Bu çalışmanın amacı huzurevinde kalan yaşlı bireylerde ölüm kaygısı ve ölüme ilişkin depresyon düzeylerinin bazı sosyo-demografik değişkenler açısından incelenmesidir. Çalışmaya Darülaceze Başkanlığına bağlı Huzurevi Yaşlı Bakım Rehabilitasyon Merkezinde kalmakta olan 290 yaşlı (140 kadın, 150 erkek) katılmıştır. Çalışmaya katılan yaşlılara kişisel bilgi formu ve ölüm kaygısı ölçeği ile ölüme ilişkin depresyon ölçeği uygulanmıştır. Ölüm kaygısı ölçeği ile ölüme ilişkin depresyon ölçeği arasında pozitif yönlü orta derecede bir ilişki saptanmıştır. Sosyo-demografik değişkenlerle ölçekler arasındaki korelasyonlar değerlendirildiğinde ölüm kaygısı ölçeği ve ölüme ilişkin depresyon ölçeği ile huzurevinde kalma süresi arasında negatif, çocuk sayısı ve yaş açısından pozitif korelasyon saptanmıştır. Cinsiyet, kronik sağlık sorunu ve eğitim durumu ile ölüm kaygısı ölçeği ve ölüme ilişkin depresyon ölçeği puanları arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir fark saptanmamışken ibadet etme sıklığı ve huzurevinde kalınan odadaki kişi sayısı ile ölüm kaygısı ölçeği ve ölüme ilişkin depresyon ölçeği puanları arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir fark saptanmıştır. Bu çalışmada yaşlılarda ölüm kaygısı ve ölüme ilişkin depresyon düzeyinin yaş, çocuk sayısı, ziyaret edilme sıklığı ve huzurevinde kalınan odadaki kişi sayısı ve kalma süresi ile ilişkili olduğu; medeni durum, cinsiyet, eğitim durumu ve kronik sağlık sorunu olmasının ölüm kaygısını ve ölüme ilişkin depresyonu etkilemediği saptanmıştır. Ayrıca çalışmaya katılan yaşlıların ölüm kaygısı ve ölüme ilişkin depresyonunun orta düzeyde olduğu belirlenmiştir.
Bu araştırma torunlarının bakımını gerçekleştiren büyükannelerin bakım süreciyle ilgili deneyimlerini keşfetmek amacıyla nitel araştırma yöntem ve teknikleri kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Kartopu örnekleme yöntemiyle ulaşılan 15 büyükanne ile derinlemesine görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Derinlemesine görüşmelerle oluşturulan veriler nitel veri analiz programı olan MAXQDA ile analiz edilmiştir. Analiz sonucunda büyükanneliğe atfedilen anlam, torun bakımına karar verme süreci, büyükannelerin torun bakım sürecine ilişkin deneyimleri, baş etme ve sosyal destek olmak üzere dört temaya ulaşılmıştır. Katılımcıların büyükanneliğe yönelik algılarının olumlu olduğu ancak torunlarına baktıkları süreçte birçok zorlukla karşılaştığı ortaya çıkmıştır. Büyükanneler zamanlarının büyük bir çoğunluğunu torunlarına ayırmakta ve bakım süreci boyunca sosyal yaşamdan izole olmaktadır. Büyükanneler torun bakım sürecinde zorluklarla baş etme noktasında destek mekanizmalarına duydukları ihtiyaca vurgu yapmıştır.
Suicide is an important public health problem affecting individuals and the systems surrounding them. In this study, suicide concept is considered in two ways as completed suicides and suicide attempts. Completed suicides result in death and suicide attempts are self-destructive behaviors. Studies show that while completed suicides are more in men, suicides attempts are more in women. Under the pressure of the hegemonic masculinity, men maintain their traditional masculine gender roles and may resort to suicidal behavior with the fear of failure or perception of failure. Women's suicidal behavior also has a major impact on gender-related problems and gender role expectations. Exclusion and discriminatory behaviors towards LGBTI individuals have a significant effect on suicidal behavior. When the distribution of the rates of completed suicide and suicide attempts according to sex, the selected suicide method and the reasons for suicide behavior are examined, the effect of gender is seen. All these points to the fact that gender should not be ignored in suicidal behavior. In this study, suicide is discussed from a gender perspective and the importance of gender sensitive social work practices in suicidal behavior is emphasized
Bu araştırma sosyal hizmet uzmanlarının işsizlik sürecine ilişkin algılarını ve deneyimlerini keşfetmek amacıyla nitel araştırma yöntem ve teknikleri kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Katılımcılara kartopu örnekleme tekniği ile ulaşılmış ve 15 sosyal hizmet uzmanıyla derinlemesine görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Yapılan görüşmeler sonucu elde edilen veriler MAXQDA programı ile analiz edilmiştir. Analiz sonucunda sosyal hizmet uzmanlarının işsizlik algıları, işsizliğin sosyal hizmet uzmanlarının yaşamlarındaki yansımaları, sosyal hizmet uzmanlarının işsizlikle baş etme biçimleri ve sosyal hizmet uzmanlarının kariyer planları olmak üzere dört temaya ulaşılmıştır. Sosyal hizmet uzmanları profesyonel yardım sunan bir mesleğin temsilcileri olarak dezavantajlı konumda olmayı bir hayal kırıklığı olarak görmekte ve işsizliğin yaşamlarındaki olumsuz yansımalarına vurgu yapmaktadır. Sosyal hizmet uzmanları işsizlikle baş etme noktasında sosyal hizmet bilgi ve becerilerinden faydalanmakta ve çeşitli kariyer planlamaları yapmaktadırlar.
Bu araştırma toplumsal cinsiyetin erkek sosyal hizmet uzmanlarının mesleki yaşamlarına nasıl yansıdığını keşfetmek amacıyla yapılmıştır. Fenomenolojik yaklaşımın kullanıldığı araştırmada 25 sosyal hizmet uzmanına ulaşılmıştır. Çalışmada açık uçlu anket formu kullanılmıştır. Nitel veri analiz programı olan MAXQDA kullanılarak yapılan analiz sonucunda sosyal hizmet uzmanlarının erkeklik algıları, sosyal hizmetin kadınlara özgü bir meslek olup olmadığına ilişkin algıları ve sosyal hizmet uygulamalarında erkek sosyal hizmet uzmanı olmak temalarına ulaşılmıştır. Araştırma sonucunda erkek sosyal hizmet uzmanlarının toplumsal cinsiyet rolünü benimsemediği, sosyal hizmeti kadınlara özgü bir meslek olarak görmediği ve sosyal hizmet uygulamaları sırasında erkek sosyal hizmet uzmanı olarak otorite olarak görülmeleri, uygulamalar sırasında karşılaştıkları tehlikeli durumların üstesinden gelmeleri, kadın müracaatçılar ile iletişim kuramamaları gibi noktalarda çeşitli avantaj ve dezavantajlara sahip olduğu görülmüştür. Çalışmada erkek sosyal hizmet uzmanlarının toplumsal cinsiyete duyarlı olmasının önemi vurgulanmaktadır. Çalışma, toplumsal cinsiyetin sosyal hizmet uygulamalarındaki yansımalarını sosyal hizmet uzmanlarının deneyimleri üzerinden keşfetmesi nedeniyle hem eleştirel erkeklik çalışmaları hem de sosyal hizmet disiplini açısından alana katkı sağlamaktadır.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.