In this paper, a series of polyazomethines (PAZs) were prepared using dihydroxy substituted Schiff bases and 1,4-diiodobenzene. Also, different group effect such as methylene carbon and etheric oxygen bridges on photophysical, electrochemical, conductivity and thermal properties were clarified. The new polymeric materials structures were confirmed by means of H-NMR, FT-IR and UV-vis measurements. The molecular weight distributions of polymers were determined with gel permeation chromatography (GPC) measurements. Photophysical behaviors of polymers were explored by UV-vis absorption and fluorescence measurements. TGA-DTA and DSC techniques have been used for the thermal characterization of the PAZs. Thermal data and fluorescence measurements showed that etheric oxygen bridge containing polymers have a bit higher char and emission intensity than the methylene carbon bridge carrying polymers. According to TG analysis, T values of P-2MPDP, P-2-OPDP, P-4-MPDP and P-4-OPDP were found as 210, 250, 249 and 233 °C, respectively. The HOMO-LUMO energy levels, electrochemical (E' ) and optical (E ) band gaps were calculated from cyclic voltammetry (CV) and UV-vis measurements, respectively. The electrochemical (E ') band gaps values of P-2MPDP, P-2-OPDP, P-4-MPDP and P-4-OPDP were calculated as 2.68, 2.32, 2.34 and 2.07, respectively. Additionally, four-point probe technique was used to measure solid state electrical conductivities of both doped and undoped states of the PAZs.
Dünya nüfusunda yaşanan artışa bağlı olarak kentsel alanlardaki yapısal unsurlarda da hızlı bir artış meydana gelmektedir. Yapısal unsurlarda ortaya çıkan bu artış kentsel alanlardaki yeşil alanların zaman içersinde azalmasına hatta yok olmasına neden olmaktadır. Özellikle de kentlerin gelişiminde önemli bir yere sahip olan mekânsal planlarda yeşil alanların dikkate alınmaması bu alanların kaybını hızlandırmaktadır. Bu çalışmada, orta ölçekli kent olan Niğde kenti içerisinde yer alan mevcut yeşil alanlar ile imar planlarında planlanan yeşil alanların niceliksel olarak sahip oldukları değerlerin karşılaştırılarak değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Çalışmada ilgili kurum ve kuruluşlardan, arazi çalışmalarından ve çalışma alanı ile ilgili literatürden elde edilen veriler aracılığıyla gerçekleştirilen analizler sonucunda mevcut durumda 589 276.01 m²lik alana sahip 177 adet aktif yeşil alan olduğu ve kişi başına 4.09 m² aktif yeşil alan düştüğü belirlenmiştir. 2035 yılı projeksiyonuna göre hazırlanan uygulama imar planında ise 2 717 293.15 m²lik alana sahip 647 aktif yeşil alan bulunmaktadır. İmar planında yer alan aktif yeşil alanlar uygulandığı zaman mevcut nüfusa göre kişi başına düşen aktif yeşil alan miktarı 18.87 m² iken, plan kapasite nüfusuna göre kişi başına düşen aktif yeşil alan miktarının 6.29 m² olduğu belirlenmiştir. Bu kapsamda araştırma alanı içerisinde yer alan aktif yeşil alanların yetersiz olduğu tespit edilmiş olup, araştırma alanındaki yeşil alanların nicel artışını sağlamaya yönelik bir takım öneriler geliştirilmiştir.
Özet: Dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaşanan hızlı nüfus artışı kentsel yerleşim alanlarının büyümesini zorunlu kılmaktadır. Yerleşim alanlarındaki bu büyüme, kentlerin içerisinde ve çevresinde yer alan ekolojik yapının bozulmasına neden olmaktadır. Bu nedenle kentlerin büyümesinde ve şekillenmesinde önemli bir yere sahip olan imar planları, kentlerin sahip olduğu ekolojik yapının sürdürülebilirliği açısından önemlidir. Yasal mevzuat kapsamında hazırlanan imar planlarında mevcut ekolojik yapının dikkate alınması, kentsel gelişimin ekolojik yapı üzerindeki etkisini azaltacaktır. Bu kapsamda araştırmanın amacı, nüfus artışına bağlı olarak ortaya çıkan kentsel büyümenin ve yayılmanın şekillenmesinde önemli bir rol oynayan imar planlarının peyzaj metrikleri kullanılarak peyzaj ekolojisi yaklaşımıyla değerlendirilmesidir. Niğde kentine yönelik gerçekleştirilen araştırmada, araştırma alanına ait veritabanı ArcGIS programında oluşturulmuştur. Veri tabanı üzerinden Avrupa Birliği Corine Arazi Sınıflandırma Sistemi I./II. düzey temel alınarak mevcuttaki (13 Temmuz 2017 tarihine ait uydu görüntüleriyle) ve imar planındaki arazi örtüsü/arazi kullanımı tipleri gruplandırılmıştır. Elde edilen gruplara yönelik analizler Fragstats 4.2 yazılımı aracılığıyla belirli peyzaj metrikleri (sınıf düzeyinde 7 ve peyzaj düzeyinde 1) kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Sonuç olarak, imar planlarında çok sayıda yeşil alan planlanmış olmasına rağmen, zaman içerisinde artan yapılaşmaya bağlı olarak ortalama yama büyüklüğündeki azalış kentin ekolojik yapısını olumsuz etkileyecektir.
Özet:Vadiler kentlerin önemli topoğrafik yapılarıdır ve diğer yeryüzü şekillerine göre farklı özelliklere sahiptir. Bir çok vadi yakın çevresindeki iklim tipinden farklı bir mikroklimaya sahip olabilmektedir. Đklimsel farklılıklar ise, vadilerde bulunan vejetasyon yapısının farklı olmasına sebep olmaktadır. Dolayısı ile vadilerde yapılması düşünülen bitkilendirme çalışmalarında bu farklılık ve nedenleri önem kazanmaktadır. Bu makalede vadilerdeki bitki oluşumuna etki eden etmenler, Büyükesat vadisi örneğinde incelenmiş ve sonuç olarak vadi içinde yapılması muhtemel bitkilendirme çalışmaları için uygun -uygun olmayan alanlar ve ekolojik şartlar belirlenmiştir.Anahtar Kelimeler: Vadi, ekolojik koşullar, bitkilendirme, Büyükesat Vadisi. Abstract:Valleys are important topographic elements in the cities and they have different characteristics than other earth shapes. Many of valleys may have distinguished climatic conditions than near surroundings. Because of this climatic dissimilarity, vegetation structure is also different in valley. Therefore these differences and their reasons affect planting efforts in valleys. In this article, the factors that affect the plant growth conditions in valleys were investigated in the example of Büyükesat Valley case. As a result, the areas and ecological conditions which are suitable or not suitable for potential plantation were identifies.
One of the problems that emerged as a serious problem in urban life with the emergence of urbanization in modern life is vandalism. Vandalism has been the subject of research in many disciplines from sociology to psychology, from urban design to architectural and industrial design. Vandalism, which is described by researchers as a type of aggression, occurs in different forms depending on many causes and effects, and can be seen in almost every area of our lives. In this context, the aim of the research is to determine the thoughts and attitudes of university students about vandalism actions. The sample size of the research consists of 133 students who continue their education in the main campus of Akdeniz University. The data obtained as a result of the questionnaire study based on volunteerism were analyzed in the SPSS program. The findings of the analysis were evaluated and interpreted. As a result, it is revealed that even some of the students (%50.4) complicit, they think vandalism is a type of malicious activity that causes adverse effects in all areas of life.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.