İnsanlık, Sanayi Devriminden bu yana teknolojide olağanüstü gelişmelere tanık olmaktadır. Günümüzde öğrenme hızını artıran beyin cihazı, hasar gören dokuyu onaran çip, yapay zeka ile kanser tedavisi bilim insanlarının başarıyla sürdürdükleri çalışmalardan sadece birkaçıdır. Heyecan veren bu gelişmelerle eş zamanlı olarak 21. yüzyılın ilk çeyreğinde Çin'in Wuhan kentinde ortaya çıkan bir virüs, bu çabaların yeterli olmadığını ve insanların daha yapacak çok şeylerinin olduğunun unutulmaması gerektiğini hepimize bir kez daha hatırlattı. COVID-19 olarak adlandırılan virüs, yaşamın olağan akışını etkileyerek birey, ulusal ve uluslararası düzeyde değişimi zorlayan sonuçlar üretme kapasitesine sahiptir. COVID-19 sonrasında insanlık günlük yaşam, çalışma hayatı, eğitim-öğretim, siyaset, ekonomi ve uluslararası ilişkiler başta olmak üzere geçmişte edindiği bilgi ve deneyimleri bir kez daha gözden geçirme ihtiyacı hissedecektir.
Bu çalışma, temel olarak "dijital diplomasi" kavramına açıklık getirerek, dijital platformların uluslararası ilişkiler ve diplomasi etkinliklerinde kullanımını örnekler üzerinden ortaya koymaktadır. Dijital diplomasi, kavramsal olarak literatürde, pratik olarak ise dış politika uygulayıcıları arasında farklı platformlarda çeşitli yönleri ile tartışılmaktadır. Kavramla ilgili literatürde olan temel tartışma, farklı kavramların benzer anlamlarda kullanıldığı gibi aynı zamanda kavramın kapsamıyla da ilgilidir. Genel olarak kavramsal tartışmalar ve pratik uygulamalar, dijital diplomasinin kamu diplomasisi örneklerini içermesine rağmen kamu diplomasisinin altında bir alt alan olarak değerlendirilemeyecek kadar geniş bir kullanım alanına sahip olduğunu göstermektedir. Dijital dünyanın erişilebilirliği sayesinde bireysel ve kurumsal etkileşim daha fazla dijitalleşmiş, saydamlaşmış ve iletişimin iletkenliği artmıştır. Dış politika yapıcıları da interneti ve sosyal medya kanallarını sadece iletişim ve görüşleri paylaşmak için kullanmamaktadırlar. Covid-19 pandemisi devletlerin, uluslararası örgütlerin ve uluslararası aktörlerin diplomasi yapımının dijital alana kaymasını hızlandırmıştır. Dijital alandaki gelişmeler ve dönüşümler gelecek yıllarda dijital diplomasinin devletler tarafından daha yoğun olarak kullanılacağını göstermektedir.
Popülizm, geniş halk kitlelerinin desteğini kazanabilmek için siyasi parti ve liderlerin iç ve dış politikaya ilişkin söylem, vaat, eylem ve girişimlerini kapsamaktadır. Dünyanın farklı bölgelerindeki toplumlar, siyasi, ekonomik ve kültürel manada siyasi elitlerin popülist politikalarına maruz kalmaktadır. Popülist siyaset tarzı, siyaset aktörlerinin iktidarı almak veya elde tutmak için tercih ettiği bir araca dönüşürken; siyaset aktörleri, popülist söylem ve icraatlarıyla toplumu mobilize etmeyi başarabildikleri ölçüde iktidara gelebilmekte ya da iktidarda kalabilmektedir. Popülizmin çağın koşullarına ayak uyduran karakteri ise onu ulusal ölçekli bir girişim olmaktan çıkararak uluslararası ve ulus ötesi boyutlara ulaştırmaktadır. Ayrıca, iç politika meselelerinin yanı sıra dış politika konuları da popülist söylem ve pratiklere giderek daha fazla malzeme oluşturmaktadır. Trump siyaseti ve Brexit Süreci, popülizmin değişen ve dönüşen karakterinin öne çıkan iki örneği olmaktadır. Bu çalışma, bir yandan uluslararası ilişkilerde popülizmin artan rolüne odaklanırken, diğer yandan Trump siyaseti ve Brexit sürecinden yola çıkarak, halkın siyasi tercihlerini yönlendirmede iç politika meseleleri gibi dış politik konuların da popülist söylem ve girişimlerle araçsallaştırıldığını ileri sürmektedir.
Değişim ve süreklilik, birbiriyle etkileşim içinde olan süreçler olup yaşamın her alanında mevcutturlar. Küresel siyasette uluslararası aktörlerin davranışları, değişim ve süreklilik ortamında gerçekleşmektedir. Sistemik kırılmaların yaşandığı dönemlerde, devletler ve diğer aktörler değişim ve süreklilik arz eden tercihlerinde farklılaşmalara zorlanmaktadırlar. Küresel arenadaki baş döndürücü değişime rağmen devletlerin güvenlik kompleksleri, güç etkileşimleri, çatışmalar, uzlaşmalar ve ittifaklar süreklilik arz etmeye devam etmektedir. I. Dünya Savaşı'ndan sonra Orta Doğu'da gerçekleşen değişim, bölgede yeni bir yapılanmayı zorunlu kılmıştır. Bölgenin yeni aktörleri arasında kurulan ittifaklar ve ortaklıklar, değişimi olduğu kadar yeni bir sürekliliği de işaret etmektedir. Bölgede oluşan süreklilik, II. Dünya Savaşı, Soğuk Savaş, 11 Eylül Saldırıları ve Arap Baharı gibi kırılma dönemlerinde çeşitli boyutlarıyla etkilenmiştir. Arap Baharı, Orta Doğu'daki ittifak ilişkilerinde kırılmalar ve akışkanlıklar yaratmıştır.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.