From past to present, the evaluation of structures has been the subject of both academic studies and practices through different systematic methods. One of these methods is the "Post Occupancy Evaluation". The method, whose first implementations date back to the 1960s, enables to process hard-to-evaluate data that is based on the dynamic structure of the user. It focuses on detecting the gaps between user satisfaction and physical environment. POE provides advantages in certain subjects such as comprehending the relationship among the use, attitude, and evaluation of the building performance, and making conscious decisions about the future building designs. In this study, a review was conducted about the definition and advantages of the "Post Occupancy Evaluation" as well as its introduction into the literature and its place in the literature. Subsequently, progressing further, the studies of this model in Turkey were presented. Concerning the studies conducted since the evaluation was introduced into the academy in Turkey, the qualifications, objectives and types of buildings they focused on were cited. It was determined that the majority of the studies were conducted on several building types, and mainly focused on design evaluations, user evaluations, energy performance evaluations, and IEQ evaluations that are defined as the direct objectives of the POE studies. By evaluating the findings, the deficiencies were discovered in the implementation of the method in Turkey and the development of country-specific evaluation protocols, the importance of the evaluation method was emphasized, and the need to improve the deficiencies was stated.
Camiler biçimsel özellikleri, kullanım şekilleri, mimarlık tarihindeki önemleri bakımından akademik çalışmalara ve tartışmalara konu olmaktadır. Bu çalışmalar daha çok mimarların biçimsel arayışları ile gündeme gelen tartışmalardır. Mimarlık camiasında birçok mimar ve mimarlık eleştirmeni bu alanda düşüncelerini ifade etmiştir. Öne çıkan görüşlerden biri camilerin yakın çevresini niteleyen merkez yaratması, toplanma mekânı yaratan sosyal, kamusal bir yapı olması, anıt, simge ve işaret değeri üzerinden değerlendirilmesi gerekliliğini savunmaktadır. Cami değerlendirmelerinin çoğunlukla uzmanların biçimsel yaklaşımlarla sürdüğü görülmüştür. Buna karşın her mimari yapıda olduğu gibi sakinlerinin yorumları yapıların eksikliklerinin saptanmasında, iyileştirilmesinde ve mimari tipolojinin geliştirilmesinde önemlidir. Değişen kullanımlar ve dolayısı ile mekânsal dönüşüm kullanıcı yorumlarıyla saptanabilir kılınacaktır. Bu çalışmada Ankara'nın protokol camilerinden Ahmet Hamdi Akseki Cami ele alınmıştır. Caminin değerlendirilmesi kullanım sürecinde değerlendirme yöntemi kapsamında 139 kişilik bir alan çalışmasıyla elde edilmiştir. Cami anıt, simge ve işaret değeri, yakın çevresini niteleyen merkez yaratması, toplanma mekânı yaratan kamusal bir yapı olması, camilerin geçmiş ve güncel kullanımları doğrultusunda incelenmiştir. Böylece yapıların asıl sahibinin kullanıcıları olduğu savıyla, Ahmet Hamdi Akseki Cami'nin eksiklikleri saptanmış, öneriler sunulmuştur. İncelemeleri ve değerlendirmeleri ile bu çalışma, cami tasarımlarındaki literatüre çeşitlilik katan, kullanıcı beklentilerinin önemini vurgulayan bir etki yaratacaktır.
Kalite, bir ürünün niteliği veya uygunluğu üzerinden anılmaktadır. Yapılı çevrede kalite ise fonksiyonel, formal, yapısal ve ekonomik olmak üzere dört ana başlıkta ele alınmaktadır. Fonksiyonel kalite, mekânın planlanması, değeri, kullanım biçimleri, mekânlar arası ilişkileri, erişilebilirliği, esnekliği, dönüşebilirliği, kullanıcıların mekânsal memnuniyet algılarını, kullanıcıların mekânı kullanım biçimlerini; formal kalite, estetik, algı (kültürel değerler ve bilişsel etkenler), semiyotik anlamlar, çağa uygunluk, bağlamı ile uyumluluk gibi başlıkları; yapısal kalitenin, strüktür tasarımı, sağlamlık, uygun malzeme ve yapım tekniğini, sürdürülebilir-çevre dostu olma özelliğini; ekonomik kalite ise, planlama bütçesini, inşa bütçesini, işletme bütçesini, yatırım değerini kapsamaktadır. Bir yapının kaliteli olup olmadığının saptanması, bu başlıkların değerlendirme odaklı bir yaklaşımla ele alınmasını gerektirmektedir. Bu çalışmada ise hizmet sağlayıcının tüketici arzularını bilmesini sağlayan hizmet kalitesi modellerinden boşluk modeli, mimari yapının kalitesinin ölçülmesi için bir altlık olarak ele alınmaktadır. Çalışma boşluk modelini mimarlığa uyarlayan kavramsal bir çerçeve sunmaktadır. Bu öneride boşluk modelinin başlıca unsurlarından beklenen hizmet, beklenen mimari kaliteye; algılanan hizmet, algılanan mimari kaliteye; yeterli görülen hizmet ise, kullanıcı ve işvereni memnun eden performansa dönüştürülmüştür. Ardından hizmet kalitesindeki boşluk yaklaşımında geliştirilen boşluklardan yola çıkılarak, yapılarda beklenen ve algılanan kaliteyi ölçmek üzere uyarlanan olan dört yeni boşluk önerilmiştir. Boşlukların değerlendireceği anahtar kelimeler ve boşlukların aktörler arası ilişkileri tanımlanmıştır. Böylece yapının fonksiyonel, formal, yapısal ve ekonomik kalitesini ölçen; kullanıcı ve işverenin beklentilerinin anlaşılmasını sağlayan bir çerçeve için altlık sunulmuştur.
The cities are transformed with the flowing time. The transformation of cities is seen in many physical, social and cultural ways. These elements can be viewed individually, but also seen as intertwined formations that trigger each other. The dynamic structure of the users, which is the most important element of cities, supports this multi-faceted change. In this study, the transformation of The Ankara Mahmut Paşa bedesten, one of the bazaar structures in the core of the city, which hosts the economic and social and administrative elements of Ottoman cities, into an Anatolian Civilization Museum, which has a function of displaying and protecting artistic products in a metropolis that changes its cultural, social, economic and administrative form. Within the scope of the study, the contribution of the bedesten to the city was presented, then the city's texture and its contribution when building as built and the present time were conveyed. Through literature researches and on-the-spot observations, the time-varying spatial status and usage relations in the city were revealed in the context of the Mahmut Paşa Bedesten/ Museum of Anatolian Civilizations. As a result, it is understood The Anatolian Civilizations Museum enables it to work as a social glue that attracts visitors with this transformation. Bedesten became a place open to all while addressing only the commercial sector of the society, it has included the public open use with its open spaces designed around it, and has arranged the open area to provide space for changing public uses.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.