Kriptojenik organize pnömoni (KOP) ilk kez 1983 yılında Davison ve ark. tarafından tanımlanmasından önce yakın geçmişe kadar bronşiolitis obliterans organize pnömoni (BOOP) ismiyle literatürde kullanılmıştır. Etyolojisinde viral enfeksiyon, aspirasyon pnömonisi, toksik gaz inhalasyonu, transfüzyon ve radyoterapi yer almaktadır, ancak idiopatik olarak da geliştiği bilinmektedir. Hastalar klinik olarak üst solunum yolu enfeksiyonuna veya pnömoniye benzer bir tabloyla başvurabilir, ancak akciğer görüntülemesinde yaygın yama tarzında plevraya oturan konsolide sahaların yer değiştirmesi daha spesifiktir. Tedavisinde kortikosteroidler birinci basamak tedavidir ve genelde bu tedaviye iyi yanıt alınmaktadır, ancak bazen yeterli olmaz ve diğer immunosuppressif ilaçlara ihtiyaç olur, bunun yanında steroid dozu azaltıldığında relapslar görülebilir. Transbronşiyal biyopsi ile tanı konulabilmesi olasılığı düşüktür. Günümüzde kesin KOP tanısını koyabilmede en ideal yöntem görüntüleme eşliğinde yapılan tru-cut biyopsidir. Biz bu yazımızda, kesin tanı koymak için tru-cut akciğer biyopsisi uyguladığımız iki hastamızı literatür eşliğinde tartıştık.
Amaç: Sigara içme davranışının devam etmesinde ve tedavi girişimlerinin başarısız olmasında, nikotin bağımlılığının birinci neden olduğu belirtilmekte olup nikotin bağımlılığını etkileyen birçok faktör bulunmaktadır. Bu araştırmanın amacı, 18 yaş ve üzerindeki sigara bağımlılarının, sigara bırakma başarılarında hangi faktörlerin daha etkili olduğunu belirlemektir. Yöntem: Retrospektif kohort tipindeki araştırmamızda, sigara bırakma polikliniğimize başvurmuş olan bireyler telefon ile aranmış ve sözlü onamlarının alınmasını takiben anket formumuzdaki sorular ile değerlendirilmiştir. Bulgular: Çalışmamıza katılan 190 bireyin %32,1’i kadın (n=61), %67,9’u erkek (n=129) olup medyan yaş 39,5 (çeyrekler arası aralık:19, min:19 - max:78) olarak bulunmuştur. Erkeklerin %32,6’sının (n=42), kadınların ise %14,8’inin (n=9) sigara bırakmada başarılı olabildiği saptandı. Elli yaş üzeri bireylerin %38,8’i (n=19) sigara bırakmayı başarırken, 50 yaş altındakilerde bu oran %22,7 (n=32) idi. Ayrıca sigara içmeye 15 yaş ve sonrasında başlamış bireylerin sigarayı bırakmadaki başarısı, daha erken yaşta başlayanlara göre daha yüksekti (%31,1). Tedaviye düzenli devam edenlerin, düzenli devam etmeyenlere oranla sigarayı bırakmada daha başarılı olduğu görüldü (%53,8). Erkeklerde sigara bırakma başarısının, kadınlara göre 3,86 kat (GA:1,65–9,03) daha yüksek olduğu; sigaraya geç başlamanın (≥15yaş) erken başlamaya göre sigarayı bırakmayı 5,33 kat (GA:1,69–16,75); tedaviye düzenli devam etmenin ise düzenli devam etmemeye göre sigara bırakmayı 4,31 kat (GA:1,72–10,79) arttırdığı bulunmuştur. Sonuç: Erkeklerde daha yüksek olan sigara bırakma başarısının, sigaraya daha geç yaşta başlayanlarda ve tedaviye düzenli devam edenlerde anlamlı derecede arttığı bulunmuştur. Sigara bırakma başarısının halen düşük olduğu ülkemizde, sigara bağımlılığını azaltmak için önemli yapılanmalar olan sigara bırakma polikliniklerinin devamlılığının sağlanması önem taşımaktadır
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.