Gerek izlenen vergi politikaları gerekse mükelleflerin vergiye uyumsuz davranmaları sonucunda ortaya çıkan vergi açığı, idarelerin potansiyellerinin altında vergi tahsil etmesine neden olmaktadır. Bu bağlamda vergi açığı, politika açığı ve uyum açığı şeklinde ele alınmaktadır. Politika açığında hükümetler vergi gelirlerinin bir kısmından esasen kendi iradeleri ile vazgeçmektedirler. Önceden tahmin edilemeyen uyum açığında ise ekonomik, mali, sosyo-psikolojik, yönetsel, siyasal vb. pek çok sebepten dolayı mükellefler vergiye düşük oranda uyum göstermektedirler. Bu yüzden, uyum açığında idare açısından vazgeçilen gelirden ziyade kaybedilen vergi geliri söz konusudur. Ayrıca uyum açığının idarenin etkinsizliğinin bir göstergesi olması, vergi sistemini adaletsiz hale getirmesi, ekonomik-mali politikaların başarısını olumsuz etkilemesi ve sosyal adaletsizliğe yol açması gibi hususlar, vergi açığının tahmin edilmesinin ve azaltılmasının gerekliliğini ortaya koymaktadır. Bu çerçevede vergi açığının boyutlarının aşağıya çekilmesi için vergi uyumsuzluğundan kaynaklanan gelir kaybının mümkün olduğunca azaltılması gerekmektedir. Çalışmada vergi açığının tahmin edilerek, mükelleflerin vergileme karşısında tutum ve davranışlarına yön veren ve tahmin edilen bu vergi açığı üzerinde etkili olan potansiyel faktörlerin saptanması amaçlanmıştır. Bu amaç kapsamında öncelikle, verilerin elde edilebilirliği göz önünde bulundurularak seçilmiş 34 OECD ülkesinde 2005 ve 2018 yılları arasındaki vergi açığı tahmin edilmiştir. Tahminler makro yöntemlerden hareketle kayıt dışı ekonomi, gayrisafi yurt içi hasıla ve toplam vergi oranı değişkenleri kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Vergi açığı tahmin edildikten sonra “ekonomik özgürlükler, enflasyon, gelir dağılımında adalet, hükümet etkinliği, idari kalite ve yolsuzluk algısı” faktörlerinin vergi açığı üzerindeki etkisinin belirlenmesi için panel veri analizi uygulanmıştır. Bu çalışma sonucunda, vergi açığı üzerinde “enflasyon oranı” ve “yolsuzluk algısı” faktörlerinin pozitif yönde anlamlı, “gelir dağılımında adalet”, “hükümet etkinliği” ve “idari kalite” faktörlerinin ise negatif yönde anlamlı etki gösterdikleri saptanmıştır. Buna karşın, “ekonomik özgürlüklerin” vergi açığı üzerindeki etkisinin istatistiki açıdan anlamlı olmadığı sonucuna varılmıştır.
ÖZET 6360 sayılı Kanun ile birlikte Türkiye'de büyükşehir belediyelerinin sınırları il mülki sınırı olarak belirlenmiş ve bu sınırlar içinde yer alan köylerin tüzel kişiliği kaldırılarak mahalleye dönüştürülmüştür. Kırsal alanları yakından ilgilendiren bu düzenleme neticesinde yerel düzeyde merkeziyetçilik artmış ve köy halkının demokratik temsil gücü azalmış, belediyelerin sorumluluk alanları genişlemiş ve hizmet maliyetleri artmış, kentte yaşamanın gerektirdiği mali yükümlülükler köyler için de geçerli olmuş ve tarımsal üretim olumsuz yönde etkilenmiştir. 6360 sayılı Kanun'un kırsal alanlarda meydana getirdiği sorunlar, büyükşehirlerde mahallelerin kırsal ve kentsel olarak yapılandırılmasını zorunlu kılmıştır. Bu noktada 7254 sayılı Kanun ile birlikte büyükşehir sınırları içinde mahalleye dönüştürülen köylere kırsal mahalle veya kırsal yerleşik alan statüsü verilmesinin önü açılmıştır. Böylece kırsal niteliğini devam ettiren yerlere mali açıdan bazı ayrıcalıkların tanınması ve mevcut sorunların çözüme kavuşturulması hedeflenmiştir. Ancak kırsal mahalle düzenlemesinin de çeşitli aksak yönleri bulunmakta ve 6360 sayılı Kanun'un yol açmış olduğu pek çok soruna çözüm getirmemektedir.
