This study, it was aimed to determine the motivation of students to learn science according to learning styles and the effect of differentiated teaching practices on their opinions. A mixed research design consisting of a preliminary post test-tekrar test model with a control group and a qualitative data combination was used. The survey was conducted on 4th-grade students. 63 students, 30 in the experimental group and 33 in the control group, constituted the study group. The data were collected using the “Motivation Scale for Science Learning” and the “semi-structured interview form.” As a result of non-working findings, it is concluded that differentiated teaching practices according to learning styles are more effective for students’ motivation towards science learning than traditional teaching methods and that teaching-oriented student views support differentiated teaching practices.
Bu araştırmanın genel amacı İlkokullarda Yetiştirme Programının öğrencilerin okula bağlılık düzeylerine katkısının incelenmesidir. Araştırmada yarı deneysel desenlerden Eşit Olmayan Gruplar Ön test -Son test deseni kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunda uygulamaya katılan 63 ve katılmayan 69 öğrenci olmak üzere 132 öğrenci yer almıştır. Araştırmada veriler, Hill ve Werner'in (2006) geliştirdiği, Savi'nin (2011) Türkçeye uyarladığı "Okula Bağlanma Ölçeği (School Attachment Scale)" kullanılarak toplanmıştır. Toplanan veriler Bağımsız Örneklemler t Testi, Bağımlı Örneklemler t Testi, Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) ve Korelasyon kullanılarak analiz edilmiştir. Yapılan analizler sonucunda, uygulamaya katılan ve katılmayan öğrencilerin uygulama öncesi okula bağlılık düzeyleri arasında anlamlı farkın olduğu, uygulama bittikten sonra okula bağlılık düzeyleri arasında anlamlı bir farkın olmadığı bulunmuştur. İlkokullarda Yetiştirme programına katılan ve katılmayan öğrencilerin okula bağlılık düzeyleri ile devamsızlık değişkenine göre aralarında anlamlı farkın olduğu görülmüştür. Devamsızlığı az olan öğrencilerin okula bağlılık puanlarının da yüksek olduğu ve öğrencilerin devamsızlıkları ile okula bağlılıkları arasında negatif yönlü orta düzeyde bir ilişkinin olduğu bulunmuştur.
This case study explores Turkish-English-Arabic multilingual identity sequentially and simultaneously constructed by two refugee siblings raised by their multilingual mother in the family environment where they interact in English and Arabic while they are exposed to Turkish in societal surroundings. By focusing on the multilingualism experiences of a 7-year-old boy and a 10 -year old girl, the study aimed to explore the multilingualism of the children practising their languages. The study is filling the void of refugee children identity and language development under scrutiny via data triangulation, consisting of field notes of the researcher, a metaphor questionnaire, and semi-structured interviews. The findings suggest multilingual identity development is a way socialization and achieving success in their host country. The study offers implications for multilingual child-raising in a refugee setting offering the simultaneous use of the language repertoire of children fostering their interlanguage development, results in better awareness and improved use of the languages.
Bu araştırmanın genel amacı öğretmen ve okul yöneticilerinin görüşlerine göre denetim uygulamalarının mesleki ve etik ilkelere uygunluğunun incelenmesidir. Araştırma tarama modellerinden durum çalışması (örnek olay tarama modeli) ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmada çalışma grubu, Ankara-Çubuk ilçesinde bulunan resmi okullarda görevli ve araştırmaya gönüllü katılan 18 yönetici ve 48 öğretmen olmak üzere 66 kişiden oluşmaktadır. Araştırmada veriler, araştırmacılar tarafından geliştirilen yarı yapılandırılmış görüşme formu ile toplanmıştır. Toplanan veriler içerik analizi yöntemi ile analiz edilmiştir. Görüşme sorularına verilen cevaplardan tema ve kodlar oluşturulmuş, frekans dağılımları belirlenmiştir. Araştırma sonucunda, yönetici ve öğretmenlerin çoğunluğunun görüşüne göre; denetim görevlilerinin “tarafsızlık ve nesnellik, eşitlik, dürüstlük, gizlilik, yetkinlik ve meslekî özen” ilkelerine uygun hareket ettiği tespit edilmiştir. Fakat “çıkar çatışmasından kaçınma, nezaket ve saygı” ilkelerine uygun davranışlar sergilemediği bulunmuştur. Denetim görevlilerinin özellikle onur kırıcı, küçük düşürücü, baskıcı, hakaret ve tehdit edici tavırlarda bulunmamaları, etkili rehberlik hizmetlerine katkı sunacaktır. Ayrıca denetim görevlilerine “etkili iletişim” konusunda eğitimler verilebilir. Denetim görevlilerinin etik dışı davranışlarda bulunmalarını engellemek amacıyla “Denetim Görevlilerinin Uyacakları Meslekî Etik Davranış İlkeleri Hakkında Yönetmelik” kapsamında daha hassas davranmaları ve ilgi yönetmelik maddelerini göz önünde bulundurarak denetim sürecini gerçekleştirmeleri önerilmektedir.
Bu çalışmanın amacı okul öncesi eğitim durumlarına göre öğrencilerin ilkokula hazırbulunuşluk düzeylerinin farklı değişkenler bakımından incelenmesidir. Araştırmada ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın deseninde bağımlı değişken, öğrencilerin okula hazırbulunuşluk düzeyleri, bağımsız değişken ise öğrencilerin okul öncesi eğitim süreci, cinsiyeti, başlama yaşı, okula devam durumu, anne ve baba eğitim durumu, sosyo ekonomik düzeyidir. Araştırmanın çalışma grubu, Ankara İli Çubuk İlçesinde yer alan Şehit Emre Tunca İlkokulunda, okul öncesi eğitim yaşında bulunan 76 öğrenciden oluşmaktadır. Araştırmada veriler Bilişsel Yetenekler Testi Form 6 (BYTF-6) kullanılarak toplanmıştır. Ölçek okul öncesi dönem öğrencilerinin sözel, sayısal ve sözel olmayan muhakeme yeteneklerini ölçerek ilkokula hazırbulunuşluk düzeylerini belirlemek amacıyla kullanılmıştır. Araştırma verileri, betimsel istatistikler, Kruskal Wallis ve Mann-Whitney U testleri ile analiz edilmiştir. Araştırmada elde edilen verilere göre; okul öncesi eğitim alan öğrencilerin almayanlara göre hazırbulunuşluk düzeylerinin daha yüksek olduğu bulunmuştur. Öğrenciler arasında; okula başlama yaşı, okula devam durumu, anne öğrenim durumu değişkenleri bakımından istatistiki olarak anlamlı fark bulunurken, sosyo ekonomik düzey, cinsiyet ve baba eğitim durumu değişkenlerine göre anlamlı bir farkın bulunmadığı sonuçlarına ulaşılmıştır.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.