Kadına yönelik şiddetle mücadele son yıllarda Türkiye'de en önde gelen kamu politikalarından biri olmuştur. Kadına yönelik şiddet araştırmalarının sayılarında kayda değer bir artış meydana gelmesine rağmen, yerli dizilerin kadına yönelik şiddet algısı üzerindeki etkileri henüz kapsamlı olarak araştırılmamıştır. Ampirik çalışmamızın amaçlarından birincisi Türkiye'deki kadına yönelik şiddetle mücadele algısını ölçmek, ikincisi ise yerli dizilerin kadına yönelik şiddetle mücadele algısı üzerindeki etkilerini incelemektir. Bu amaçlara yönelik olarak, İçişleri Bakanlığı İç Güvenlik Stratejileri Dairesi Başkanlığı'nca yürütülen bir çalışma kapsamında toplanan anket verisi nicel analize (Mann-Whitney, Kruskal Wallis ve Sıralı Lojistik Regresyon analizleri) tabi tutulmuştur. Analiz sonuçları, kadına yönelik şiddetle mücadele algısında cinsiyet ve yaş farklılıklarını işaret etmektedir. Sonuçlara göre, kadınlar, gençler (18-24 yaş) ve yaşlı (55 yaş ve üstü) bireyler. kadına yönelik şiddetle mücadeleyi diğer demografik gruplara göre daha yetersiz bulmaktadır. Diğer yandan, dizi izleme sıklığı, şiddet içerikli, polisiye, hapishane ve kadına yönelik şiddet temalı dizileri sıklıkla izleme kadına yönelik şiddetle mücadele algısının yordayıcıları olarak belirmiştir. Araştırmamız yerli dizilerin kadına yönelik şiddetle mücadele algısı üzerinde olumlu etkileri olduğunu ve yerli dizilerin kadına yönelik şiddet hakkında durumsal farkındalık yaratmak konusunda faydalı olduğunu göstermektedir. Bu bağlamda, politika yapıcılar, kadına yönelik şiddetle mücadele stratejilerini geliştirirken, kadına yönelik şiddetin türleri ve şiddetin kadın üzerindeki olumsuz psikososyal etkileri konusunda toplumun bilinçlendirilmesinde, erkeklerin farkındalık düzeylerinin yükseltilmesinde yerli dizilerin etkilerinden yararlanmayı düşünebilirler.
Türk siyasi hayatındaki darbelerin hazırlanış safhasında, gerçekleştirilmesinde ve sonrasında meşrulaştırılmasında asker, yargı, akademinin yanı sıra en önemli aktörlerden birisini de medya oluşturmaktadır.27 Mayıs 1960 Türkiye Cumhuriyeti siyasi tarihindeki ilk darbe, 15 Temmuz 2016 ise günümüze kadar gerçekleşmiş son Darbe Girişimi özelliği taşımaktadır. Bu çalışmada, 27 Mayıs Darbesi ve 15 Temmuz Darbe Girişimi öncesinde, basında, özellikle "diktatörlük", "otoriterlik", "yolsuzluk", "fikir ve ifade hürriyetine baskı" kavramları etrafında oluşan darbeye kamusal rıza üretimi süreci ele alınmıştır. İlk olarak Antonio Gramsci'nin "hegemonya" ve Louis Althusser'in "devletin ideolojik aygıtları"na ilişkin teorileri kapsamında, medyanın darbe süreçlerindeki tutumu ile Türkiye' deki hegemonya arasındaki ilişki açıklanmaya çalışılmıştır. Ardından da bu iki örnek olayda kamusal rızanın nasıl üretildiği, "Kamusal Senaryo Modeli", Herbert Schiller ve Noam Chomsky'nin medya manipülasyonu analizleri çerçevesinde incelenmiştir. Merkez medya ve uluslararası medyanın bilerek veya bilmeyerek 15 Temmuz'a giden süreçte, 27 Mayıs darbesi öncesine benzer şekilde sivil ve demokratik yönetime karşı bir askeri darbeye rıza üretimi sürecinin parçası olduğu tespit edilmiştir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.