Bankalar açısından belirli bir faaliyet dönemi için yapılan performans ölçümü, bankalar tarafından ulaşılan başarı düzeyini ortaya koyan önemli bir göstergedir. Bu çalışmada, pay senetleri BIST'te işlem gören mevduat bankalarına ait performansın, Çok Kriterli Karar Verme (ÇKKV) yöntemleri vasıtasıyla değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla çalışmada seçilen performans kriterleri SD (Standard Deviation) yöntemi kullanılarak ağırlıklandırılmıştır. Uygulamanın ikinci aşamasında ise EDAS (Weighted Aggregated Sum Product Assessment) yönteminden faydalanılarak bankaların performansı belirlenmiştir. SD yöntemi bulguları 2015-2019 yıllarını kapsayan dönemde kriterlerin önem ağırlıklarının yıllar itibariye farklılık gösterdiğini ortaya koymaktadır. Ayrıca, analiz döneminin tümünü dikkate alan genel değerlendirmeye göre EDAS sonuçları, BIST'te işlem gören bankalar arasında en başarılı bankanın Akbank olduğunu ortaya koymaktadır.

Sanayi Devrimi'nin etkisiyle petrolün ulaşımda ve üretimde yoğun olarak kullanılması, ekonomiler için petrolü vazgeçilmez bir unsur yapmıştır. Dünya üzerinde petrol rezervlerinin belirli bölgelerde toplanması, diğer ülkeler için ithalatını zorunlu kılmıştır. Fiyatların petrol üreten ülkeler tarafından arz-talep koşullarının dışında belirlenmesi, petrol arz şoklarına yol açabilmektedir. Bu şoklar, üretim maliyetlerini önemli derecede etkileyerek ülkeleri durgunluk, enflasyon ve yüksek işsizlik gibi ekonomik sorunlarla karşı karşıya bırakır. Bu şokların etkisi altında kalan petrol ithalatçısı ülkelerden biri de Türkiye'dir. Bu çalışmada değişen petrol fiyatlarının Türkiye ihracatı üzerindeki etkisi ARDL sınır testi yaklaşımıyla araştırılmıştır. Elde edilen bulgular Türkiye için uzun dönemde petrol fiyatlarındaki artışın ihracatı pozitif yönde etkilediği şeklinde olmuştur.

The main goal of the countries that want to increase the prosperity of their citizens is economic growth. As a result of worldwide economic and prosperity growth, consumption and energy usage increased significantly. Insufficiency of the local resources lead the countries to international trade. Growth of international trade and increase of financial transactions made the current account deficit (CAD) problem very important for the countries. Therefore, countries develop policies in order to understand the causes of the CAD and resolve them. Some of the factors that cause the CAD are excessive appreciation of the country's currency, fast economic growth and increase in the imported oil prices. Increase of the CAD as a share of GDP lead economies to currency and/or financial crises by increasing their fragility. Thus, CAD preserves its actuality and significance as a problem for economies. In the last decades, the CAD issue became one of the chronical problems of Turkish economy. In this context, it is seen that Turkish economy adopted the growth with CAD strategy in last 20 years and always have CAD in this period except 1998 and 2001. In this study, the causality relation and long-term relationship of Turkey's current account balance (CAB), GDP, brent type oil prices, and real exchange rate are determined by using data of 2000: Q1-2016: Q2. According to results, there is a bidirectional causality between CAD and GDP and one-way causality from oil prices to both GDP and CAD. In addition to causality relation, according the cointegration analysis, oil prices and GDP increase the CAD in the long run.

Öz 1980'lerde yoğunlaşan küreselleşme akımıyla gelişmekte olan ülkeler, sermaye yatırımları ve doğrudan yabancı yatırımlara cazip bakmaya başlamışlardır. Gelişmekte olan ülkeler, dışardan aldıkları doğrudan yatırımlarla birlikte teknoloji, Ar-Ge gibi bilgi yoğun unsurları öğrenme ve kullanma fırsatı yakalamıştır. Yapılan yatırımlar ülkede teknoloji yetersizliği nedeniyle atıl kalan kaynakları üretime katarak üretim düzeyini artırmaktadır. Gelişmekte olan ülkeler bu yatırımlarla sürdürülebilir büyüme açısından önemli avantajlar elde etmeyi beklemektedir. Gelişmekte olan ülkeler açısından doğrudan yabancı yatırımların büyümeye destek olması gibi olumlu yanları savunulurken, ucuz kaynakların sömürülmesi ya da işsizliğe sebep olması gibi olumsuz yanlarını da savunan görüşler de mevcuttur. Bu çalışmada Türkiye için 1988-2016 dönemine ait yıllık verilerle doğrudan yabancı yatırımların büyüme ve istihdama olan etkisi araştırılmıştır. Toda-Yamamoto test sonuçlarına göre, Türkiye'de doğrudan yabancı yatırımların milli gelir ve işsizlikle nedensellik ilişkisi bulunamamıştır.

N2O, one of the most harmful of greenhouse gases, causes great damage to the environment. Although it does not attract as much attention as CO2, policies to reduce the emission of this gas are of great importance for a sustainable environment and economy. As the untimely implementation of policies can lead to inefficiency and waste of scarce resources, their timings should be considered carefully. At this point, the Environmental Kuznets Curve (EKC) approach makes a great contribution to the determination timings of policies. In this study, we investigated the EKC relation for N2O emission using the panel data of selected 20 European countries and Turkey, to examine the relationship between N2O emissions and economic growth. For this purpose, we applied the panel ARDL test to the panel data set for the period 1992-2017. According to the panel ARDL results, there is a statistically significant long-run relationship between N2O emission and economic growth. This relationship forms an "N" shaped curve.