Öz Maruz bırakma ve tepki önleme ile bilişsel yeniden yapılandırma uygulamalarından oluşan bilişsel davranışçı terapi günümüzde halen obsesif kompulsif bozukluğa yönelik en etkili tedavi yöntemleri arasındadır. Yine de bazı hastalar bu tedaviden yeterince yarar görmemektedir. Bu durum standart tedavilerin etkisini arttırabilecek yeni yaklaşımlara yönelik arayışları gündeme getirmiştir. Bu bağlamda teknoloji temelli yöntemlerin güncel bilimsel çalışmalarda sıklıkla incelenmeye başlaması dikkat çekicidir. Bilişsel yanlılık değişimi teknoloji temelli yöntemlerin güncel örneklerinden biridir. Bilişse yanlılık değişimi, başta anksiyete bozuklukları olmak üzere psikopatoloji ile ilişkili dikkat ve yorumlama yanlılıkları gibi bazı bilişsel yanlılıkları değiştirmeyi hedefleyen ve bilgisayar ortamında uygulanan çeşitli görevleri içermektedir. Bilimsel araştırmalar genel olarak bilişsel yanlılık değişiminin bilişsel yanlılıkları değiştirmede ve anksiyete belirtilerini azaltmada etkili olabileceğini göstermektedir. Son yıllarda alanyazında bilişsel yanlılık değişiminin obsesif kompulsif bozukluk için de potansiyel etkilerini araştırmaya yönelik çalışmalar söz konusudur. Geniş klinik örneklemler ile yapılacak daha fazla sayıda araştırmaya ihtiyaç olmakla birlikte, bilişsel yanlılık değişiminin obsesif kompulsif bozuklukta da etkin olduğuna dair kanıtlar giderek artmaktadır. Ayrıca bazı çalışmalar obsesif kompulsif bozukluğun bilişsel davranışçı terapi ile tedavisinde bilişsel yanlılık değişiminin tamamlayıcı bir teknik olarak da kullanılabileceğini göstermektedir. Dolayısıyla, bu derleme makalesinin amacı, bilişsel yanlılık değişiminin özellikle obsesif kompulsif bozukluk belirtileri üzerindeki etkilerini inceleyen sınırlı sayıdaki görgül çalışmayı ve ortaya çıkardığı değişimlerin ardındaki etki mekanizmalarını gözden geçirmektir. Anahtar sözcükler: Obsesif-kompulsif bozukluk, bilişsel yönler, bilgisayar yardımlı tedavi, bilişsel yanlılık değişimi
Öz Bu çalışmada obsesif kompulsif bozukluk tanısı almış hastalarda farklı bellek performansları, belleğe duyulan güven ve bilme hissi kararları arasındaki ilişkilerin incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışma, DSM-IV-TR tanı ölçütlerine göre obsesif kompulsif bozukluk tanısı almış 11 hasta (klinik grup), 11 obsesif-kompulsif belirtiler gösteren ancak tanı almamış birey (eşik altı grup) ve 11 sağlıklı birey (sağlıklı kontrol grubu) olmak üzere toplam 33 katılımcı ile yürütülmüştür. Katılımcıların olaysal bellek, görsel uzamsal bellek ve çalışma belleği olmak üzere farklı bellek performanslarına yönelik ölçüm alınmıştır. Ayrıca olaysal bellek görevinde belleğe duyulan güven ve bilme hissi kararları da ölçülmüştür. Obsesif kompulsif bozukluk tanılı hastaların diğer iki grupla karşılaştırıldığında, bütün bellek performanslarının düşük olduğu, bu görevler sırasında daha yavaş oldukları, belleğe duyulan güven açısından daha olumsuz oldukları, bilme hissi kararlarının düşük ve gelecekteki bellek performanslarının başarısına ilişkin tahminlerinin de daha tutarsız ve düşük olduğu görülmüştür. Bulgular, obsesif kompulsif bozukluktaki bellek süreçlerinin incelenmesinde, belleğe duyulan güven ve belleğe ilişkin üstbilişsel değerlendirmelerin, genel bellek performansından daha fazla bilgi verici ve obsesif kompulsif bozukluk tanılı hastaları diğer gruplardan ayırt etmede daha başarılı süreçler olduğuna işaret etmiştir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.