ÖzetBu çalışmanın amacı, dil edinimi çalışmalarındaki dil (bilgisel) ASPECT AND TENSE IN TURKISH: INTERACTION BETWEEN, TYPES OF VERBS, ARGUMENT STRUCTURE, MORPHOLOGICAL STRUCTURE AND ADVERBS IN THE EXAMPLE OF 1 st CLASS TURKISH COURSE-BOOKS Abstract The purpose of this study is to analyze the phenomenon of tense and aspect in the texts in Turkish course-books as an input in the mother-tongue acquisition processes of Turkish children. With this purpose in mind, the verbs in the first classTurkish course-books are analyzed through their morphological structure, argument structure and the adverbs that they can co-occur with. Then the interaction between these structures is presented with their frequency of usage.
In language education, teaching a language as a foreign language is an emerging field compared to teaching it as a mother tongue. However, the experiences obtained in mother tongue education are adapted to teaching a language as a foreign language with various amendments and therefore progress in this field has been achieved. Council of Europe presented some common criteria for teaching a language as a foreign language and these criteria are put into practice in many countries, including Turkey, therefore Common European Framework of Reference for Languages is also applied in teaching Turkish as a foreign language. Using a microstructural analysis, this study tries to describe the problems and/or challenges in "text writing" as a product of Turkish writing act process experienced by Syrian refugees that were forced to take refuge in Turkey due to various reasons.
Öz: Dil ve edebiyat öğretimi sürecinin önemli aşamalarından biri yazınsal ve bilgilendirici metin türlerinin öğretimidir. Dil ve edebiyat derslerinde öğrencilerden metin türlerinin özelliklerini öğrenmeleri, bu özelliklerden yola çıkarak bu metin türlerinden örnekler vermeleri beklenir. Deneme, biçimsel ve anlamsal özellikleri bakımından metindilbilimin metin türleri sınıflandırmalarında sorunlu bir tür olarak görülür. Deneme, bazı metin sınıflamalarında anlatısal, bazı sınıflamalarda ise bilgilendirici metin ağırlıklı türlere dâhil edilir. Bu karmaşanın nedeni, denemenin tanımında gizlidir. Denemenin genel tanımında, yazarın kanıtlama amacı taşımadan bir düşünceyi okura aktarmaya ya da benimsetmeye çalışması, söz konusudur. Yazar, düşüncesini benimsetme sürecinde kendi deneyimlerinden, yaşamından, örnekler verir; bu durum onu bazen anlatmaya bazen bilgi vermeye vs. yöneltir. Böylece deneme karmaşık bir metin türüne dönüşür. Her şeyden önce denemede yazarın öznel bir düşünceyi yapılandırması; bu düşünceyi kendine ve okura (topluma, dünyaya vs.) mal etmesi beklenir. Yazarın bunu nasıl başardığına dönük ayrıntılı çalışmalar alanyazında yeterince yer almamaktadır. Bu çalışmada benzer dönemlerde yaşamış, hem sanatsal metinler yazan hem de başarılı bir deneme yazarı olarak tanınan üç sanatçının (Eliot, Camus ve Tanpınar) birer deneme metninden yararlanılarak, deneme yazarlarının kendini ya da kendi görüşlerini "ben" ve "biz" adılını kullanma biçimleriyle okurlarına ne kadar kendilerine ait düşünce ilettikleri ve okurlarını kendi görüşlerine ne derecede ortak etmeyi amaçladıkları incelenmiştir. Bu çalışmada denemelerdeki ben ve biz adıllarının kullanılma biçimleri betimlenerek genel deneme tanımında yer alan "yazarın kendi düşüncesini kanıtlamaksızın okura benimsetmesi" iddiasının nasıl gerçekleştiği incelenmiştir. Bu çalışma aynı zamanda dil ve edebiyat öğretiminde kullanılan deneme metinlerinin seçimine yönelik öneriler içermektedir. Buna göre okullarda sürdürülen dil ve edebiyat eğitimi sürecinde deneme türünü öğretirken ya da deneme metinlerini seçerken, okurla kurduğu ben/bizöteki ilişkisini evrensel ve kapsayıcı bir çizgide tutan yazarların ve denemelerin çağdaş eğitimin ilkelerine daha uygun olacağı sonucuna ulaşılmıştır.
The aim of this study is to examine the reading anxiety levels of secondary school students according to parameters of gender, grade level, socioeconomic level and reading frequency. The total number of participants of the study is 598 who are students in a secondary school from different grade levels. In this study, reading anxiety scale and personal information form is used. The collected data is analyzed by using independent t-test, one-way analysis of variance and Pearson Product-Moment Correlation Coefficient. Just as the first result of the study, it has been found that the reading anxiety levels of secondary school students are low. No significant difference has been found between the levels of students' reading anxiety and the levels of gender and grade. However, the students' reading anxiety levels has differed significantly in favor of those with high socioeconomic level. According to the latest finding obtained from the study, the reading anxiety levels of the students has differed significantly in favor of those who have low reading frequency. Therefore, students reading less have more reading anxiety. These results obtained from the study are discussed as stated to the literature. Jalongo and Hirsh (2010) stated that anxiety, fear, and phobias constitute a major obstacle to one's reading skill. Zin and Rafik-Galea (2010) reported that the level of anxiety significantly affects the reading performance of ies.ccsenet.org International Education Studies
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.