations were made for the global economic problems caused by the pandemic.

Borçlanma, devletler açısından çoğu zaman kaçınılmaz olmuştur. Hükümetlerin eğitim, sağlık, tarım, altyapı, enerji ve çevre gibi pek çok alanda geniş ölçekli kamu yatırımlarını yapması, çoğunlukla borçlanma ile mümkün olmaktadır. Bilhassa altyapı yatırımları yoluyla özel sektöre alan açılması uzun vadede büyümeye yardımcı olmakta ve özel kesim yatırımlarının çekilmesine olanak sağlamaktadır. Aynı zamanda kamu borçları, özel ve kamu kesimi yatırımlarının dışlanmasına yol açabilmektedir. Bu noktada kamu borçlarının özel ve kamu kesimi yatırımlarını dışlayıp dışlamayacağı sorusu politika yapıcılar ve ekonomi çevreleri için önem arz etmektedir. Bu çalışmada 1986-2020 yılları için Türkiye’de kamu borçlarının, özel ve kamu kesimi yatırımlarına etkisi ARDL modeliyle analiz edilmiştir. Ampirik bulgularımız dışlama hipotezini doğrulamaktadır. Buna göre kısa ve uzun dönemde Türkiye’de kamu borçlarının, özel ve kamu kesimi yatırımları üzerinde istatistiksel olarak anlamlı ve negatif bir etkisinin olduğu görülmektedir. Özel ve kamu kesimi yatırımlarının dışlanmaması için kamu borçlarının makul bir düzeyde tutulması ve özel kesimi teşvik eden alanlarda kullanılması önerilmektedir.

Devletler kamu harcamaları ve vergi politikalarıyla ekonomik faaliyetlerin seyri üzerinde yol gösterici olabilmektedir. Vergi politikaları, gelirin vergilendirilmesi yoluyla doğrudan istihdam ve yatırımları etkileyebileceği gibi sermayenin (fiziksel/beşeri) ve yatırımların marjinal verimliliğini azaltarak da ekonomik büyümeyi düşürülebilir. Harcama politikaları açısından ise gerek doğrudan kamu yatırımları gerekse kamu harcamaları uzun dönem büyüme oranları üzerinde etkili olmaktadır. Bu çalışmada maliye politikası araçlarından kamu harcamaları ve vergilerin uzun dönem büyüme performansı üzerindeki etkisi içsel büyüme modeli çerçevesinde araştırılmıştır. ARDL yöntemi çerçevesinde 1988-2020 yılları için ele alınan çalışmanın ampirik bulguları teori ile beklenen yönde sonuçlar göstermiştir. Analiz sonuçlarına göre Türkiye’de kamu harcamaları, dolaylı vergiler, işgücüne katılım, okullaşma oranı ve kamu yatırımları uzun dönemde ekonomik büyümeyi pozitif yönde etkilemektedir. Öte yandan dolaysız vergiler ise ekonomik büyüme üzerinde negatif yönde bir etki göstermektedir.