İnsan dış âleme kendisini en iyi ve doğru şekilde dil vasıtasıyla ifade edebilir. Dil, insana varoluşsal bir nitelik olarak Allah tarafından verilmiş ayırıcı unsurdur. İnsan onunla sevinç, hüzün, mutluluk, dert, keder gibi duygu ve düşüncelerini ya doğrudan ya da metaforik anlatımlarla anlatır. Sözgelimi “dertli olmak” kavramı; üzüntü, keder, kaygı, yaşamsal tüm sorunları kuşatan insanın iç âlemine mahsus bir duygu durumunu ifade eder. Türk edebiyatında ve tasavvuf literatüründeki örneklere bakıldığında dert kavramının duygulanımdan kurtarılıp varoluşsal bir boyuta yükseltildiği gözlemlenmektedir. Bu bağlamda dert kavramı ontolojik boyuta terfi edilmiştir. İnsanın dini yönelimleri dikkate alındığında “dert” kavramına yaklaşımın inanç ile etkileşim halinde olduğunu söylemek mümkündür. Dert veya dertlere bakış açısının inançlar ekseninde anlamlandırılması, şüphesiz dert ve sıkıntılara katlanma eşiğini de etkilemektedir. Bu çalışmada Mevlânâ ve Yûnus Emre’nin anlatımlarında sıklıkla kullandıkları metaforik dilin kavramsal analizi yapılarak “dert” kavramını hem metafizikle hem de insanların gündelik hayatlarıyla nasıl ilişkilendirdikleri ele alınacaktır.
İnsan, var olduğu ilk çağlardan bu yana kendisi için iyi bir yaşama ulaşmanın imkânını sorgulamıştır. Varoluşsal amacını bu “iyi” ile ilişkilendirmiş, iyiye ulaşmayı mutlu olmak hedefiyle birlikte değerlendirmiştir. Mutluluk insan temalı tüm disiplinlerde; eylem, bilgi ve ahlak örüntüsünü takip eder şekilde tartışılmıştır. Bu bağlamda mutluluk, ontolojik olarak insanın temel hedefleri arasında yer almıştır. Ancak bu husus her zaman aynı bilinç ve anlayışla sürdürülememiştir. Nitekim son dönemlerde özellikle de modern çağdan bu zamana insanın bu odak noktasını kaybettiği görülmekte, mutluluğun kavramsal tahlilinin yatay düzlemde ele alındığı ve öz anlamının daraltıldığı gözlemlenmektedir. Bu çalışmanın amacı, mutluluk anlayışında felsefe ve tasavvuf düşüncelerinin insan ve eylemleri ile ahlak arasındaki bağlantıya dikkat çekmek, disiplinler arası benzerlik ve farkları oraya koyarak insan yaşamının nihai amacı ve motivasyonu üzerine bir ufuk oluşturmaktır. Mutluluk gibi bir varoluşsal erdemin insanlık kadar uzun bir geçmişi ve genişliği dikkate alınarak konunun sınırlandırılması uygun görülmüştür. Bu sebeple insanlık ve düşünce tarihi açısından önemli birer değer kabul edilen filozof Aristoteles ve sûfî Mevlânâ’nın düşünceleri, çalışmanın temel unsurlarını oluşturmuştur. Düşünürlerin görüşleri içerik analizine tabi tutularak incelenmiş ve değerlendirilmiştir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.