The current study presents an evaluation of the laboratory instructional tasks prepared based on innovative teaching approaches (research-inquiry, problem solving, project, argumentation and web-based interdisciplinary learning approaches) designed to enhance science teachers’ biotechnology knowledge, awareness and laboratory experiences. The laboratory instructional tasks developed by the researchers aim to improve the laboratory experiences, as well as support the teaching of biotechnology through innovative teaching approaches. For this purpose, in-service training course titled Biotechnology Education Practices was conducted with the voluntary participation of science teachers (n = 17). The current study employed the embedded design. The quantitative part of the embedded design is designed as the single group pretest-posttest model and the qualitative part of it is designed as the case study. The data of the current study were collected through the Biotechnology Awareness Questionnaire, Biotechnology Evaluation Questions, The Laboratory Self-Evaluation form and worksheets. The results obtained from the analyses revealed that the instructional tasks conducted within the context of the Biotechnology Education Practices resulted in significant effects on the science teachers’ biotechnology knowledge and awareness and that the innovative teaching approaches were effective in developing the science teachers’ laboratory experiences. It would be useful to use laboratory instructional tasks enriched with innovative teaching approaches in teaching biotechnology subjects.

The purpose of the current study is to investigate the pre-service science teachers' attitudes towards laboratory safety in relation to variables such as gender, the state of participating in laboratory applications during their high school education, grade level and the type of graduated high school. The sampling of the study conducted by using survey method consists of 135 first-year and fourth-year students attending Science Teaching Department of Education Faculty at Mugla Sitki Kocman University in 2012-2013 academic year. Based on the scales presented in the literature, the researchers developed the Scale of Attitudes towards Laboratory Safety. At the end of the study it was concluded that the variables of gender, state of participating in laboratory applications in high school, grade level and graduated high school do not have significant effects on pre-service science teachers' attitudes towards laboratory safety.

Bu çalışmada, çeşitli çevresel örneklerden n-dekan yüzeyine en iyi şekilde adsorbe olan bakterilerin izolasyonu, biyodegredasyon yetenekleri ile çeşitli fizyolojik özelliklerinin belirlenmesi ve yağ/su ara yüzü ile bakteriyel etkileşimlerin incelenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Çalışmanın amacına uygun olarak çevresel örneklerden bakteri izolasyonları yapılmıştır. İzolatlar koloni ve hücre morfolojileri ile Gram reaksiyonları bakımından incelenmiştir. İzolatların yağ/su ara yüzü etkileşimleri ve yağa tutunma durumları hidrokarbona bakteriyel adezyon (HBA) testi ile belirlenmiştir. Ayrıca, izolatların n-dekan giderim yetenekleri kantitatif olarak yağ parçalama oranı (YPO) analizi ile gerçekleştirilmiştir. Bulgular: n-dekan içeren besiyeri kullanılarak n-dekan parçalanması ve yağ/su ara yüzü etkileşimleri ile ilgili yapılan çalışmalardan 12 bakteriyel izolat elde edilmiştir. İzolatların agar petri üzerinde farklı koloni morfolojileri sergiledikleri gözlenmiştir. Hücre boyama sonucu, izolatların çoğunluğunun çubuk morfolojide olduğu ve Gram reaksiyonlarının değişkenlik gösterdiği tespit edilmiştir. Yağ/su ara yüzüne adsorbsiyon analizlerinde, izolatların çoğunun değişen oranlarda (%3-25) yağ/su ara yüzüne tutunduğu tespit edilmiştir. Bunun yanında, bazı izolatların ise hidrofobik özellik sergilemediği saptanmıştır. Çalışmadan elde edilen izolatların %48-97 oranında n-dekan giderimi yapabildikleri tespit edilmiştir. Sonuç: Ön çalışma niteliğinde yapılan yağ/su ara yüzü çalışmalarından elde edilen mevcut verilere göre, bakteriyel hidrofobisite/adsorpsiyon ile biyofilm oluşumu arasında doğrudan bir ilişki kurulamasa da, hidrofobik özellikteki bakterilerin yağ/su ara yüzünde iyi derecede biyofilm yapısı oluşturduğu söylenebilir. Ayrıca, n-dekana iyi adsorbe olan izolatların aynı zamanda yüksek bir n-dekan giderim yeteneğine sahip oldukları gözlenmiştir.