Belediyeler halka en yakın ve doğrudan yerel halkın ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik mal ve hizmet üreten idari birimlerdir. Yerel halkın yaşam kalitesine doğrudan etki eden karar alma süreçlerine katılımı, katılımcı demokrasi anlayışının en önemli unsuru ve aynı zamanda çağdaş belediyecilik anlayışının bir gereğidir. Çalışmanın temel amacı, Çanakkale ili Ayvacık Belediyesi sınırları içerisinde bulunan ve 18 yaşının üzerinde olan vatandaşların katılımcılık düzeylerinin tespit edilmesi ve bu düzeylerinin artırılabilmesi adına atılacak adımların neler olduğunun tespit edilerek politika yapıcılara çeşitli önerilerde bulunulmasıdır. Bu kapsamda, hedef kitleye 302 adet yüz yüze anket uygulanmış ve toplanan veriler SPSS programı yardımıyla analiz edilmiştir. Frekans analizinin yanı sıra t-Testi ve ANOVA Testi uygulanarak vatandaşların katılımcılık düzeyi ile demografik özellikleri arasında farklılaşma olup olmadığı sınanmıştır. Ulaşılan sonuçlara göre, vatandaşların katılımcılık düzeyinin cinsiyete ve eğitim durumuna göre farklılaştığı tespit edilmiştir. Buna karşılık, vatandaşların katılımcılık düzeyinin mesleğe ve yaşa göre ise farklılaşmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Öz 1980'li yıllarda ortaya çıkan küreselleşme akımıyla birlikte, aslında bir paradoks olarak, yerelleşme olgusu da hızlanmış, bununla birlikte merkezden yerele doğru hazırlanan politikalar yerelden merkeze doğru hazırlanmaya başlanmış ve böylece yerelleşme olgusunun önemi zamanla artmıştır. Buna ek olarak özünde karmaşık yapılar içeren kalkınma terimi de günümüzde ulusal anlamdan yerel anlama doğru kaymaya başlamıştır. Yerel anlamda kalkınma kavramı, en basit şekliyle, yerel aktörlerin birbiriyle uyum ve işbirliği içinde olması ve yereldeki kaynakların mümkün olan en verimli biçimde kullanılarak maksimum katma değerin yaratılmasını ifade etmektedir. Yerel kalkınmada rol alan aktörler; belediye, il özel idaresi, üniversite, bölgesel kalkınma ajansı ve sivil toplum kuruluşları ve mesleki kuruluşlar olarak sıralanmaktadır. Çalışmanın odak noktası mesleki kuruluşlardan olan ticaret borsaları ile ticaret ve sanayi odalarıdır. Çalışmanın amacı, Çanakkale'de faaliyette bulunan ticaret borsaları ile ticaret ve sanayi odaları meclis üyelerinin Çanakkale'nin yerel kalkınmışlık seviyesi ile ilgili algılarının belirlenebilmesidir. Bu kapsamda Çanakkale'de faaliyette bulunan ticaret borsaları ile ticaret ve sanayi odaları bu çalışmanın kapsamını oluşturmaktadır. Çalışmada verilerin toplanmasında anket yöntemi kullanılmış olup, toplanan verilere frekans analizi uygulanmış ve Çanakkale ilinin yerel kalkınmasının sağlanabilmesi için bir takım tespit ve önerilerde bulunulmuştur.
Belediyelerin mali saydamlığına ilişkin literatürdeki ampirik çalışmalarda genel olarak belediyelerin web siteleri üzerinden kamuoyuna açıkladığı mali bilgi ve belgeler analiz edilmektedir. Bir diğer ifadeyle belediyelerin mali saydamlık düzeyi ölçülmekte ve bu düzeyi belirleyen faktörler araştırılmaktadır. Dolayısıyla belediyelerde mali saydamlığın arz yönüne odaklanıldığı ifade edilebilir. Bu çalışmada ise mali saydamlığın talep yönü bir başka deyişle mali bilgilerin alıcısı konumunda olan "vatandaş" boyutu ele alınmaktadır.Bu çalışmada vatandaşların Türkiye'deki belediyelerin mali saydamlığına ilişkin tutumu araştırılmıştır. Araştırma kapsamında Çanakkale Merkez'de ikamet eden vatandaşlara anket uygulanmıştır. Anketlerden elde edilen veriler kullanılarak güvenirlik analizi, açımlayıcı faktör analizi, grup fark testi ve korelasyon analizi yapılmıştır. Analiz sonucunda katılımcıların belediyelere ilişkin mali saydamlık talebinin yüksek olduğu tespit edilmiştir. Araştırmada mali saydamlık tutumu üzerindeki etkisi test edilen bağımsız değişkenler sosyo-demografik, ekonomik-mali ve siyasal olmak üzere üç kategori altında toplanmıştır. Bu değişkenlerden gelir düzeyi, mesleki durum, kentsel aidiyet, vergi ahlakı, belediyelerin hesap verme durumu, yolsuzluk algısı ve belediye yöneticilerine güven durumunun mali saydamlık tutumu üzerinde etkili olduğu tespit edilmiştir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.