Bu araştırmada Türkçe dersinde yapılandırmacı yaklaşıma dayalı mizah uygulamalarının öğrencinin Türkçe dersine yönelik tutumlarına etkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırmada, ön test-son test kontrol gruplu deneysel desen kullanılmıştır. Araştırmada her iki grup için deney öncesi ve deney sonrası ölçüm işlemleri gerçekleştirilmiştir. Bu araştırma, ilköğretim 7. sınıf Türkçe dersi ve 56 öğrenci ile sınırlandırılmıştır.Uygulama, 2008-2009 eğitim-öğretim yılı şubat ve mart aylarında yapılmıştır. Deney ve kontrol grupları üzerinde gerçekleştirilen uygulamalar, kontrol grubunda yapılandırmacı yaklaşıma dayalı karma yöntemlerle, deney grubunda ise yapılandırmacı yaklaşıma dayalı mizah uygulamaları ile sürdürülmüştür. Araştırmada; fıkralar, güldürücü hikâyeler ve anılar, resimler ve karikatürler kullanılmıştır. Deney grubunun Türkçe dersine yönelik tutum puan ortalamaları, kontrol grubunun Türkçe dersine yönelik tutum puan ortalamalarından daha yüksek olmuştur.

No abstract

Non-communicable diseases (NCDs) are the largest cause of disability and death globally. The human and financial costs of NCDs have raised questions of sustainability for many health systems. Personalized, preventive health interventions are an innovative way to address NCDs, but it is difficult to measure their effectiveness using standard evaluation methods. This article describes a novel approach to evaluation by coupling transdisciplinary methods with realist theory to design and pilot a health outcomes evaluation for a personalized medicine approach to NCD prevention in Istanbul, Turkey. Research and practice stakeholders contributed to study design, research questions, validation of results, and recommendations through interactive workshops, consistent dialogue, and reflection. They co-created a customized outcome measurement framework and recommendations that promote sustainability and continuous improvement of future evaluations. The participatory methods helped resolve the dichotomy between patient, practitioner, and researcher focus in the evaluation and improved stakeholders' data literacy. This research contributes to the body of evidence advocating for the use of non-standard methods such as transdisciplinary research to evaluate the effectiveness of complex interventions. The results of the pilot evaluation are also presented as a case study.